- 1453 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
NEDENDİR BU OF ÇEKMELER
An gelir bir hüzün kaplar önce yüreğinizi sonra içinizi ve tüm gövdenizi sarıverir. Sebebi yoktur ama daralıverirsiniz. Hani küçük rahatsızlıklar geçiririz de geçmiş olsun derler ya.. Bazen yaşadıklarımızı hafif ayakta atlatırız, bazılarını da ağır geçiririz neredeyse yatak döşeklik oluruz.
Zaman zaman of çekerim mutsuz muyum?" Kesinlikle hayır". Aslında her şey normal.. Peki neden o zaman insan durup dururken içinde patlamaya hazır bir bomba varmış gibi hisseder ki... Böyle zamanlarımda sevdiklerimi üzmek istemem. Ne olur uzak durun, elimden olmadan üzmeyeyim sizi demek gelir içimden... Böyle anlarım nadirdir ama insanız işte bazen oluyor elde değil ki...
Yaşadığımız sürece nelerle karşılaşıyor. Bazen otobüste, bazen yolda, bazen işyerinde bazen apartmanda iyi niyetiniz suistimal ediliyor siz kimseyi kırmak istemedikçe birileri gelip salına salına rahat rahat kırıp, yıkıp, döküp geçiyor. Hele siz böyle yapmıyorsanız ne kadar zeki de olsanız kala kalıyorsunuz bir de bakıyorsunuz yapılan davranışa tepkisiz kalmışsınız. Ah kafam neden o anda söylemedim neden buna müsaade ettim diye hayıflanıp duruyorsunuz.
Ben bunu maalesef yaşıyorum art niyetli bir insan olmadığım ve durduk yere bir kişiyi iğnemediğim için iğnelendiğim zaman acısı derin oluyor. Kim bilir belki zamanında veremediğim bir tepki, keşke şöyle davransaydım gibi yapamadığım şeylerin küçük küçük olup da sonra biriken yansımalarıdır bu of’lar...
Mesela çalışma hayatımın o yoğun koşuşturması içinde apartman toplantısı duyurusunu görmemişim. Yöneticinin bana söylediği sözü aynen aktarıyorum "Neden gelmediniz dünkü toplantıya" ben gerçekten habersizim "Toplantı mı vardı" diyorum adam pişkince "Senin okuman yazman yok mu? asılıydı okumadın mı?" ve demiş gitmişti. Kızımın sözünü unutmuyorum anne neden cevap vermedin. Ama adam yüzünde bir gülümse ile yaklaşıyor ve usuldan hakaret ediyor ben böyle bir şeyi tahmin edemiyorum ki... Yavaş yavaş üzen insanlara ben de hazır cevap olup karşılık vermeye çalışıyorum. Ama yapım ve tarzım değil. Ben dostluk, kardeşlik ve sevgiden yana bir insanım. Hep teyakuz durumunda olamam ki...
Bir kere de eşim hastanede yatıyordu, çamaşırlarını yıkamış, ütülemiş ve büyük bir çantaya koyup hastaneye götürmek üzere otobüse binmiştim. Parayı uzatırken elimdekileri yere koymak gerekti ve arkamda genç bir kız "hanımefendi iki saat sizi mi bekleyeceğim yürüyün" dedi bana. O kadar yorgun, canım sıkkın ve üzgündüm ki inanın gözlerimden boncuk boncuk gözyaşlarımın döküldüğünü bilirim. İnsanlar neden bu kadar sabırsız, acımasız ve karşısındaki üzmeye programlanmış olur ki... Söyledim saniyelik bir olay elim dolu, zaten hastam var dedim bana ne dedi kız biliyor musunuz? "Banane varsa var siz yürüyün"... Toplumumuz iyice kabalaşıyor ve yufka yüreklilik, iyi niyet sanırım azalıyor. Buna üzülmemek elde değil...
OF OF
Bir of çektim,
Derinden ta içimden,
Ne yıkılacak dağlar vardı,
Ne çekilecek deniz ....
Benimkisi iç döküşüydü,
Bir nefeslik,
Bir hecelik,
İki harflik,
Duysaydı beni annem,
Aç gönlünün pencereni derdi,
Açtım odanın penceresini,
İki harflik rahatladım anne....
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
o maalesef yapı meselesi. Genlerden gelen, aileden alınan aile terbiyesinin getirdikleri bence. Ben de cevap veremem. Üzülmeye yeter gücüm. Şimdi kırk küsur yaşındayım. Bu yaşıma kadar insanları anlamaya çalışmakla geçti ömrüm. Hiç kimse beni anlamaya gayret göstermedi benim kadar. Maalesef toplum daha kötüye gidiyor. Ben kızıma öğrettim. Otobüste, yaşlı ve hastalara, hamilelere yer verilmesi gerektiğini. Bunu bilmeyen, umursamayan gençleri gördüğümde, inanın üzülüyorum. Bu kimin suçu sizce. Meyve, ağacına benzer. Çok güzel ve anlamlı bir yazıyıdı. Tebrik ediyorum sevgili arkadaşım
Aysel AKSÜMER
Tekrar teşekkürler sevgilerimle...
Ne güzel tarif etmişsiniz içten gelen bir "of"demenin hafifliğini....Şiirinize de bayıldım..
Duysaydı beni annem
Aç gönlünün penceresini derdi
Açtım odanın penceresini
İki harflik rahatladım anne
Tebrikler...
Aysel AKSÜMER
bende hep, çoğunlukla içimde yaşayan biriyim...
neden ve niçindi lügatıma hiç girmedi sanki....her olay içinde tek cümle belki eder, belkide onuda hiç yapamam. susar ve susarım hep....
sukut altındır diye övütlenmiş büyüklerimiz tarafından ondan belkide bilmiyorum ama, bildiğim şey şuki,
sukut gerçekten altındır...kazanmaktır.....sevgilerimle.....
Aysel AKSÜMER
Arkadaşım,anlayışsız, ya da bilmişlik olsun diye söylediklerinin, karşısındakini incitebileceğini idrak edemeyen çok insan var.
Onlar için üzülmeye değmez. Siz doğru olduğuna inandığınızı yaptığınız sürece, gerisinin size etkisi, dalgaların kıyıya vurup geri çekildiği zaman kumsala etkisi kadar hafif olsun.Hassas düşünen insanlar, sizin gibi, hep kendini yıpratıyor.Gönlünü Rabbimize bağla, hiç üzülme, değmez, yüreğini dualarla ferahlat.Sizi seviyoruz, kendinizi üzmeyin, sevgi ve dualarımı gönderiyorum.
Aysel AKSÜMER
Yok işte olmuyor ,Aysel arkadaşım.Bazen öyle şeyler duyuyorsunuzki yok mümkün değil söylemez ,söylememiştir dediğiniz insanlara verecek en güzel cevap susmaktan ibaret olmalı.Anlarsa .Anlamassa zaten uzaklaşacaksın sana bir daha zararı dokunmasın diye.Kutlarım yazını yine harika bir anlatım .Üslubunu tebrik ederim.Sevgimle.
Aysel AKSÜMER
Zaman zaman böyle dengesiz ve kıt akıllı, anlayıştan yoksun insanlar çıkabiliyor. Sizin dezavantajınız susup sineye çekmeniz. Ben normalde sakin bir insanımdır ve kimseyi üzmem ama böylesi dengesiz insanlara da gereken cevabı anında yapıştırırım. Bu onların seviyesine inmek mi? Bence hayır. Ben kendimi üzüp kahretmektense hak edeni üzerim. Belki bencilce ama şartların gerektirdiği gibi davranmak gerek.
Anlaşılan birileri yine canınınızı sıkmış.
Sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Sevgili Ercan Saatçi bir şarkısında şöyle der;
Off Allah'ım off nedendir hep zorda sana gelişim
Off Allah'ım off off'ları tekerledim sayenizde
Kendimi kaybettim sayenizde
Sevgili Ercan Saatçi'nin sözlerinden yola çıkarak bazen off'ları tekerler dururuz.İçimiz daralır,kasvetli bir hava bile off'lattırır bizleri.Ya da insanlar,yani şarkıda sayenizde derken insanları kastediyor bay Saatçi.
İnsanlarda normal değil.Apartman yönetcisinden,dolmuştaki kıza kadar örnekleri çoğaltmak mümkün.Rahmetli Kemal Sunal bir filminde şu repliği söylerdi. '' Ben dayak atmaya gidiyorum,memlekette dayak yiyecek çok adam var'' .Aynen de öyle değil mi .Saygılarımla efenim...
Aysel AKSÜMER
"Toplumumuz iyice kabalaşıyor ve yufka yüreklilik, iyi niyet sanırım azalıyor"
Yok be, bunuda nereden çıkartıyorsunuz Allah aşkınıza yok öyle bir şeeeyyy.
Vallahi huyumuz kurusun boğazımıza düşkün bir milletiz. Beyaz eti sevmeyiz, ille de kuzu gerdan. Ondan sonra kolestrol tavan yapmış bas, bas bağır. Dur yahu şu tepsideki son dilimide götüreyim kalmasın yazıık, ağzımız tatlansın.
Asabımız bozulmasın da, şeker karaborsaymış, kimin umurunda.
Tebrikler, saygılar, selamlar
Aysel AKSÜMER
bende çok çekerim.......alışkanlık galiba......istem dışı bir hareket oldu.....sevincede kederede of....ki.....of....her konu kaleminizde hayat buluyor....ölümsüzleşiyor..... tebrikler saygılar
Aysel AKSÜMER
Hepimizin yaşadığı fakat yazmayı aklımıza dahi getirmediğimiz bir konuyu ne güzel işlemişsiniz. Tebrikler..OF OF'a ON ON
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Yürekten kutluyorum.
Zarif ve ince düşünceli insanlarla kaba müsvettelerin farkını nezaketle dile getirmişsiniz.
Ne yazık ki öyle. Yırtıcı ve yalancı bir nesil yetişiyor. Her geçen gün değerlerimiz yitiyor.
Sizi tebrik ederim.
Baki selamlar.
10 numara.
Aysel AKSÜMER
harikasın biliyormusun hep düşeriz böyle hüzünlere ve aldığımız darbelere o an insanın nutku tutulur cevap veremez ah şunu deseydim der ki iş işten geçmiştir
ama söyleyen kaybeder bence söylemeyen kazanır biz yinede söylemeyenden olalım kimseyi kırmayız böylece
kutlarım güzel paylaşımdı saygım her daim