GRAVAT MI ? TAKALIM
SİYASET Mİ? YAPALIM
Üniversite sınav sonuçlarından sonra yerleştirme sonuçları da açıklandı. Biz akan zamanın farkında bile değiliz. Zaman akıp gider tıpkı uykumuzdaki rüyalar gibi işte bir heyecan vakti. Bilmiyorum ama torpilin pek işlemediği bir ortam olsa gerek.
Yıllar önce bu heyecanları bizler başka şekillerde yaşamıştık o zaman birazcık torpiller ve dönen dolaplar vardı. Düzce Lisesi son sınıfında kaldığımız derslerin sınavlarına girdiğimiz dönemlerde zamanın md.baş muavini ile aramızda fecri ferri ferdi olarak tatsız bir hadise meydana gelmişti.
Okulların açılmasına az bir zaman kala kayıtların devam ettiği heyecan ortamında geçmişten gelen bazı hatıraların geçmişte ve günümüzde yaşanan hiç kimsenin yaşamasını istemediği sümen altı ve sümen üstü vakaların zaman zaman canlanmasına neden olduğundan gündeme getirilmesinin zamanı olduğu inancıyla gelecekte yaşanacak haksızlıkların önlenmesi açısından bir kaşık su da yaratılacak fırtınaların durulmasına ışık tutacak hatıralar.
Yaşadığımız bu tatsız olay hayatımın ilk ve son torpili olacağını sandığım olaydı. O gün tartıştığım kişi darbe almış ve önceden beri de görüş ayrılığını da bu olaya rant yaparak ve hastane doktoruna da baskı kurarak rapor alması ile bizim okuduğumuz okulda artık rahatın kalmayacağının belirtilerinin başlaması nedeniyle okuldan ayrılmaya karar verdim. Nihayet velimle görüştükten sonra birkaç ilçe okuluna gittik ancak sınav döneminin olması bizim bu okullara naklimizi engellemekte veya bu ortamın yarattığı hava nedeniyle hiçbir okul idaresince kabul edilmemekteydim.
O günlerde geçirdiğim rahatsızlık nedeniyle hayatımın ilk baharında ölümcül bir hastalığa yakalanmış ve kurtulma şansı % 2 lerde idi böyle bir hastalık karşısında bile Düzce Devlet hastanesinden Ankara hastanelerine bir yolculuk başlamış ve Türkiye’ nin başkenti de de göremediğimiz ilgi karşısında torpil aramaya başlamıştık. Hayat yolculunda yukarda da belirttiğim gibi ilk ve son torpilim olacağı düşüncesi vardı hafızalarımızda ancak ne acıdır ki kader ne torpiller insanları cenderelerine sokmaktadır. Onca hastane dolaştıktan sonra nihayet torpille yattığımız hastaneden salah ile taburcu olmuş okulu hemen hemen unutmuştum. Ancak bu sefer torpil kendisi kapımızı çalmıştı. Bir gece köyde kahvede otururken bir arkadaş tanımadığım kişilerin beni aradığını söyleyerek bir taksinin yanına gittik gecenin karanlığında kim olduğunu bilmediğim bir kişi benim okul işimin halledileceğini söyleyerek Pazartesi günü ilimizden uzak bir ildeki bir okula gitmemi söyledi. Denize düşen yılana sarılır atasözü ışığında biz de kalkıp anılan yere gittik görüşmemiz olumlu geçmiş ve naklimizi yaptırmış ve mezun olmuştum. O yıl girmiş olduğum Üniversite sınavında iyi puan almıştım. Basından ve ordan burdan kulağımıza gelen bilgiler dahilinde bazı okullara kayıt olmaya gidiyoruz ancak orda da dönen dolaplar sayesinde veya bizden daha yüksek puan alanların tercihleri nedeniyle biz diskalifiye olmaktaydık. Üniversitelerden birine kaydı mı yaptırma şansını yakaladım. Bir iki dönem derken bir gün idare tarafından çağrıldım ve hayatımın torpilinden gelen acı bir darbe ile okuldan ayrıldım.* Bir çok uğraşımlar ve kanunların tanımış olduğu haklardan yararlanarak okulu bitirdim ve memlekete hizmet etmeye başladım. Bir çok şehirde görevde bulunduktan sonra Düzce den yetişip bürokratlıktan sonra siyasete atılan dönemin siyasetçisinden yardım talep ettim ancak ben neredeyse emekli olacam halen tayinimi çıkartacak yani burada ferdi olarak işimiz görülmemekle birlikte dilekçemizde çöp sepetine gitmiştir. Kendi imkanlarımızla bir şeyler yaptıktan sonra zaman geldi başka bir bürokrata yöneldik ancak o da ben iş ve iş bulma kurumu değilim diyerek beni ve orda bulunanların hepsini azarlayarak kapısını kapattı.
Yıllar geçer devran döner aynı kişi siyasete atılır ve köyümüz kahvesinde nara atmaya başlar gayri ihtiyari ve ferdi olarak hangi işçilerden bahsetmektesiniz diye ferri bir söz ithamında bulunduktan sonra bununla ne demek istediğimi sorar ve kahve ortasında başımızdan aynı kişiyle geçen olayı aynen anlatırken masalardan kımıldamalar olmuş ve misafirler kahveyi terk ederler. Yelkovan ve akrep dönme dolap ve dolap beygiri gibi dolaşmakta zaman akıp gitmektedir. İcra ve iclal gayretiyle hizmetimiz aksamamaktadır. Elbette çalışan insanlar şarap gibi yıllanmakta ve şarabın insandan insanın da yaratanından istediği değer gibi bir takım heveslerle bir takım değerler isteme gayretindedirler.
Torpil insanları, çalışanları ve hak edenleri kahreden denizde vurguna uğrayanlar gibi yılgınlığa ve bir takım çılgınlığa sevk eden bir kavramdır. Bu mesnetsiz şey hak edenlerin önüne bir set olarak çıkmakta bazılarının çocukları Amerika da, Avrupa da, Fransa İngiltere gibi yerlerde keyif çatarken değerlerinden bir şey kaybetmeden kendi imkanlarıyla ülkemizi çeşitli derecelerle temsil ederek bazı imtiyazları hak eden torpil belasını istemeyenler ise vatanın ucra köşelerinde tüfek çatarak nöbet tutarak kar çamur demeden görevlerini ifa ve icra etmektedirler.
Kader ve torpil kardeş midir nedir.? Aradan geçen uzun zamandan sonra yine siyasete atılan bir bürokrata işimiz düşer ancak köyümüzden partisine yeterli siyaset malzemesinin çıkmaması bize torpil yapmasını engelledi.
Okumak güzel bir şey ailelerimizin kısıtlı bütçeleri elverdiği sürece ancak önümüzdeki engeller olmasa tabi. Bu gün kü konumuz torpil ve okulların eğitim serüvenin başlayacağı ortamlar olmakla birlikte geleceğe yönelik olumsuz ortamların yaratacağı hengameler çerçevesinde insanların nasıl bir karamsarlık içinde olduklarını kendi yaşantılarımdan alıntılarla dile getirmeye çalıştım. Yılmadan yorulmadan memleket hizmetine adayanların hiçbir zaman torpile ihtiyacı yoktur. Bu nedenle zaman zaman hizmet yıllarımda verdiğim dilekçelerin ardında gitmemiş ve peşinde koşmamış bulunmaktayım. Yaşadığım ve belki de yaşacağımız bu tür olayların sebebiyetler zincirinin ışığında kamuda veya başka kurumlarda görevini ifa ve icra edenler olsun isterse kamudan veya başka kurumlardan hizmet alanlar olsun ille de bir hizmet ve makam uğruna GRAVAT MI? TAKALIM yoksa SİYASET Mİ? YAPALIM derken asrın depremleri ile sınanması sonucu il olan, kalkınmakta öncelikli il düzeyine erişen ve gelecekte sanayi + tarım + turizm + üniversite kenti olarak gözde bir şehir beklentisi içinde olan ilimizde ve memleketimizde torpil olaylarının kökünden kazınması dileklerimle. Düzce, 23.08.200
Zekeriya ÇAVUŞ
Şair - Araştırmacı yazar
[email protected]
YORUMLAR
Çok güzel bir konu işlemişsiniz.
Yazı uzun ama sıkıcı değil.
Toplumun ortak meselesi Rüşvet.
Torpil ve görevi suistimal.
Zor bir konu. Kutlarım.
Selamlar.
zcavus
Bunun yanında yazı gerçekten uzun bu konuda haklısınız ama meselede uzun..
Sevgi ve selamlarımla