- 1459 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
MEGAFONA KONUŞANLAR
Bugün yine mucit alet telefondan bahsetmek istiyorum. Telefonda; neleri konuşmayı seviyoruz, neleri sevmiyoruz ya da olması gerekenler ne, telefonun hangi amaçlar için kullanılması gerektiği gibi konularda şöyle muhabbet edelim istedim.
Öncelikle telefonda nasıl konuşulacağını maalesef bilmeyen insanlardan bahsedeceğim;
Telefonun amacı; yakınında olmayan insanlarla iletişim kurmak ve meramını anlatmaktır. Bir insan niye başka birisini arar; özlemiştir ama mazereti vardır yanına gidemiyordur. Sesini duyarak hasret gidermek, iyi olduğunu bilmek ve rahatlamak ister.
Resmi bir iş için veya mesleği gereği arar. Çocuğu uzak bir yerde okuyorsa bir ihtiyacı var mı diye sormak ve sürekli yanında olduğu hissini vermek için arar. Örnekler daha da artabilir.
Ama; birbirini her gün gören insanların bir de akşam neredeyse saatler süren telefon konuşmalarını hiç anlamam. Ne bulur da ne konuşurlar anlamak mümkün değil. İşyerimde bir arkadaşım vardı sevgilisi ile konuştuktan sonra kolu kilitlenmiş ve öylece kalmış ahizeyi yerine koyamamış. Allahtan ev arkadaşı doktormuş da ilk müdahaleyi o yapmış. Bunu anlattığı zaman günün konusu olmuştu, sen misin o kadar konuşan? Adam kıza sırf tutulmakla kalmamış, bir de kolu tutulmuş.
Bazıları ise bir konuşur, bir konuşur içiniz daralır, acaba konu nedir? diye merak edersiniz ama gelmez o son. En sonunda dayanamazsınız "Canım sen beni bir şey demek için mi aramıştın? diye bir hamlede ağzından lafı çekmeye çalışırsınız. Bilmez ki onun boş vakti, belki sizin dolu bir anınız. Uzatmanın ne alemi var ki? Önce bir sormak lazım "Ben konuşuyorum ama vaktin var değil mi? diye. Ama nerede.....
Kimisi de öyle hızlı ve yüksek sesle konuşur ki sanırsınız "hızlı tren" ahizeyi kulağınızdan uzaklaştırırsınız sağır olma tehlikesine karşı. Arada da acaba bana yanlış bir şey söylüyor mu, iğneliyor mu diye kulak kesilirsiniz ve o trenin altında ezilmemeye çalışırsınız. Eğer bir samimiyetiniz yoksa diyemezsiniz de "Az biraz yavaş" diye. Görüşme bitince derin bir "Oh" çekersiniz.
Sizi uzun zamandır aramayıp aramayıp ansızın arayan biri de; uzun uzun nasılsın, çocuklar nasıl, daha daha nasılsın der der, anlarsınız "Bayram değil seyran değil, bu vatandaş beni niye aradı" tahmin edersiniz sizden bir iş talebinde bulunacak. Sonunda yanılmazsınız "lafın gelişinden gidişi çoktan bellidir" üzülürsünüz "keşke sırf beni merak ettiği için arasaydı " diye...
Beni sorarsanız böyle yazdığıma bakmayın ben telefonda konuşurken çok sıkılan birisiyim. Çok kısa bitiririm konuşmamı elimde değil. Çok özlediğim ya da olağanüstü bir durum yoksa genelde böyledir yani kısadır görüşmelerim...
Bir şarkısı vardır Teoman’ın "Babamın öldüğü yaştayım" diye, ben de ayrıca çok severim. Şarkının bir kıtasında güzel bir söz vardır; "Telesekretere konuşamayanlardanım" diye. Ben de bir garip olurum telesekretere not bırakırken hep komik gelir karşımda birisi olmadığını bilerek konuşmak ama gereklilik tabi o notu ben de bırakıyorum zaman zaman..
Peki siz "Telefona konuşamayıp, megafona konuşanı gördünüz mü? Ben onu da gördüm bizim bir esnafımız vardı. Dükkandaki telefonla eşi ve çocuklarıyla konuşmazdı telefon faturası çok gelmesin diye, "apartmanın sadece dış kapısını açmak" ve "kim o" demek için kullanılan megafonda bayağı bayağı muhabbet ederlerdi. Bu da bizim komik ama gerçeklerimizden....
Sevgilerimle...
YORUMLAR
Rahmetli babacığım çok kızardı bana.Her sabah aradım, annemle konuşurduk.Genelde de kahvaltıda olurlardı."Ne yiyorsunuz" diye sorardım.Laf olsun, konuşma uzasın diye...Babacığım da karşıdan bağırırdı "verdiğin paraya yazık,sanane ne bizim kahvaltıda ne yediğimizden.Ne yenir kahvaltıda" diye...Kızması bana değildi tabi, lüzumsuz yere fazla fatura gelmesin diye kızardı.Yoksa bir gün aramayayım, hemen babacığım arardı...
Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Güzel yorumun için teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Yine güzel bir konu ve ona uygun güzel bir yazı sevgili Aysel Hanım. Kutluyorum. Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Hani insanların davranış bozukluklar vardır.Bu telefonda daha ayan olarak karşımıza çıkar.Gerçekten bazen şahit olursunuz,aklınız almaz;acaba klarşıda ki adam şuna nasıl tahammül ediyor diye...
Bütün davranışlarımız gibi bu da disipline edilmesi gerekenlerden,yoksa bazen çekilemz olabiliyor.Sişz olsada,siz şahit olsanızda farketmiyor.
Kutladım efendim.Selam,saygı...
Aysel AKSÜMER
Tekrar teşekkürler. Saygılarımı sunuyorum.
Aysel AKSÜMER
Peki siz "Telefona konuşamayıp, megafona konuşanı gördünüz mü? Ben onu da gördüm bizim bir esnafımız vardı. Dükkandaki telefonla eşi ve çocuklarıyla konuşmazdı telefon faturası çok gelmesin diye, "apartmanın sadece dış kapısını açmak" ve "kim o" demek için kullanılan megafonda bayağı bayağı muhabbet ederlerdi. Bu da bizim komik ama gerçeklerimizden....
GÜLDÜRÜRKEN DÜŞÜNDÜREN BİR YAZIYDI BANA GÖRE...
+10 PUANIM HELAL OLSUN...
SEVGİ VE SAYGILAR EFENDİM...
Aysel AKSÜMER
telefon konuşmaların buyuk çocunluğu çöpe gider anlamsızdır gereksızdır..yorulan kulak değil beyındır ..telefon çaldığında korkar hale gelmiş durumdayız yıne hangi lzumsuz konuşmayı yapacağız derken..anıden çok sevdığınızın bırın kaza haberi geliverir..işte ozaman telefon nekadar gereklıdır bir kez daha anlarız...ama bu durum bıle telefondan nefretımızı azalmıyacaktır...tbrıkler:)
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Size de allah kolaylıklar versin, benim de çalıştığım yerde her hafta toplantılar düzenliyorduk ve bu işten ben sorumluydum. Toplantıya her çağırdıım kişiye toplantının yeri, saati, gündemi vs. anlatır dururdum bazen ulaşamazdım. Telefonla bağlantılı işlerin ne derece zor olduğunu bilirim. Dediğiniz gibi bir de uzatanlar olurdu.
Tekrar teşekkürler, saygılarımla...
sevmiyorum bende telefon sohbetlerini
güzeldi anlatım
kutlarım yazarı
saygılarımla
Aysel AKSÜMER
Aysel Hanım. Tarih meraklısı bir arkadaşım var benim. Bayılır telefonla konuşmaya geçen gün- konu gündem de ya- bana
1915 ermeni olaylarını telefonda anlatıyor. Bende bu siteyle meşgulüm. Yazı okuyorum gireceğim yazının hazırlıkları nı yapıyorum. Sıkıldım artık koydum telefonu masanın üstüne, iki üç dakida bir alıyor" vay anasını.öyle olmuş demek,ee sonra " diyor bırakıyorum. sonra tekrar işime devam ediyorum bu yarım saat mi kırk beş dakikamı ne sürdü . Emin olun. " Anladın değilmi abi" dedi."Anlamazmıyım, kısa ve öz anlattın işte" dedim. "Abi birde sana istiklal savaşını anlatayım mı" dedi." Çok duygulandım. Bu gün iki duyguyu bir arada yaşıyamam. Oda yarına dedim" Ohhh be kurtulmuştum... Emin olun böyle...
Güzel bir konu, güzel bir anlatım. Tebrikler... Bende çok uzun yazdım değilmi? İdare edin artık bu işin faturası yok...
Aysel AKSÜMER
belki yaşım gereği...yeni icatların kullanımına zor adapte oluyorum.daha kullanmadığım tuşlar var sağolsun gençler yardımcı oluyor..çok büyük kolaylık olsada.....ben hasretleri ....özlemleri....merakları ...bitirdi diyorum.....sevgiler.....seste kaldı.....uzun konuşmalarada bir türlü ısınamadım.....on dakika sonra buluşacağı arkadaşına telefon edip hasbıhal eden eşimede bir türlü aklım ermez....bu kalem......kendini kanıtlamış.....okuyucuya büyük keyif veriyor....tebrikler
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel hanım, çok güncel bir konuyu öyle güzel işlemişsiniz ki, sanki beni anlatıyorsunuz.Her zaman derdimi kısa anlatanlardanım,
Eve fatura dökümleri geldiği yıllarda, benim cep konuşmalarım, espri konusu olmuştu.Bazıları uzun konuştuğuyla övünür ya, en kısa konuşma rekoru her halde bendedir . onyedi saniye , ondokuz saniyeler vardır benim cebimde.
Gülümseyerek okudum, sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Teşekkürler güzel yorumunuz için sevgilerimle...
Telefonları en az seven insanlardanım.
Size katılıyorum.
Yazınız güzeldi.
Kutlarım.
Aysel AKSÜMER
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Saygılarımla...
Yazınızı okurken, pek çok yerinde, gülümsedim. Özellikle cep telefonu ile konuşurken farkında olmadan bağırarak konuşuyorum. Hatta öyle ki; telefonu kapattığımda başım ağrımaya başlıyor, kendi sesimden. Karşı taraf ne hale geliyor? bilemem. Sanırım çok küçük olduğu için bağırmazsam sesim duyulmayacakmış gibi bir psikoloji oluyor.
Her gün için minumum 5 sabit telefon görüşmem vardır. Annem, k.validem, oğlum, gelinim, ablam. Bu sayı 1-2 arkadaşın aranması ile artabilen bir sayıdır. Eh bir de arayanları düşünürsek...Hani şarkıcıların mikrofonları var, kulaklarına takıyorlar? Hep öyle bir telefonum olsun diye hayal kurarım...Bir yandan işimi yapayım, bir yandan konuşayım...
Sanırım her şekilde konuşmayı seven bir insanım...Kızım duysa " Sanırmısın? Resmen öylesin " derdi...:-)))
Sevgilerimle...