- 1409 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
CUMHURİYETCİ BAKIŞ AÇISIYLA EĞİTİMDE DİSİPLİN
CUMHURİYETCİ BAKIŞ AÇISIYLA EĞİTİMDE DİSİPLİN
Dünyadaki eğitim sistemleri bir yada birden fazla felsefe üzerinde şekillenir. Bu felsefeler eğitimin uzak amaçlarını belirlediğinden o ülkenin siyasi rejimiyle yakından ilgilidir.
Ülkemiz Cumhuriyet rejimiyle yönetilmektedir.Cumhuriyet kavramı içerisinde olmazsa olmaz ögeler bulunmaktadır.Bu ögeler; Birey,bilinç,katılım ve özgürlüktür
Birey ögesi monarşi ve teokrasilerde bulunan ‘ kulluk’ kavramı karşısında gelişmiştir.Kul sahibi efendisinin emrinden çıkmayan topluluğun bir ferdidir.Kendisi siyasi,ekonomik ve insan olarak bir değeri bulunmamaktadır. Sahibinin verdiği emirlerin basit bir uygulayıcısıdır. Toplum ve topluluğun sorunları karşısında düşünemez.Düşünmekle yükümlü bulunan efendinin sadece emrinde bulunan yalnız kişidir.
Birey ise,düşünebilen,düşündüğünü savunan,sorumluluk alan,aldığı sorumluluğu yerine getirebilen,özgür iradesini ,kişiliğini koruyabilen,kendisini yönetim ve toplumun bir parçası olarak gören kişidir.Cumhuriyet rejiminin olmazsa olmaz öğelerinin başlıcasıdır.
Bilinç ögesi;sosyolojik açıdan iki tür çokluk vardır. Bunlar topluluk ve toplumdur.Topluluk ile toplumu birbirinden ayıran çizgi ‘ Bilinç’ dir.Bilinçli insanlardan oluşan bir çokluksa orda toplum vardır. Eğer bilinçsiz insanlardan oluşan bir çokluksa orda topluluk bulunmaktadır. Toplulukta bir çoban ve sürü anlayışıyla ona bağlanan çokluk bulunmaktadır.Bu çokluk beyinlerini çobana teslim etmiştir. Çoban ne derse o olur.Örneğin maç sırasında amigo çobanın söylemesiyle 30.000 sürü elemanı amigonun sözlerini büyük bir koro olarak tekrarlar..Toplumda ise böyle bir şey söz konusu olamaz.Çünkü bilinç ve birey hür iradesini ortaya çıkarmakla yükümlüdür.
Katılım,cumhuriyet ve demokrasilerin en önemli ögelerinden biridir. Katılımcılık sadece seçme görevi olarak değil, yönetimi yönlendirmede,yönetime katkıda bulunmada,birey ve sivil toplum örgütlerinin en önemli görevleri arasında yer alır. Çünkü, toplumların oluşumunda bulunan bilinçli bireyler,sorumluluk duygularıyla ülkesinin en iyi biçimde yönetilmesini,yönetimin bozulmasını önlemede kendilerine görev çıkarmaktadırlar.
Özgürlük ögesi;bireyin kişiliğiyle bütünleşen,beyin ve yürekle yakından ilgili bir kavramdır. Temeli düşünmektir.Çünkü düşünen insanlar ve toplumlar özgürdür.Özgürlük,aklın insana hakim olma olayıdır.
Yukarıda belirtilen kavramlar üzerinde eğitimde ‘ Disiplin’ kavramını irdeleyelim.
Disiplin kavramı çeşitli felsefelerde yer alır. Değişik olarak algılanabilir.Toplum ve topluluğun disiplin anlayışı çok farklıdır. Monarşi ve teokrasilerde disiplin uyulması zorunlu vazgeçilmez emirler bütününün yaptırımlarıdır.Kul bu emirlere sadece uymakla yükümlüdür. Yapılmadığı zaman ceza efendinin ağzından çıkacak bir sözle katli vacibe kadar gidecektir. Bu anlayış toplulukta kuramsallaşmış ve gelişmiş yönetimin eğitim anlayışına motiflerini taşımıştır. Sınıfın mutlak hakimi bulunan öğretmen ve onun emir kulları bulunmaktadır.Kullar,susmakla ve kıpırdamamakla yükümlüdür.Kullar düşünemez “ Ali 2 kere 2 kaç eder? Çabuk söyle düşünme” gibi düşüncede, 2 kere 2 yi bilemeyen Ali’ ye dayak atmak efendinin vaz geçilmez hakkıdır.Kara kaplı ‘ not defteri’ efendinin vazgeçilmez bir baskı aracıdır.
Esasında Cumhuriyetçi bir bakış açısıyla,disiplin,yardımlaşma sözcüğü ile örtüşür.Eğitim de: Eğitim Felsefesi,Eğitim Psikolojisi..gibi dersler birer disiplindir.Bunlar yardımlaşarak Eğitim bilimini oluşturur.
Disiplin kavramı iki öge üzerinde yer alır. Bu ögeler özgürlük ve otoritedir.Birbirleriyle tamamen tezat görünen bu iki öge esasında birbirleriyle iç içedir. Düşünebilen,düşündüğünü açıklayan bireyler ancak özgür bir ortamda yetişebilir. Söyleyeceği yanlıştın sonra dayak yiyeceğini bilen bir öğrenci asla düşündüklerini söyleyemez. O gücün karşısında susmayı eğilmeyi öğrenmiştir. Çünkü o birey değil kuldur. O düşünce ve hareketlerini güç ortada olmayınca gerçekleştirecektir. Arzu edilen; Düşünen,düşündüğünü açıklayabilen,sorgulayan nesilleri bu anlayışla yetiştirmek olanaksızdır. Bu nesil,sağlanan özgür bir ortamda ancak yetişir.Buradaki sorun otorite ögesidir. Otoritede emir veren ve emrin cezayı uygulayıcısından vazgeçilip;Düşünen,sorumluluk alan,aldığı sorumluluğu yerine getiren,kendi içinde otorite kuran ‘ gücü’ beyninde ve yüreğinde bilen birey yetiştirmek ancak bu şekildeki bir disiplin anlayışı ile gerçekleşir. Yoksa,kırmızı ışıkta.trafik polisi varsa duran,yoksa geçen kişiliksiz nesiller yetiştirmiş oluruz.
YORUMLAR
hatirlarsanız bizim kuşak öğrenciliğnde öğretmenimizi bir kilometre öteden gördüğümüzde saygı duruşunda bulunurduk bu saygı değildi sadece korku idi ve ebeveynlerimiz bizi öğretmene teslim ederken eti senin kemiği benim derlerdi ama artık yeni nesil o kadar çok değişti ki eğer çocuk öğretmenini seviyorsa saygısı oluyor doğru olanda bu değil mi.
korkunun kol saldığı hiç bir sevgi gerçek sevgi değildir ve dediğiniz gibi gelişim sırasında nesli hiç bir yere götürmeyeceği gibi geriye geriye yol aldırır.
eğitimde ki kuralcığımız hem psikolojik hem teorik anlamda hala topallıyor olsada yeni nesil ebeveynler ışığında daha özgür iradeli kuşak gelecektir umut ediyorum.
tema hem güncel hem derin bir yara..
teşekkürler paylaşım için arkadaşım.
sevgi ve selam ile.
....İşi bilene bırakacaksın...İşte bu yazı bilmeyene bir ders
Özenle hazırlanmış ve herkesin anlayacağı bir dil..Tabiki anlamak isteyene
Bir şiir aklıma geldi şu an,
......Neden Kemal derim dostlar
........Kula kula kulluk eder iken
........İnsan gibi insan olduk
.........Doğru yolu onda bulduk...
...Bu güzel aydınlatıcı yazınız şunu gösteriyor ki
....Emeklilik bizi ancak mezarda yakalar.......Sevgi ve saygılarımı sunuyorum...
kemalist1957
Yazı ders niteliğinde. Yani akademik. Araya fikirlerinizi serpiştirmişsiniz. Kendi içinde mantıklı ama doğru olduğunu ıspatlamaz bu durum.
Kuvvetli bir lider yönetiminde olan ülkelerin daha rahat içinde geliştiklerini bilimsel olarak savunuyor yeni araştırmalar.
Kaldıki her rejim mutlak üstün olduğunu savunur.
Rejim ne olursa olsun yöneten elit tabaka aydın insanlardan oluşursa kalkınma ve başarı mutlaktır.
Biz ne Cumhuriyetler gördük. Miliyonlar hür iradeleri ile köle edildi. Başbakanlar, Reisicumhurlar asıldı.
On yılda bir askeri darbe yapıldı.
Emek harcanmış bir konu. Faydalanacak tanımlar vardı. Tebrik ederim.
Selamlar.
kemalist1957
Doğru kavramını da işlemişsiniz.Hangi doğru ? Bunu da açmak gerek.Ana cümleyle doğru.verilen önermenin gerçekle çatışma derecesidir.
Bu yorumunuz esasında toplumla topluluk arasındaki farkın yanında,toplum içinde,mekanik ve organik toplumların özellikleri konusunda bir makale yazma zorunluluğu olduğunu gösteriyor.
Sayfama onur verdiniz.Her daim beklerim.Esen kalın
evet sayın dostum örnklerinizde okuduğumuz gibi disiplin özgürlük ve otoritenin içi içe yaşanmasıyla değer bulur mutlaka.
otoritenin varlığı kabul görürken özgürce paylaşılan düşünceler neticesi oluşan disiplin cumhuriyetin gereğidir...
ama ülkemizin hallerine bakıyoruz ve insanlarımızın amigo örneğine ne kadar uyduğunu görüyoruz.sivil toplum kuruluşlarının
duruşlarına bakıyoruz kulluk örneğine uymuş çoğunluğu.ve eğitim sistemimiz iki kere iki kaç ali ve devamında baskı dayak tehdit vs susan düşündüğünü söyleyemen nesilller.cumhuriyetin nimetlerinin hiç birinin uyğulanmadığı bu dönemde eğitimdeki disiplinin de hangi boyutta olduğunu görüyoruz mallesef....
duyarlı bir konu ama nedendir biz okumayı sevmeyiz biz hep maşallah peşindeyiz zannımca...
bu yayarlı çalışmanız için teşekkürler sevgili dost
her dem sevgi ve saygılar.