- 1037 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
yüreği elin de çocuk... MEHMET
Adı Mehmet; on yedisinde.
Hayat, daha tozpembe masumane yüreğinde. Dağarcığında öyle çok süslü kelimeleri de yok; tıpkı sofrasındaki kuru ekmeği ve üç tane zeytini gibi...
Her şeyi sade ve samimi… Kendine güveni sonsuz... Öyle omzunun biri yerde falanda değil hani, ağır başlı.
Kendisiyle ilgilenilmesine pek alışkın olmadığından utanıveriyor hemen. Gözlerinin içine bakıp ta “Nasılsın?” dememden.
“Acayip Beşiktaşlıyım abi” diyor; öyle dille sözle değil, yürekten. Küçücük dünyasının başköşesinde taşıyor Beşiktaş’ı, siyahıyla beyazıyla yaşıyor her anında. “Ailede bir babam birde ben Beşiktaş’lıydım, onu içimde tutuyorum” diyor; “Nasıl” diyorum “kalbimde saklıyorum abi” diyor. Sesini alabildiğince ciddileştirerek…
On kardeşler.“Sen kaçıncısısın”? sorusuna, “Bilmiyorum, saymadım” diyor kendine has, başı önde gülüşüyle.
şehrin genç takımında sol bekte oynuyorum, hoca benim hakkımda ‘olur’diyor, “seneye daha iyi oynarsın dedi” diyor heyecanlanarak.
“Futbolcu olmak ister misin?” diye soruyorum “İstiyom” diyor… Olabilir misin? dediğimde ise “Olurum ya Memet abi, kendime güveniyorum” diyor.
Yevmiyesini Çarşamba pazarında el arabası gezdirerek kazanıyor Memedim,yaşıtlarının jöleli saçlarıyla, ayna başında vakit öldürdüğü zamanlarda…
Onu gördüğümde yine bir Çarşamba günüydü. El arabası elinde, masum duruşuyla acele etmeksizin sürüyordu arabasını, rızk Allah’tan dercesine. Yanıma geldi, her zaman ki sessizliğiyle,“Ne yapıyon abi” dedi, sesini kısarak, yüreğini kısarak..
Nasıl bir cevapla karşılaşacağını bilmeden sorulan, tedirgin sorularından biriydi yine. Cevabımı beklemeden devem etti konuşmasına, yaptığı işi meşrulaştırma çabası gizliydi sanki sözlerinde.“Dersler boştu abi, niye boş gezeyim ki, 4 lira kazandım, öğle sonu da giderim okula” dedi. “Gel otur hele Mehmet!” dedim, geldi, mutluydu duruşu.
“Çay içer misin?” dedim, tüm utangaçlığını yüzünde toplayarak “İçerim abi” dedi, başını öne eğerken, ellerini saçına götürerek.
Dedim ya; samimiydi her zaman, sordum bu samimiyetine sığınarak; “El arabasıyla çalışmaktan utanıyor musun”?
Önce kısık bir sesle “Hee” dese de, hemen sesini yükselterek “Çalışmaktan utanılır mı abi” dedi.
Yaşı birden büyümüştü bu cevabı verirken, sanki üç çocuklu bir baba duruşuydu yüzünde ki.
“Dersler?” dedim, “En çok Kur’an’la matematiği seviyorum, Arapçacıyla aram biraz limoni, gerçi beni seviyor ama, derslerimden dolayı biraz bozuk bana”.
“Ne olacak memet bu memleketin hali?” sorusuna; “Ben kötü görüyorum abi, çevremizde esrarcı çoğalıyor her geçen gün, öğrenciler internete akıyor; bir çözüm bulmalı” diye ekliyor endişeli bir şekilde. Ergenekon hakkında da ilgiliydi! Kendine has görüşleri vardı!
“Başbakan olsan?” dedim, “İlk işsizliği çözerim” dedi, geleceğinden korkarak.
“Çok paran olsa?” dedim, güldü, “Aklıma bir şey gelmiyor” diyerek.
Sohbet koyulaşmıştı, derin mevzulara girebilirdik artık!
“Hiç âşık oldun mu Mehmet” dedim, birden bire.
“Ben mi” dedi, başını öne doğru eğerek “bir kere “dedi, gözünün kenarıyla beni süzerek. Delikanlı tarafı ağır basmıştı bu soruya cevap ararken; hem erkek adam kaç kere aşık olurdu ki, toparladı sonra kendini “Ama aşk kötü bir şey abi” diye devam etti… “İlk on beş’imdeydim, sonra bu işlerin boş olduğunu anladım abi” dedi. Anladım ki girmek istemiyordu bu mevzulara, üstüne gitmedim.
Geçenlerde halı saha maçımızda bizlerleydi, maç bitmiş eve dönüyorduk, birden bir soru yöneltti; “Abi doğru söyle” dedi.
Afalladım tabi…
“Neyi Mehmet?” dedim.
“Maçta ben nasıldım abi”?dedi. Güldüm. İlk şaşkınlığımın ardından, hayatta en çok hoşlandığı sözü söyledim ona.
“İyisin Mehmet iyisin, daha da iyi olacaksın”…
“Okul bitince ne olacaksın” dediğimde, “Uzman Jandarma abi “dedi.
“Neden?” diye sordum; önce ”Vatan için…” dese de ardından ekledi “Kendimi bir an önce kurtarmak için”.
O gün bir başka neşeliydi.
Gözüyle ayaklarını işaret ederek sevincinin kaynağını gösterdi. Kimseler eskiyen ayakkabısın farkında değildi ki, yenisini fark etsin, yeni ayakkabıyı sanki yüreğine giydirmişti Mehmet ve sevinci gözlerine vuruyordu.
“Abi iyi ki okul ayakkabı verdi, arkadaşın spor ayakkabısını ödünç almıştım, gerçi bizde alacaktık ama” dedi. Cümlesinin sonu buruktu, toparladı sonra kendini.
Arkadaşları sormuş hemen “nerden buldun”? diye… Öyle değil midir zaten, fakire nerden buldun, zengine nerden aldın diye sorarlar. Ama olsun du; mutluydu Mehmet,;nerden geldiğiyle de pek ilgilenmiyordu. Spor ayakkabısının ak’ı da yüzüne vuruyordu sanki.
“Namazla aran nasıl” dedim, kafasını eğdi, “Çok iyi değil Memet abi” deyip sözü değiştirdi…
“Neden?” diye ısrar edince, kendince yorumladı durumunu; “İçime şeytan girmiş abi, kendime sorduğumda cevabını veremiyorum”.
Sözün sonunu da Rahman’ın merhametine getiriyor ve umut veriyor biçare yüreğine. “Kılacağım abi” diye ekliyor sonra.
“Hem Allah gece 12 den sabaha kadar da süre vermiş kılınmayan namazlara”, diyerekten olayın fıkhı boyutundan da bilgilendiriyor bizleri!.
Bu hafta sonu menzile gidecekmiş, acayip sevinçli. Başka arkadaşlara da tavsiye etmiş
“Onları da kazanalım abi” diyor, kocaman yüreğiyle.
Arkadaşlarına “O mübareğin elinden siz de tutun, tövbe edin” demiş.
“Tövbe ne demek Mehmet” dedim.
“Tüm günahlara pişmanlık duymak, tövbe almak iyi bir şey. Hem Cenab-ı Allah diyor ki günah işleyip tövbe edersen affederim diyor. Arkadaşlara anlatınca güldüler yani onlar da gelecekler galiba” diye seviniyor Mehmet, hani çaktırmadan emr-i bi’l-maruf da yaparak…
“Bana bir dua et Mehmet” diyorum. Tertemiz yüreğiyle yapacağı masumane duasını, Rabbimiz’in geri çevirmeyeceğini umarak…
“Allah işlerini daha çok versin, yani iyi olsun” diyor.
Bilmiyor ki, mustazaf yüreğinden öylesine sarfettiği sözlerin, meleklerin şahitliğinde rabbimize ulaştığını.
“Âmin”diyorum, aldığım bu safiyane duasına,
Memet iyi çocuk…
MEHMET DEVECİ
YORUMLAR
Sayın Mehmet DEVECİ
Sanırım ilk kez okuduğum bir sayfa daha önce okumuşsam hatırlamadım yaşlılığıma bağışlayın.
Yazınız çok güzel edebi anlamda bilemem ama izah edişiniz yazıya kattığınız kurgu mükemmel..
Bu ülkede o kadar çok mehmet varki bazısının yüreği elinde bazısının eli başkasının çebinde bizim istediğimiz yüreği elinde mehmetler.
Mevlam elini mehmetimin üstünden çekmesin Mevlam mehmetime hayırlı rızıklar ihsan etsin
Güzel bir yazıydı tebrik ederim.......