13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1484
Okunma
An gelir bir hüzün kaplar önce yüreğinizi sonra içinizi ve tüm gövdenizi sarıverir. Sebebi yoktur ama daralıverirsiniz. Hani küçük rahatsızlıklar geçiririz de geçmiş olsun derler ya.. Bazen yaşadıklarımızı hafif ayakta atlatırız, bazılarını da ağır geçiririz neredeyse yatak döşeklik oluruz.
Zaman zaman of çekerim mutsuz muyum?" Kesinlikle hayır". Aslında her şey normal.. Peki neden o zaman insan durup dururken içinde patlamaya hazır bir bomba varmış gibi hisseder ki... Böyle zamanlarımda sevdiklerimi üzmek istemem. Ne olur uzak durun, elimden olmadan üzmeyeyim sizi demek gelir içimden... Böyle anlarım nadirdir ama insanız işte bazen oluyor elde değil ki...
Yaşadığımız sürece nelerle karşılaşıyor. Bazen otobüste, bazen yolda, bazen işyerinde bazen apartmanda iyi niyetiniz suistimal ediliyor siz kimseyi kırmak istemedikçe birileri gelip salına salına rahat rahat kırıp, yıkıp, döküp geçiyor. Hele siz böyle yapmıyorsanız ne kadar zeki de olsanız kala kalıyorsunuz bir de bakıyorsunuz yapılan davranışa tepkisiz kalmışsınız. Ah kafam neden o anda söylemedim neden buna müsaade ettim diye hayıflanıp duruyorsunuz.
Ben bunu maalesef yaşıyorum art niyetli bir insan olmadığım ve durduk yere bir kişiyi iğnemediğim için iğnelendiğim zaman acısı derin oluyor. Kim bilir belki zamanında veremediğim bir tepki, keşke şöyle davransaydım gibi yapamadığım şeylerin küçük küçük olup da sonra biriken yansımalarıdır bu of’lar...
Mesela çalışma hayatımın o yoğun koşuşturması içinde apartman toplantısı duyurusunu görmemişim. Yöneticinin bana söylediği sözü aynen aktarıyorum "Neden gelmediniz dünkü toplantıya" ben gerçekten habersizim "Toplantı mı vardı" diyorum adam pişkince "Senin okuman yazman yok mu? asılıydı okumadın mı?" ve demiş gitmişti. Kızımın sözünü unutmuyorum anne neden cevap vermedin. Ama adam yüzünde bir gülümse ile yaklaşıyor ve usuldan hakaret ediyor ben böyle bir şeyi tahmin edemiyorum ki... Yavaş yavaş üzen insanlara ben de hazır cevap olup karşılık vermeye çalışıyorum. Ama yapım ve tarzım değil. Ben dostluk, kardeşlik ve sevgiden yana bir insanım. Hep teyakuz durumunda olamam ki...
Bir kere de eşim hastanede yatıyordu, çamaşırlarını yıkamış, ütülemiş ve büyük bir çantaya koyup hastaneye götürmek üzere otobüse binmiştim. Parayı uzatırken elimdekileri yere koymak gerekti ve arkamda genç bir kız "hanımefendi iki saat sizi mi bekleyeceğim yürüyün" dedi bana. O kadar yorgun, canım sıkkın ve üzgündüm ki inanın gözlerimden boncuk boncuk gözyaşlarımın döküldüğünü bilirim. İnsanlar neden bu kadar sabırsız, acımasız ve karşısındaki üzmeye programlanmış olur ki... Söyledim saniyelik bir olay elim dolu, zaten hastam var dedim bana ne dedi kız biliyor musunuz? "Banane varsa var siz yürüyün"... Toplumumuz iyice kabalaşıyor ve yufka yüreklilik, iyi niyet sanırım azalıyor. Buna üzülmemek elde değil...
OF OF
Bir of çektim,
Derinden ta içimden,
Ne yıkılacak dağlar vardı,
Ne çekilecek deniz ....
Benimkisi iç döküşüydü,
Bir nefeslik,
Bir hecelik,
İki harflik,
Duysaydı beni annem,
Aç gönlünün pencereni derdi,
Açtım odanın penceresini,
İki harflik rahatladım anne....
Aysel AKSÜMER