- 1164 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREK SEVGİ İSTER, SEVMEKSE YÜREK İSTER
Hani zaman zaman bazen de sıklıkla kullandığımız bir kelime vardır "yaranamadım" diye... Olumlu hali yaranmak olan kelimenin anlamı nedir? diye şöyle bir sözlüğe baktım.
Diyor ki sözlük; "birisinin işine yarayacak, faydalı olacak bir davranışta bulunmak", peki o zaman biz çok mu iş yapıyoruz? diye düşünmeden edemedim.
Küçük bir çocuğun koşarak "gel bak oyuncaklarımın hepsini topladım" diyerek büyüğünü çekiştirmesinin sebebi nedir? "Bir kocaman öpücük almak", "büyüdüğünü kanıtlamak" ya da "sevdiği bir çikolatayı haketmek" olabilir mi sizce...
Okulda bir öğrencinin ısrarla parmak kaldırarak söz istemesi "çok çalıştım, bunu göstermek istiyorum" demek, sonrasında ise sınıf içinde çok sevdiği öğretmeni tarafından onure edilmek istemesi midir acaba...
İşyerinde yaptığımız her işin zaten maddi karşılığını da alırız. Fakat bunun yanısıra amirimizden alacağımız bir övgü, iş arkadaşları tarafından çok sevilmek apayrı bir zevk verir. Bu motivasyonla insanın işe giderken ayağı hiç geri geri gitmez hatta koşarak gider ve görevini yapar. Böyle olunca da kişisel başarılar, kurumsal daha sonra ise toplumsal başarıya dönüşüverir.
Peki evlilik "iyi günde kötü günde birarada olmak adına biraraya gelinmiş olan müessese"nin asıl varoluş sebebi sevgi değil midir sizce...
O zaman neden "kadın" bazen de "erkek" hiç sevdiğine yaranamadığını düşünür?
Bir de "anne, baba gözüyle çocuğa", "Çocuğun gözüyle anne ve babaya" sitem vardır bu konuda...
Hiç bir insanın kendisi için yaşamıyor olduğunu da düşünmüyor değilim aslında... Hep birisi, birileri için yaşıyoruz. Yoksa neden bu kadar beklentilerimiz var.
İnsan bireysel yaşasaydı, sadece yatar, kalkar, yemek yer bir de tuvalet ihtiyacını görürdü.
Kabul etsek de etmesek de kısır bir döngü içerisindeyiz herkesin mecburiyetleri var. "Benim yaptığım seni", "senin yaptığın onu", "onun yaptığı da bizi" etkiliyor. Bu da demektir ki hepimizin birbirine karşı sorumlulukları var.
Bir anne; çocuğuyla ilgilenmek zorunda, çocuk; annem babam tabiki yapmak zorunda düşüncesinde olmayıp, üzerine düşen ödevlerini sonuna kadar yerine getirmeli.
Çiftler arasında da kadın ve erkek; sahiplenme duygusuyla birbirini kölesi gibi görmemeli. Herkes elinden geleni yapmalı, yapamadığında da hayat arkadaşından yardım isteyebilmeli. Hayat ortak çünkü...
Çocuklarımdan asla maddi bir beklentim olamaz ama saygı beklerim. Bakmakla mükelllefim çocuğuma... ama "güzel sözler de duyma hakkına da sahibim" diye düşünüyorum.
"Araba nasıl benzinle çalışıyorsa, yürek de sevgiyle çalışır" diye düşünürüm hep... Hem de kurşunsuz sevgi istiyorum ben.. Göstermelik de olsa, çeyrek depoda olsa sevgiye bütün insanların ihtiyacı var...
Genellikle arabanıza benzin aldığınız istasyonu bile değiştirmek istemezsiniz. Başka bir yerde "sulu benzin koyar" diye korkarsınız. Bunu niye söyledim biliyor musunuz? hani birde yaranmak adına tatlı dil dökenler vardır ya menfaate dayalı.... O sözleri de sulu benzin gibi hemencecik hissedersiniz, ikisi de yolda zor giderler ve yarı yolda bırakırlar.
Birbirimizi sevmeliyiz diyorum yine her zaman dediğim gibi... Ben çok güzel yemek yapmışım ailem yemedikten, eşim dostum tatmadıktan sonra ne yapayım, ya da çok güzel bir roman yazan bir yazar yazdıklarını kitlelerle paylaşmazsa neye yarar.
Birbirimize içten ve samimi bir şekilde "seviyorum seni" sözünü ve yapılan iş küçük veya büyük olsun hiç farketmez bir "teşekkür ederim" sözünü esirgemeyelim lütfen.
Bunu yapmalıyız, çünkü; ömür çok kısa....
Sevgilerimle....
YORUMLAR
Dünyanın döngüsü "sevgi" üzerine kurulmuştur...Ve yazınızda anlattığınız herşey, ailede başlar...
Bir bebek sevgi dolu bir ailede doğar, anne-babasından o sevgiyi, sevgiyle birlikte "aile terbiyesi" dediğimiz terbiyeyi alırsa, ailesine, çevresine, topluma karşı çok duyarlı, verici ve sevgi dolu olur zaten...
Küçük bir anım geldi aklıma ; Evimizde yemek ayrımı yapılmazdı hiç.Ben ne pişirirsem, 2 kaşık dahi olsa yemek zorundalardı...Bazen çocuklarım mızmızlandığında, rahmetli eşim " koşun koşun gelin bakın anneniz, yemeğe parmağını değdirmiş, sevgisi eklenmiş yemeğe ımmmm çok tatlıııı. hadi gelin" derdi.Çocuklar da hemen gelirdi...
Herşey sevgiyle başlar, sevgiyle biter...Yüreğinize sağlık...Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Sanırım küçük bir el sürçmesi oldu? Yaranamamak = birisinin işine yarayacak, faydalı olacak bir davranışta bulunamamak / bulunmamak...olacaktı?
Konunun içeriğine iki çeşit yanıt verebiliriz: 1- Olması gerektiği gibi. 2- Realist.
1.şıkka göre yanıtlarsak: " Sana taş atana sen ekmek at " ya da " Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar " gibi bir sonuç çıkar. İlla ki doğru ve duyulası yanıt vermek istiyorsak, doğrudur. Ama realitede olay böyle değildir. Bana göre de böyle değildir.
Duygusallıkla karın doymuyor ne yazık ki. Biraz da eylem görmek istiyor, insan. Verdiğimin karşılığını almak isterim, doğrusu.
"Almadan vermek Allah'a mahsustur" derler. Sürekli vermek, heybemizi boşaltmaktan başka bir işe yaramaz. Oysa verdiklerimizin karşılığını aldıkça dolar heybemiz.
Aynen sizin tariflemenizde ki gibi. Yaptığım yemeğe " Ellerine sağlık " demekle " Ispanak da güzelmiş hani " demek arasında dağlar kadar fark var...
Güzel bir konuydu Aysel Hanım. Yaşananlara, kişiliklere, beklentilere göre görüş çeşitliliği olacak bir konuydu. Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Birinci paragrafta olumlu hali yaranmak olan sözcüğün anlamı diye bir giriş cümlesi ilave ettim daha aydınlatıcı oldu.
Gerçekten de ikili ilişkiler çok önemli, karşımızdakinin duygularına da önem vermek gerekiyor. Değerli yorumunuz ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Bazen '' Yaranamadım'' kelimesini kullandığım oluyor.İnsan karşı taraftan güzel sözler duymak istiyor tabi.Bunu ben elimden geldiğince karşı tarafa yapmaya çalışıyorum.Aileme öncelikli olarak.Teşekkürler Aysel hanım,güzel konular seçiyorsunuz.Selam ve saygıyla...
Aysel AKSÜMER
'Kabul etsek de etmesek de kısır bir döngü içerisindeyiz herkesin mecburiyetleri var. "Benim yaptığım seni", "senin yaptığın onu", "onun yaptığı da bizi" etkiliyor. Bu da demektir ki hepimizin birbirine karşı sorumlulukları var. '
evet birbirimiz için yaşıyoruz. sebdiğim bir söz var bu anlamda onu paylaşmak istiyorum.
“HİÇ KİMSE KENDİ BAŞINA BİR ADA DEĞİLDİR, HERKES BİR KITANIN PARÇASIDIR,ASIL OLANIN PARÇASIDIR. BİR İNSANIN ÖLÜMÜ BENİ EKSİLTİR, ÇÜNKÜ BEN DE İNSANLIĞIN PARÇASIYIM, BU YÜZDEN,ÇANLARIN KİMİN İÇİN ÇALDIĞINI SORMA, SENİN İÇİN ÇALIYORDUR.” (JHON DONE)
'Çiftler arasında da kadın ve erkek; sahiplenme duygusuyla birbirini kölesi gibi görmemeli. Herkes elinden geleni yapmalı, yapamadığında da hayat arkadaşından yardım isteyebilmeli. Hayat ortak çünkü...
Çocuklarımdan asla maddi bir beklentim olamaz ama saygı beklerim. Bakmakla mükelllefim çocuğuma... ama "güzel sözler de duyma hakkına da sahibim" diye düşünüyorum.'
insancıl ve son derece haklı beklentiler..
kusursuz sevgilere layıksınız aysel hanım. kaleminiz yansıtıyor güzel yüreğinizi
başarılı bir çalışma yüreğinize sağlık ...
Aysel AKSÜMER
İnsan çokgenli bir varlık,gönlünden geçenleri çoğu zaman hayatına yansıtamaz,eteğinden tutan onca şey vardır.Tabi ki bu uygulamada eski terbiye sistemimizinde payı büyük.Sevdiğini yüksek sesle söylemek,ayıptan sayılırdı."Yalaka" derdiler..Nereden,nereye?. Halbu ki,nekadar bihtiyacımız var böyle güzel temennalara,susuzluktan yanoyoruz değilmi?
Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel kardeşim, benim hissettiklerimi yazmışsınız sanki, güzel pişmiş bir yemeğe yürekten gelen 'eline sağlık '
sözü, yapmacıksız, gerçek sevgi hepimizin arzuladığı.Çok güzel yazı harika anlatım, tam puan arkadaşım,gönül dolusu sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Hakikaten insan sevdiklerinden ne bekler ki bir güleryüz, bir tatlı söz ... değerli ve anlamlı yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. Sevgilerimle...