EVİM EVİM CANIM EVİM

• 24 Mart 2010 Çarşamba 14:53:11

Hayatınızın en özel yeri neresi? diye bir soruya çoğunuzun verdiği cevabı duyar gibiyim "Evim". Gerçekten de evimiz bizim herşeyimiz öyle ki en rahat ettiğimiz, bacağımızı en rahat uzattığımız, lavabosunu en rahat kullandığımız ve hatta eşyalarıyla bile özdeşleştiğimiz kendimize göre benzersiz sarayımızdır.

Oturma odasında çoğunlukla bir sürü koltuk da olsa, hep aynısına otururuz veya yemek masasında genelde herkesin yeri bellidir. Yattığımız yatakta ya duvar kenarında veya ya kapı tarafında uyuruz. Bu da gösteriyor ki evimizin her yeri bizim ama biz o özelin içinde bile bir özel daha yaratıyoruz. Bu da yuvamıza ayrı bir ayrıcalık yaratıyor. Eşya ve insan arasında bir bütünlük oluşuyor zamanla.

Evin mimarisi, oturma dizaynı ve kullandığımız renkler sanki bizim iç dünyamızı da yansıtıyor. Bu konuda uzmanların söyledikleri üç aşağı beş yukarı da tutmuyor değil bu tezi. Rengarenk döşenmiş bir ev renkli bir kişiliğin göstergesi veya tek renk; hayatı biraz daha monoton veya tek düze yaşamayı sevenlerin tercihi olabiliyor.

Zaman zaman evimizdeki eşyalar da sahipleri gibi yaşlanmaya demeyim de biraz yıpranmaya başlarlar. Sürekli kullanmaktan yumuşayan koltuklar, islenen duvarlar, banyoda buharlaşmaya dayanamayan fayansların zamanla bombeleşmesi gibi zamana ve kullanmaya dayalı arazlar belirlemeye başlar.

İşte üç yıl önce bizim de onbeş yıldır oturduğumuz evimizde bazı arızalar çıkmaya başladı. Hazır onları yaptırırken de bazı değişiklikler yapalım dedik. Ama bu değişiklikler bize hem maddi hem de manevi birtakım sıkıntıları da beraberinde getirdi. Nasıl mı? şöyle;

İLK TADİLAT : BANYO

Önce banyo için başımıza gelenlerle başlamak istiyorum. Bir banyo ve bir de ayrıca misafir için kullanılan tuvaletimizin buzlu camları ve ahşap olan çerçeveleri vardı. Onları değiştirmek istedik. Araştırdık epeyce ve panjur pencere kanatlarının çok iyi olduğunu, içeri havanın rahatça girmesine olanak sağladığını ve arka kısmındaki sık örgülü plastiğiyle haşerelerin girişine de mani olduğu ve montajının kolay olduğunu öğrendik. Benim için önemli bir ayrıntı da beyaz oluşu ve temizliğinin kolaylığıydı.

Ustalar bu iş için gelip takıp gittiler. Bu tadilattan sonra ilk banyoya girme şerefine ben nail oldum. Ama buhardan göz gözü görmüyor banyoda... üstelik panjuru da açmama rağmen. Allahım diyorum boğulacağım bu nasıl iş, apar topar duşumu alıp, giyiniyorum ve doğruca eşimin yanına gidiyorum. Hayatım bir bakar mısın, banyoda bir sorun var buhar dışarı çıkmıyor. Eşim; ne sorunu adamlar fıstık gibi yaptı gitti diyor.

Ama o da bir gariplik olduğunu seziyor. Birlikte inceliyoruz bir de ne görelim ustalar eski camı sökmemiş ve cam kapalı iken üstüne bu yeni panjurları takmışlar. Tabi içeriye hava girmediği için buhar olmuş. Yani tamamen kapalı. İnanılır gibi değil ustaları geri çağırıyoruz. Adamlar kabul etmiyor yok canım olur mu. Derken bizim söylediğimiz doğru çıkıyor. Gerçekten olağanüstü bir performans göstererek bunu başarmışlar! Adam yeniden söktü alttaki camı çıkardı ve yeniden taktı. Bunu yaparken ki dalgınlığının sebebini ben yeni nişanlandım, nişanlı mı düşünmüşümdür herhalde diye açıklamaz mı? Güler misiniz, ağlar mısınız.

İKİNCİ TADİLAT : BALKONLARA FAYANS DÖŞENMESİ

Döşemesine döşediler ama bütün kırık dökük ne varsa balkon akar deliğine kaçmış ve üç balkonumu da kullanamaz hale geldim. Tabi bunun için yeniden usta çağırdım.
ÜÇÜNCÜ İŞLEM : MUTFAK
Mutfak için de eski fırınımı atıp gömme ocak yaptırdım ama kombiyle öyle bitişik yapmışlar ki dip ocakları hala rahat kullanamıyorum kombi ile neredeyse kolum sıkışıyor.

YARDIMCI HANMIN YAPTIKLARI:

Boya badana da üstüne eklenince temizliği konusunda kendime bir yardımcı aldm. Fakat her yer o kadar karışık ki, ben dayanamıyorum kadından daha çok iş yapıyorum. Yardımcı aldığım bayan salonu temizlerken ben içerideki odaları temizliyordum ki. Evdeki kalan son usta yanıma geldi "Hanımefendi siz burada kaptırmış iş yapıyorsunuz, temizlik için aldığınız bayan salonda ne yapıyor biliyor musunuz? dedi. Ben hayır iş yapıyordur herhalde dedim. Adamın cevabı ne oldu biliyor musunuz? Yatıyor! İnanmıyorum o sinirle salonun kapısını açtım hakikaten kadın yatıyor beni görünce hemen doğruldu. Yoruldum biraz uzanayım dedim demez mi?

Bu yaşadıklarımdan sonra evdeki herşeyi o kadar itina ile kullanıyorum ki bir daha tadilat mı asla. Tabi gerekirse olacak ama mümkünse hiç olmasın ya da geç olsun.

Aslında bu anlattıklarım bizim toplumumuzun ayıplarından diyorum. Neden bir işin başında dikilip sonuna kadar durmazsanız arazlar çıkar ya da savsaklanır. Parayı peşin verirseniz, usta geç gelir veya hiç bulamazsınız uzunca bir süre. Bir de herkes usta geçinir ama usta olan o kadar azdır ki.

Laf aramızda evdeki tadilatta bir tek boyacılar iyiydi. Sonradan başım hiç ağrımadı. Anlaşılan bir usta oymuş işini doğru yapan.
Aman tadilata dikkat!

Aysel AKSÜMER