- 1434 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"CHAT", "NİCK" VE TDK'NİN "TÜRKÇE"Sİ
"Chat, nick, mail, server..." gibi pek çok yabancı kökenli sözcüğü özellikle genç kuşaklar, günlük hayatta tahmin edilemeyeck kadar sık kullanmaktadır. İnternetin yaygınlığı açısından düşünülürse bunların gençler arasında yaygın kullanımı yaklaşık on yılı bulmaktadır. Bir Türkçe öğretmeni olarak öğrencilerime derste Türkçe kurallar açısından nasıl yazmaları gerektiğini anlatsam da pek etkili olamıyor bu. Çünkü bu sözcüklerin herhangi bir kaynakta yazımına ilişkin kanıt yok ki. Anlattıklarım gençlerin kafasında yalnızca bir soru işareti uyandırmaktan başka bir işe yaramıyor tabii.
Türkçe dersinde gençlerle aramızda genellikle söyle bir diyalog geçiyor:
-Aynı dillerden Türkçeye geçen pek çok sözcüğü inceleyelim: Elektrik, iskele, istasyon, telefon, televizyon, kompütür, enflasyon, pratik, plastik, istatistik gibi sözcükler ingilizcedeki özgün biçimiyle mi yoksa söylendiği gibi mi yazılmaktadır?
-Elbette söylendiği gibi yazılmaktadır." diyorlar.
-Peki kullandığınız ’nick’, ’chat’, ’mail’ gibi sözcükleri neden söylendiği gibi yazmıyorsunuz?
-Hocam bunlar artık kalıplaşmıştır dilimizde. Böyle yazıyor herkes de ondan. Üstelik bunların böyle yazılmayacağını gösteren herhangi bir resmi belge de yok. Biz Yazım kılavuzlarına bakıyoruz, bu sözcüklerin yazımı yok.
Evet, gençler haklı. Hem de çok haklılar. Daha düne kadar hiçbir yazım kılavuzunda bu sözcükler yoktu. Ta ki geçen yıl TDK’yi ve Dil Derneği’ni bu konuda uyaran yazışmalarım olana kadar. Geçen yıl TDK, sanal ortam sözlüğünde bir değişiklik yaparak önce "chat" biçiminde yaygın yazımı aldı sözlüğüne. Sonra TDK’nin bu yanlış tutumunu eleştiren bir yazı yayımlayıp bu yazımı TDK’ye gönderdim. Bir baktım ki TDK "chat" sözcüğünü kaldırıp "çet" biçimini kısa bir süre benimsedi. Bu değişiklik de çok kısa sürdü. Şu anda TDK’nin sanalağdaki sözlüğüne bakınız, orada bu iki yazım biçimini de göremeyeceksiniz. Çünkü TDK de ne yapması gerektiğine hala karar verebilmiş değil anlaşılan. Yani insanlar arasında on yıl boyunca bir sözcük yanlış kullanıldıktan sonra hala bu sözcüğün yazımına karar verememek başka hangi ülkenin dil kurumlarında görülebilir bilmiyorum.
Neyse ki Dil Derneği 2005 yılında yayımladığı Yazım Kılavuzu’nda bu sorunu açık biçimde ortaya koyup "çet" yazımını sundu kamuoyuna. Dil Derneği’ni bu doğru ve cesur tavrından dolayı kutlamak gerekir gerçekten.
Türk Dil Kurumu’nun sanalağdaki sözlüğüne bakınız, orada "chat, nick, mail" gibi hiçbir sözcüğün yazımını göremezsiniz. Bu saydıklarımdan yalnızca "chat" sözcüğü "söyleşi"ye yönlendirmeyle açıklanmaktadır. Oysa "chat" inanılmayacak kadar yaygındır. Bir insan bunu yazmak isterse nasıl yazacaktır, asıl sorun budur. TDK’nin anlayamadığı da budur. Sadece bu değil tabii anlaşılması gereken; bir de şu var: Bu sözcükler, TDK’nin dili ihmal etmesi sonucu o kadar yaygınlaştı ki bunların eylem biçimleri de ciddi bir sorun olmaya başlamıştır. Hatta bu eylemler, daha beter yazım sorunları yaratmıştır. Haydi buyrun bakalım bunların da yazım biçimlerini ortaya koyun da görelim: "Chatlaşmak" mı, "chatleşmek" mi, "çetleşmek" mi? "Mailleşmek" mi doğru, "meylleşmek" mi? İşyeri adları bile bunlardan türetilir olmuştur: Chatkapı İnternet, gibi.
Biz diyoruz ki bu sözcüklerin Türkçesi kullanılmayacaksa eğer bunların doğru yazım biçimi şu olmalıdır: ÇET, NİK, MEYL. Bu sözcüklerden ikisinin eylem biçimi de şöyle yazılmalıdır: ÇETLEŞMEK, MEYLLEŞMEK.
Yarın bunlara "nicklenmek" mi "niklenmek" mi gibi sorular eklenmeden elini çabuk tut TDK.
Adana’da Toros Mahallesi’nde iki yıl önce meydana gelen internet kafedeki öğrenci saldırısı, Hürriyet Çukurova Bölge ekine haber konusu olduğunda gazetenin başlığında bile "chat kavgası" olarak yansımıştı olay. Bu kadar ciddi bir sorun karşısında TDK’nin sessizliğini anlamak olanaksız. Gençlerin Türkçeyi güzel kullanamamasından yarın gençleri sorumlu tutmaya hakkınız olur mu, bugün onlara yol göstermekten aciz olursanız beyler?
Çevremizdeki internet kafelere bakalım, tabelaların kaç tanesinde "internet kafe" kaçında "internet cafe" yazıyor? Deneyin. Bu yazım yanlışının ve dil kirlenmesinin nedeni TDK’nin hantal tutumu değil midir?
TDK, kendini affettirmek için işyerine Türkçe isim verenlere ödül adı altında avuntular ararken bu hantal tutumuyla asıl dil kirlenmesini kendisi de yaratmıyor mu sizce? Bu dil kirlenmesinde yetkili kurum olarak TDK’nin günahı yok mu acaba? Verdikleri ödüllerle övünen TDK yetkilileri, işyerine yabancı ad verenleri kınarken, kendilerine de iğneyi batıracak mı acaba?
"İnternet kafe" sözcüğü ÖSS’de soru olarak soruldu; fakat ne hikmetse hala TDK’nin Türkçe Sözlüğü’nde ve "İmla Kılavuzu"nda yok. İnternet kafelere bakınız, çoğunda hala "internetcafe" yazıyor ve TDK uyuyor. Ne acı değil mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.