Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Sen meçhul iklimleri ihya ederken, ben hasretin kor ateşlerinde ömür tüketiyorum. Güvercin gözü demlerde demlenen hasretimi , eflatun gülüşlerini yâd ederek hafifletmeye çalışıyorum.
Bu mektubumun da sana ulaşıp ulaşmayacağını bilmiyorum. Lâkin, eflatun gülüşünün gölgesi yüreğime vurup dururken sana yazmadan yapamıyorum.
Aslında hislerimi tam olarak yansıtabilecek ne cümle var dağarcığımda ne kelime… Kalemi alıp elime yazmaya başlayınca ve söz konusu da sen olunca katre katre dökülüyor kâğıda duygular.
Erguvanlar açıyor ruhumda eflatun gülüşlerine koşut. Soyut âlemlerde somut demler umuyorum. Işıl ışıl gözlerini düşünüyorum.
Billûrdan ve nurdan ırmaklar gibi akıyorsun ruhumda çağıl çağıl… Çağlayanlar gibi gümrahsın benliğimde uzaklarda olsan da…
Sana yazmadan duramıyorum, ey meçhul ve muhayyel iklimlerin perisi! Selâmımın ucuna bir gül iliştirip huzurundan ayrılıyorum.
Ankara,03.03.2010İbrahim KİLİK