Yerli malı MARKA ...
Yaş kırk; bizde iş bitmiş deriz oysa Avrupalarda hayatın başlangıcı “Hayat kırkında sonra başlar” sözü hala geçerlidir oralarda. Bizde ise yolun yarısını geçmiş demektir. Ülkemizde ölüm yaş oranı nerdeyse eli ve altmış yaşa düştü, eh ne de olsa çok hızlı, çok koşan ve aşırı yiyen bir toplumuz belki de ondandır kısa ömrümüze neden. “Hızlı yaşa genç öl” sözü adeta bizim için söylenmiş sanki. Darılmayalım ama çok tüketen bir toplum ve tembelliği nerdeyse azim diye avunacağız.
Hep başkasının hayatına, modeline, bilimine ve teknolojisine bağlıyız veya bağımlıyız. Niye bizde yerli malı bir ilaç, bir motor, elektronik veya bir telefon modeli olmadığı gibi TM markalı bir ürün yok. Yok…
Çok tüketen ne yazık ki az üreten bir toplumuz. Ama üzülmeyin bizim de dünya standardında birincilerde yer aldığımız kulvarlar da var. Hırsızlık, usulsüzlük ve emre itaatsizlik ve de yasaları çiğnemekle ünlüyüz. Örneğin maçlarda iyi kavga çıkarılır, en çok argo, küfürlü ve densiz dizileri seyretmekte birinciyiz. Siyaset; yediden yetmişe herkes birer siyaset uzmanıdır bol konuşur ama az dinleriz, çok içer ama içmeyeni sarhoş sanırız. Kazalarda da iyiyiz, arabasına atlayan üç renk(kırmızı, sarı ve yeşil) körlüğü başlar, önüne geleni ezip geçer yani dünya şampiyonuyuz. Trafikte kuralara öcü diye bakarız hele trafik lambalarına asla hazmedemiyoruz “ne diye koymuşlar ki, kurallar çiğnenmek için değil mi?”
Hep eleştiririz, yargılarız ama kendimize gelince melek kesiliriz. Ne kendimize ne de başkasına saygımız kalmış…
Peki bizler ne yapmaya çalışıyoruz, daha fazla özgürlük mü isteriz?
Dünyada en çok bizim barajlar vardır hem sulamak hem de elektrik üretmek için ama dünyada en çok bizim elektrikler kesilir durmadan arıza vardır. Sularımız bol ama en çok balıklarımızdır karaya vuran! Topraklarımız boldur ama hektarlarca denizlere dökülür daha erezyon kavramını hayata geçiremedik. Galiba hepten yeşilliğe, beyaza ve maviye düşman gibiyiz.
“Aşağıdaki veriler konunun ciddiyeti açısından önemlidir.
*Dünyadaki toplam su miktarı: 1.400 milyon km3
*Tuzlu sular, toplam suyun: % 97.5
*Tatlı su kaynakları, toplam suyun: % 2.5
*Tatlı suların göllerde, akarsularda ve barajlarda bulunan kısmı: % 0. 3
Dünyadaki suyun yeterliliği
*Yeterli içme suyundan yoksun insan sayısı:1.5 milyar kişi
*Sağlıklı suya hasret insan sayısı: 2.3 milyar kişi
*Suyla ilgili hastalıklardan ölen insan sayısı: 7 milyon kişi/yıl
Nüfus artış hızının çok yüksek oluşu yıllar boyunca kullanılabilir su miktarının azalmasına neden olmaktadır. 2000’li yıllarda 6.2 milyar olan dünya nüfusunun 2025’te 8.5 milyar, 2050 ’de de 10.5 milyar olması beklenmektedir. Dolayısıyla, gittikçe artan nüfus nedeniyle tarımda, endüstride ve evsel su kullanımında bir miktar daha artış görülecektir”. *Alıntı.
Haydi; biz yaşlandık treni de kaçırdık ya gençler siz ne duruyorsunuz? Ülkenin geleceği için ne yapıyorsunuz ve ne yapmayı planlıyorsunuz?. Yeni ilaçlar bulunmalı, teknolojiler, yeni yatırımlar gerekli ve temiz yaşanılır bir toplum için yeterince gayret ediyor musunuz? Yoksa hala aşk mesajları mı yazıyorsunuz? Sizleri duyar gibiyim “sizler bize ne bıraktınız ki biz yarınlara bir şeyler bırakalım” haklısınız…
Ama biz büyüklere itaat etmeyi ve insanları sevmeyi, yardımlaşmayı en azında biliyorduk bilgili insanların evet’ine hayır’ına itaat ederdik. Haklısınız biz sizleri adam gibi yönetemedik sizleri caffelere, maçlara ve dizilere bıraktık, baskı olmasın diye her istediğinizi almaya gönüllü olduk.
Hiçbir şey için geç kalmadık… “zararın neresinden dönersek kardır”. Ve yaşlı genç çocuk demeden toplumu, dünyayı yaşanır hale getirmek için daha ne bekliyoruz?
YAŞANILIR BİR DÜNYAYA MERHABA, GELECEĞE HEP BERABERCE
HERZEM RONİVAN/ ŞUBAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.