- 2191 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEMOKRASİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Demokrasi, Yunanca “halk” karşılığı olan “demos” ile “idare” manasına gelen”kratos” kelimelerinden meydana gelen bir terimdir.
Demokrasiyi ilk olarak, Perikles’in, Atinalılar’a verdiği bir nutukta kullandığını görürüz. Perikles, aristokratik rejimi yeren, demokrasiyi öven şu sözleri söylemektedir. “Bizde devlet, bir azınlığın değil, çoğunluğun yararına göre idare edildiği için, bu idare şekli demokrasi adını almıştır. Herkesin kanun karşısında eşitliği esastır. Her fert kendi değerlerine göre saygı görür, hiç kimse fakirliği ve sosyal konumu yüzünden kınanamaz, yeter ki siteye hizmet eylesin...”
Eski Yunanistan’da “tek adam” idaresi olan diktatörlük ve tiranlığa karşı, halkın kendi işlerine yön verebileceği bir idare şekli olarak demokrasi düşünülmüştür. Fakat Aristo’nun da ifade ettiği gibi, demokrasi kısa zamanda “demagoji”ye dönüşmüştür. Ona göre demagoji, “bir toplumun duygularını çelerek, kendi çıkarlarını yürütme yoludur.”
Demokrasiye herkes kendi perspektifinden bakmaktadır. Abraham Lincoln, “halkın halk tarafından, halk için idaresi” derken, Churchill ise, “en iyi idare şekli değil, ama kötü tarafları en az olan bir idare şekli”diye yorumlar.
Demokrasi, liberal Batı toplumunun simgesi haline gelirken, Marksist görüşü savunanlar da demokrasiye sahip çıkmaya başlamışlardır. “Liberalistlerin demokrasiyi yozlaştırdıklarını, sınıflı toplumlarda hakim sınıf tarafından yürütülen bir diktatörlük şekline dönüştürdüklerini” söylerler.
Bu kısa girişten sonra demokrasiyi iki kısma ayırarak incelemeye tabi tutabiliriz.
Birincisi: Tezvirci Demokrasiler.
Bu demokrasiler kendilerini bir rejim olarak halka dayatırlar. Bir çok çeşidi bulunmakla birlikte başlıca iki kısma ayrılırlar.
a- Ateist Demokrasi: Allah inancına yer verilmediği gibi, halkın da hiç bir rolü yoktur. Baskı ve şiddete dayalı bir hakimiyet vardır. Tezvircidir. Tezvir: süslü yalan söyleme, yalanı gerçek diye yutturma sanatıdır.
b- Pagan Demokrasi: Allah’a inanmakla birlikte, hayatta O’na asla sâlahiyet tanımazlar. O’nun görevi, “gökten yağmur yağdırmak ve yerden de rızk bitirmektir” diye tanımlarlar. Bu nedenle de iki kere tezvircidirler. Pagan: Çok tanrıcı, putperest demektir.
İkincisi: Gerçek ya da Gerçekçi Demokrasi:
Bu demokrasi tarafsızdır. Kendisini bir rejim olarak dayatmaz. Objektiftir. Bu demokrasi bir süreçtir. Bu demokrasi halkın iradesine saygılıdır. Bu demokraside kıskançlık yoktur. Kendisinden ne doğarsa onu, anne şefkatiyle büyütür. Bu demokraside halkın çoğunluğu hangi rejimi beğenmişse ayırım yapmaksızın ona geçit verir.
Ancak demokrasi şimdiye kadar egemen güçlerin yolsuzluklarını, kanunsuzluklarını ‘kitabına uydurmak’ için kullanılmaktan başka bir işe yaramamıştır. Yani demokrasi hiçbir zaman kâğıt üzerindeki gibi yorumlanıp hayata uygulanamamıştır.
Ayrıca, demokratik sistemlerde partiler nasıl ki sistemin vazgeçilmez birer unsuru ise, iktidar muhalefet ilişkisi de yine vazgeçilmez unsurlardan birisidir. Muhalefeti susturmaya çalışan bir iktidar, sisteminin adına “demokrasi” de dese, onun adı demokrasi değil, olsa olsa “totaliter” rejim olur.
Ülkemizde demokrat geçinen kişiler, demokrasiyi savunur gözüktüğü halde, gerçek demokrasiyi bir türlü içlerine sindirememişlerdir.
O halde daraltılmışlıktan, kısıtlanmışlıktan ve azaltılmışlıktan kurtulmak için; daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve daha çok sevgi istiyoruz...
Demokrasi adına ayak oyunlarına gelinmemesi dileğiyle...
Hanifi KARA
hanifikara45.sitemynet.com
YORUMLAR
Değerli hemşehrim: kavramlar ya doğrudur yada yanlış, şuna göre buna göre kavram doğru sayılmaz sosyalistlerin dini bölüp ılımlı, aşırı dindar, yobaz dindar diye böldükleri gibi iyi demokrasi kötü demokrasi demekte aynı kapıya varır bir kavram bütün içeriği ile ya vardır ya yoktur insanın körü topalı yaşar fakat fikrin körü topalı olmaz olsada yaşama şansı yoktur bir ülkede ya demokrasi var yada yoktur henüz hiç bir ülkede gerçekleşmemiş bir kavramdan bahsediyoruz pırıl pırıl bir güneşten bahsediyoruz henüz insanlık bu güneşin siyah bulutlar arkasından vuran işik süzmelerinin belki milyarda birini görüp ruhlarını aydınlatmaya çalışıyor insan oğlu bütün benliğini egolarına teslim etmiştir. sahi kaç insan vardır dünyada başkasının çıkarlarını kendi çıkarından üstün tututan, edebiyat yapmadan ben tutarım diyen çıkar mı? dersin??????????????????????????????????ben yazılanlara değil yaşananlara bakarım ...........................
''....Ancak demokrasi şimdiye kadar egemen güçlerin yolsuzluklarını, kanunsuzluklarını ‘kitabına uydurmak’ için kullanılmaktan başka bir işe yaramamıştır. Yani demokrasi hiçbir zaman kâğıt üzerindeki gibi yorumlanıp hayata uygulanamamıştır. ''
Ne yazık ki acı gerçek bu işte...