- 1047 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
KOVALANAN YILLAR
Geçen zaman için; yıllar yılları, saatler saatleri kovalamış deriz dururuz. O zaman bunu daha da indirgersek haftalar, ayları, saniyeler dakikaları, dakikalar da saatleri kovaladı.
Hiç düşündünüz mü? Acaba yıllar mı kovalanmış yoksa bizler mi? 0-3 yaş süt çocuğu, sonra oyun çocuğu derken en küçük hallerimiz, sonra ilköğretim, ortaöğretim derken okul çocuğu yaşlarımız ve ergenlik, gençlik derken ortayaş dönemimiz kovalandı. Çünkü çoğumuz istemedik o güzel yılların geçmesini ve hep de geçmişin özlemini duyduk.
Şimdi ise kovalanmış yıllardan sonra yakalayacağımız yıllar var diyorum kendi kendime... Ama yakalayacağım yıllar belki geçmişteki enerjimizi bulamayacaklar ama yine de ben denemek istiyorum.
Geçmişte yaşanmış olan ne var ne yoksa aslında geleceğin tecrübesidir, el rehberidir. Belki daha az yanlışla, daha çok doğrumuz olacak. Fırsat bulup yapamadığımız şeyler için küçük kapılar aralayacağız. Ama gönlümüz hep kovalanmış yıllarımızda olacak tabiki... Neler kaçmadı ki yaşanılan ömürde şöyle bir bakıyorum da pek çok şey... Hani deriz ya bazen keyfim kaçtı diye.. Daha neler kaçmaz ki; kaçan şanslar, fırsatlar, sağlık, bazen iştah hatta keçileri kaçıranlar bile var...
O zaman nihayete ne zaman ereceğini bilmediğimiz yıllar için sığdırmak lazım bir şeyler... Ertelediğimiz, zamanında fırsat veya zaman bulamadığımız, o zaman imkanlarımızın yetmediği ne varsa, karınca kararınca, gücümüz yettiğince bir yerlerden başlamak lazım.
Hayat bu işte bir kovalamaca, yakalanmak da var o yüzden elimizi çabuk tutmalıyız.
Sağlık, neşe, mutluluk ve sağlık dolu günler temenni ediyorum. Umutlar asla ölmez.
Saygı ve sevgilerimle...
YORUMLAR
"Şimdi ise kovalanmış yıllardan sonra yakalayacağımız yıllar var diyorum kendi kendime"
İnanın her sabah yataktan kalkıp, lavaboda aynanın karşısına geçip aynı şeyi söylüyordum kendime yakın tarihe kadar. Her seferinde "taze bitti abi" cevabını almaktan sinirlerim allak bullak oldu. Şimdilerde bıraktım her şeyi oluruna, rahatladım biraz :)
Saygılar, selamlar
Aysel AKSÜMER
Aysel kardeşim, yine güzel bir konu seçmişsiniz.Zamanı durdurmak mümkün değil, dolu dolu, boşa geçirmeden, her anını değerlendirerek yaşamak en güzeli.Üç grup insanın amel defteri, öldükten sonra kapanmazmış, yine sevaplar yazılmaya devam edermiş.Birinci grup, yol yaptıran, su çeşme gibi insanlara faydalı olan insanların, ilim kitabı yazanların,bir de ana babasına, vatan milletine hayırlı, salih evlat yetiştirenlerin.İnşallah evlatlarımızı hayırlı yetiştirebilirsek, ömrümüzü boşa geçirmemiş oluruz.
Sevgi ve saygılarımla.
Aysel AKSÜMER
Teşekkürler güzel yorumunuz için...Sevgilerimle....
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
insanoğlu....iki duruma gücü yetmiyor......biri ölüme......diğeri zamanın geçmesine.... anlamlı yazıyı ve kalemi saygıyla selamlıyorum puanım yakışandır
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Geçmişte yaşanmış olan ne var ne yoksa aslında geleceğin tecrübesidir, el rehberidir. Belki daha az yanlışla, daha çok doğrumuz olacak. Fırsat bulup yapamadığımız şeyler için küçük kapılar aralayacağız.
Gelecek için her zaman geçmişimizden dersler çıkarmak zorundayız...Zamanımızı da boş yere harcamamalıyız.Ömür, çok kısa çünkü...
Güzel ve anlamlı bir çalışmaydı Aysel Hanım...
Saygılarımla efendim...Selamlar...
Aysel AKSÜMER
önce kendimiz için, sonra çocuklarımız için daha sonrada turunlar için hep koştuk hep... Birazda yaşamak için koşalım değilmi kardeş... Güzel bir yazı , doğru bir hatırlatma... Saygılarımla...
Aysel AKSÜMER
Ah şu zaman.O kadar hızlı akıyor ki.Akan suyu nasıl engelleyemiyorsak zamanı da yakalayamıyoruz.Kovalasak neye yarar o kadar hızlı ki.
Ve insanlar yılların,geçmişin yorgunluğu ile artık geleceği de yakalayamıyor.Hayat denilen şey,sizin de dediğiniz gibi bir kovalamaca,telaş,hengame.Yine de en güzel yıllar bizlerin olsun.Gelecek bizlerin olsun.Sevgiyle kalalım hepimiz.Teşekkürler Aysel hanım...