- 1153 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ANNE BAŞTA TAC İMİŞ, HER DERDE İLAÇ İMİŞ…
Anne sevgisi, şefkati tüm beşeri sevgilerin anahtarıdır. Anahtar nasıl kapıyı açarsa işte o sevgi de tüm gönül köşklerinin kapısını öyle açar. Sevgi, önce Allah ve peygamber sevgisiyle başlar, ondan sonra diğer sevgiler gelir. Sevgi, şefkat, merhamet, annelik vasfı taşıyan tüm canlılar âlemindeki en vahşi hayvanlarda bile mevcuttur.
Annenin sevgisinin saflığındaki güzellik dünyaya başka bir anlam katar. Sonra sevgi, saflıktan fiile dönüşür. Gerçekten de hayatta önce sevmeli, sonra sevilmeli. Sevgi yansıyarak, çoğalarak size geri döner. Ne kadar çok verirsen, sevilmen de o kadar çoğalacaktır. Bunu kim istemez ki…
Hep fedakâr edenden daha fazla fedakârlık yapmasını isteriz. Fedakârlık timsali annelerimiz bıkmadan, usanmadan sürdürür fedakârlıklarını. 9 ay karnında büyütmüş, doğum anında yaşanan sıkıntı ve sancıları çeken bilir misalinden, az kahrımızı çekmemiş midir analarımız… Sonra her türlü zorluklara rağmen bakmış, bakmış, bakmış… Hayatından hayatımıza, canından canımıza can katmış…
Her şeyin sahtesini üretebiliriz ama anne sevgisinin sahtesi pek olmaz, kolay anlaşılır.
Anne sevgisi, her şeyiyle samimi, katıksız ve içtendir. Annelerimiz bizi doğup büyüttü ve evlendirdi, bu günlere getirdi. Çocuklarımız oldu onları büyütüyoruz ya da büyüttük. Sonra anneanne, babaanne, dedelik başlıyor. Güzel ama unutulan bir şey var. Teşbihte hata olmaz “Kurtlar yaşlanınca çakallara maskara olurlarmış.” Sözü gibi olmamalı büyüklerimizin durumu. Annelerimizin değeri her geçen gün daha da önemsenmeli. Ne yazık ki, bu gün annesinin söylediklerinden rahatsız olan, ya da eşinden dolayı annelerini huzur evine göndermek isteyen evlatlar var.
Peki, bu gün annesinin kendisini doğururken ne kadar sıkıntı ve sancılar çektiğini unutmayan, doğumun gerçekleştiği o gün annesini arayıp dünyaya getirişinden dolayı teşekkür eden kaç evlat var…
Bakın bir gerçek hikâye; evin telefonu sabaha karşı dörtte çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı. Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi “Nasılsın oğlum iyi misin? Diye sordu. Oğlu şaşkın bir ifadeyle “İyiyim anne hayırdır, bir şey mi oldu, siz iyi misiniz? Dedi.
Annesi “biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim.” Dedi. Oğlu da “Anne bunun için mi aradın saat sabahın dördü, yarın da konuşabilirdik.” Deyince annesi de “Rahatsız mı ettim oğlum” dedi. Oğlu “ Evet anne rahatsız ettin” deyince annesi “30 sene önce sen de beni bu saatte rahatsız etmiştin oğlum, günün kutlu olsun” dedi.
Annelerimiz bizler için bir gün değil, her gün önemlidir. Anneleri bir gün hatırlamak, hatırlanmayı bir güne sığdırmak anneliğe en büyük ayıptır, hakarettir. Biz annelerimizi her gün, her an seviyoruz. Bu bizin inanç ve kültürümüzden kaynaklanmaktadır. Çünkü annelere en yüce makam verilmiş; “Cennet annelerin ayağı altındadır.”denmiştir.
Birçok şeylerin değerini varken ya da sağken anlayamıyoruz. Ne zaman ki değerler elden gidiyor, o zaman varlığını ve değerini anlıyoruz. Hâlbuki her şeyin değerini varlığında kavramalı, önemsemeli ve ona sahip çıkmalıyız. Bu değerlerden biri de, toplumun özü, ailenin en etkin unsuru olan annelerdir.
Dünyada hiçbir şey annelerimizin yerini dolduramaz. Onları bir güne değil, tüm günlere sığdırmak, bir ömür boyu mutlu etmek gerekir…
YORUMLAR
Çok güzel bir yazı emeğinize ve yüreğinize sağlık. Ben de sizin fikirlerinize katılıyorum bir güne ne sevgi. ne mutluluk ne de hatır sığar hele anne sevgisi her güne yayılması gereken en yüce duygudur. Koca bir yıl annesinin hatırını sormayıp bir anneler günü telefon eden evlat mutlu eder mi hiç anasını.. Ben çocuklarımdan hiç hediye beklemem almalarını da istemiyorum çünkü ben onların sadece sağlıklı, mutlu ve başarılı olmalarını istiyorum. Ne yapayım ben hediyeyi gönülden sıcacık yanağımı öpsünler yeter. Bütün anneler de benim gibi düşünüyorlardır çünkü anne sözcüğü aslında binleri, onbinleri topluyor içine...
Tekrar kutluyorum saygı ve selamlarımla...