- 969 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ANNEM
Bugün garip bir iç hesaplaşması içindeyim. Acaba doğru muydu? yoksa yanlış mıydı? yaptığım hareket. Zaman zaman düşünür hep kendimi haklı çıkaracak şekilde sıyrılıveririm bu davamdan.
Annemi çok güzel ve fedakar bir anne olarak hatırlıyorum. Bir de ölümüne yakın konulmuş kan kanseri teşhisine kadar hastane hastane derdine derman arayan ve hiç bir ilacın kendisine iyi gelmediğinin farkında olan bir insan. Umutsuz, ümitleri benim üzerine doktor yapacak beni ve ona bakacağım. Maalesef ne ben doktor olabildim ne de o yaşadı. Birbirimize verdiğimiz sözleri tutamadık.
Henüz 12 yaşındaydım, çocuk denebilecek bir yaş ama yine de herşeye aklı erebilecek kadar büyük. Babam ve ablamlar beni çok sık hastaneye götürmezlerdi üzülmeyeyim diye. Daha doğrusu annemin de bunda rolü var. Çünkü; bir kere ben de artık büyüğüm hep refakatçi olarak ablamlar kalıyor annemin yanında bir gün de ben kalacağım ve ona ben bakacağım hastanede dedim. Ama küçükmüşüm herhalde ki kan şişesi bitmişti annemin ve yenisinin getirilmesi gerekiyordu. Yedek kanlar ise buzdolabındaydı. Tabi ben buzdolabının sadece yiyecek konulan bir dolap olduğunu düşünürken, bana al gel de takalım annene dediklerinde kan şişeleri beni korkunç etkilemişti. Şişeyi aldığım da anneme hayat vereceğini biliyorum ama acaba bu kimin kanı gibi düşüncelerle ürkmüştüm.
Derken; hemşire hanıma uzattım ve merakla inceliyorum nasıl takılacak diye ama bir terslik oldu. Damardan kan fışkırmaya başladı. Hemşirenin koş doktoru çağır dediğini hatırlıyorum en son, ama gerisi hayal boş hiç bir şey hatırlamıyordum. Yere düşmüşüm. Kendime geldiğinde tesadüf annemin yanında yatan bir hasta taburcu olmuştu ve yatak boştu. Beni de onun yanına yatırmışlar. Ve babam ve ablamlara bu çocuğu bir daha buraya getirmeyin hele gece kesinlikle bırakmayın. Hastayı bıraktık bir de çocukla uğraştık dediklerini hatırlıyorum.
Her akşam aile efradı hastaneye gidiyor annemin yanında kalacaklar orada kalıyor. Eve gelecekleri beklemek var ya... ne kadar zor bunu ancak yaşayan bilir. Ben camda beklerdim ama hüzünlü bir bekleyiş, bir heyecan acaba bir şey mi oldu, annem öldü de onun için mi gelemediler telaşı ve her gelmeler bir sevinç annem ölmemiş diye.
Ama korkunun ecele faydası olmadığını bir gün acı bir şekilde öğrendim. Okul çıkışı eve geldiğimde komşuların hareketleri, bizimkilerin şiş gözleri ve babamın eline yapışışım. Evet annem yoktu artık. Ağlamaktan bir hal olmuştum. Çok çok zordu.
Asıl kendimle hesaplaştığım konu ise ben annem defnedilirken yanında değildim. Çok hassas bir çocuk olduğum için etkilenirim diye götürmediler ve ben de korktum gitmek istemedim ve hayır geleceğim ben de diye ısrar etmedim.
Kimi zaman iyi ki gitmemişim annemin yüzüne çok yakışan, gülünce güller açan tombiş elmacık kemikleri vardı ve çok severdim onları. Hep o haliyle hatırlıyorum hiç ölmemiş gibi diye teselli buluyorum.
Kimi zaman ise kendimden nefret ediyorum. Korksam bile gitmeliydim onu son kez doya doya öpmeliydim. Suçluyum aslında ben.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Aysel hanım suçlu değilsiniz neden??
Bende babamı kaybettiğimde 12 yaşındaydım ve Ankara'da kaybettik mezarı orada.
Ve bize göstermediler.Ama görmemek daha iyi yoksa daha çok üzülürdüm hep hatırladığım gülen yüzü ve sevecenliğidir..
Beni geçmişime yolladınız Aysel hanım..
çok teşekkürler...sevgilerimle..
Aysel AKSÜMER
Nur içinde yatsınlar. Sevgilerimle..
bilemiyorum nasil bir yorum yapayim.nur icinde yatsin diyorum öncelikle.
ama kendini suclamamali sen bütün yüreginle acisini cekmissin annenin yaninda olmak istemissin
cocuk yasta oldugun halde cok da duyarli oldugunu ortaya koymussun yaninda refakatci olarak kalmissin.
keske ölümler böyle üzücü olmasa hastaliklardan dolayi kaybedilmeseler anne babalar.
her nekadar ölüm üzen birsey de olsa cocuklarin bence defnedilirken orada bulunmamasini saglamakdir.
etkileyen bir yaziydi sevgili aysel.
yüregine saglik.
hicbitmez tarafından 3/25/2010 12:38:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Aysel kardeşim,hiç kendini suçlama,çok küçük bir çocuk olduğun için,ailen anneni iyi haliyle hatırlamanı istemiştir.Yoksa çok etkilenirdin.Annene Allah(C.C.)'den rahmet diliyorum,sevgiler.
Aysel AKSÜMER
sevgili aysel hanım yazınızı okurken herkes kendinden bir parça buldu sanırım ki bende buldum aslında hatanın büyügünü yakınlarınız yapmış annnenize son görevinizdi ama olan olmuş o heranınızda yanınızdadır siz gidememiş olsanızda o sizin yüreginizi bilir üzülmeyin geçmiş geçmişte kaldı şimdi dualarınızla onun yanında olabilirsiniz sevgili arkadaşım.allah rahmet eylesin onun toprak ömrünü size versin saygı ve sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Sevgili Aysel, yazına kaçıncı gelişim. Bir türlü yorum yazamadım. Netin azizliği işte. Sen neden suçlu oluyorsun ki, ne yapabilirdin?
Allah sabır versin. Ben de annemi şeker komasından kaybettim. Hep derim, keşki başında olsaydım, keşki daha fazla zaman geçirseydik. ama olmuyor işte. Allah'ın takdiratının önüne geçilmiyor. Acıları yüreğimizden çıkmıyor.
Allah sabır versin, Güzel bir yazıyla anneni yad ettiğin için seni kutlarım... sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Babaannem'i çok severdim. Öldüğü zaman Türkiye de bile değildim. Döndüğüm gün öğrendim vefat ettiğini ve valizlerimi ortada bırakıp hemen Edremit'e gittim, arabayla. Kabrinin başında oturdum. Okşaya okşaya konuştum, özür diledim, yokluğum için. Ne zaman birisiyle dertleşmek istesem hep onun kabrinde bulurum kendimi. 17 sene oldu. Ve ben şahit olmadığım ölümüne hala inanamıyorum.
Görmediğiniz zaman kabul etmek zorlaşıyor. Tek ve büyük zorluğu da bu.
Anıları tazelettirdi yazınız. Özletti...Sevgiler yüreğinize.
Aysel AKSÜMER
Eser Akpınar
Benim babam da akciğer kanserine yakalandı. Ben yirmi yedi yaşındaydım. Doktor hastahaneye yatırıp da süründürmememizi istedi. Biz de son günlerini güzel yaşatmaya çalıştık. Ağrıları, yatmasına, uyumasına engel oluyordu. Zaten on gün içinde, elden ayaktan düşmeden rahmetli. oldu. ben işteyken ölmüştü. Geldiğimde yüzüne bakmam için çok ısrar ettiler fakat ben cesaret edemedim. Pişmamıyım ? Bunu hiç düşünmedim. O günleri hatırlattı bana yazınız. Hepsinin mekânları cennet olsdun.
Aysel AKSÜMER
Yok suçlu değilsiniz, belki, de gitmeliydiniz. Ben de babamı 23 yaşımdayken kaybettim. Allah rahmet eylesin. Sizin yaınız çok küçükmüş. Satırları okurken kendimi çok kötü hissettim. Yazınız o kadar doğal ve samimiydiki, bir anda babamın ölümündeki anlar gözümün önüne geldi. Bana da göstermemişlerdi yüzünü. Görebilirdim aslında, fakat istemedi,m sanırım. Allah sabırlar versin. Tebrik ediyorum.