- 636 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEBİNGÜLÜ ile BİZİM HİKMET / Hikmet OKUYAR
Hayat bu; bazen haşlama, taşlama yapanlar, korsanca çalıp çırpanlar,
anonim müzikleri benim benim diye yırtına yırtıana alıp götürenler oluyor..
İhtiyarlığın dermansızlığında oturdukları yerde şükretmeden kendini yiyip bitirenler oluluyor.
Bazen bir ömürboyu ya da
sonsuza dek sürecek dostluklar adına
arayıp bulup soranlar da oluyor.
Türkiye’ nin her neresinde bulunursak bulunalım. .
Bazen bazılarının çirkin çıkarlarına hafiften değdirince;
küfürlerle saldıranlar oluyor. duymasak da.
Kardan adamların saldırılarından da bildirilerin de birşey çıkmaz deyip geçiyoruz.
Bazen derdimizi dağlara taşlara aksettiriyoruz. Hiç olmazsa yankılanır da ses getirir diye.
Bazen Aziz Şeker, Selahattin Erdal, Nail Karakuş, Defci Fehime, Coşkun Öner, Hurşit Türk, Hayati Önal, Osman Tombul, Alişarlı Nurhayat Sakarya ve ardında iz bırakarak ebedi aleme göç eden canlarımıza Fatihalar göndermesini de biliyoruz.. ....
Şairimizi, bestkarımızı, müzisyenimiz, söylemeden eserlerimizi kendi eserleri gibi yutturanları ince ince tatlı tatlı kondurup, döndürmesini de biliyoruz.Yeri geldiğinde uygun ortamlara..
Bazen de şiirli masallar, günlükler, şiirli romanlar, siirli karikatürler, şiirli hikayeler alıyoruz.
Tıpkı Şair Şiir yorumcusu Bestekar Romancı Müberra Kevser DEĞER tarafından gönderilen ve şiir müzik şarkı türkü masal roman hikaye dostları sanatseverler tatafından paylaşılması istenen hikaye ŞEBİNGÜLÜ ile BİZİM HİKMET gibi..Hikmet OKUYAR
ŞEBİNGÜLÜ ile BİZİM HİKMET
Birvakitler, Karadenizde Yeşil Giresun yöresinde adeta cennetten bir köşe olan mekanlarda Kelkit Vadisi’nin tam da odak noktasında bulunan Şebinkarahisar adına yakışır Altın tepsi ovası, kalesi, birbirinden güzel yaylaları ve bu güzellikleri tamamlayan güneşi, havası, suyu bir başka olan, cevizi, dutu, gülü, bülbülü ve yeraltı yerüstü 24 tür zengin madeni ile ünlü taşı toprağı altın şehir diye tarihlere yazılmış eşsiz bir şehir varmış. Burada yüreği sevgiyle dolup taşan ve bu coşkusunu şiirlere döken Bizim Hikmet adında bir candost yaşarmış. Hikmet öylesine söylem, eylemve gönül adamıymış ki gecesini gündüze katar; dağda bağda kırda bayırda dolaşıp durur gördüğü her şeye hayranlıkla bakarmış. Güzel bakar güzel görürmüş ve bu hal içerisinde hemen dudaklarından dizeler dolusu şiirler dökermiş. Böyle dağda bağda kırda bayırda dolaşırken bir gün Kütküt bağlarına düşmüş yolu ve bir çoban görmüş Bizim Hikmet’i. Bizim Hikmet tam da o sırada Kayabaşı Türküsü isimli şiirini okuyormuş gözleri dolu, dolu..
Dürüm yaptım, ceviz ile pestili..
Cevher yatakları gizli taşında.
Kuşburnuna aşı yaptım son gülü..
Umut fidan oldu Kayabaşı’nda...
......
Kayabaşı gelip üste çıkarsam
Burcuna varmadan dönmeyeceğim
Yeşili seyredip maviyi görsem..
Madımak dermeden inmeyeceğim.
......
Çözüm, türkümüzü dinlesin bir yol;
Naramızla dağlar inlesin bir yol;
Sevgi, sözümüzden anlasın bir yol;
Netice almadan dönmeyeceğim.
......
Bu dizeleri duyan ve birden titreyip sarsılan mal çobanı peşine takılmış Bizim Hikmet’in, Hikmet gitmiş çoban da peşinde. Hikmet yüreğindeki sevdayı, gördüğü canlı cansız her nesneye şiirle aktarırken çoban da koynundaki deri parçasını çıkartıp hemen yazmaya koyuluyormuş. Ne zaman Hikmet yorulup bir söğüt ağacının ya da hayrat Şebindut ağacının dibinde uyuklamaya başlasa, çoban kavalını çıkartıp Hikmet’in şiirlerine nağmeler çalmaya çalışmış. Bir gün yine Bizim Hikmet rengarenk çiçeklerle dolu Tamzara Kırkgöz, Biroğul, İkioğul, Avutmuş ve Kütküt bağlarından, bahçelerinden aşıp, Değirmenönü’nden geçip, Köprübaşı’na varıp orada sündüz çeşmesinden bir tas su alıp soluklanırken Abdi Beğ Şiir Sohbetleri içine daldığında öylesine kendinden geçmiş ve Gelinkaya Türküsü isimli eserinin tam baş gözesinden ardı ardına süzülüp gelircesine..
.........
Gelinkaya eteğine yaslansak,
Erenlerden akıl alıp uslansak,
Can dostlara hasret ile seslensek..
Umutlar toplanır yol bohçasında.
Gelinkaya umutlara yoldaş ol..
Hemi güle, hem bülbüle yoldaş ol...
.......
öylesine gizemli dizeler dökülüvermiş ki dudaklarından; mor menekşeler, çakır menekşeler, sümbüller, sarı beyaz pembe laleler, papatyalar ve gelinciklerle tüm gizemli çiçekler Bizim Hikmet’in dikkatini çekmek için birbirleriyle yarışa girmişler. İçlerinde sadece gül Hikmet’in dikkatini çekmeye çalışmak için çaba göstermemiş. Bunu fark eden diğer çiçekler çok merak etmişler ve güle sormuşlar: “Sen ki bülbül gibi bir aşığı olan gül nasıl olur da Hikmet’in şiirlerine böyle durur kalırsın” diye. Gül içini çekerek “ah ah” der “bu delikanlı sevda nağmeleri gibi öyle güzel öyle içten deyişler okuyor ki bundan böyle bülbülümü dinlemek bana zevk vermeyecek. Bu delikanlıyı her zaman nerde bulurum, kendime nasıl aşık ederim “ diyerek ağlamaya başlar. Artık gül için acı dolu günler başlamıştır. Gül öylesine bir sevdaya tutulur ki artık bülbül bile onu avutamaz. Gülün bu dermansız aşkından sararıp solmasına, bülbülün de üzüntüden sus pus olmasına melekler dayanamaz yüce Allah’ın izniyle gülün yanına gelip derdini sorarlar. Gül, bütün samimiyetiyle Bizim Hikmet’in eşsiz şiirlerine, nasıl aşık olduğunu ve Bizim Hikmet’in kendisinden ilham almasını, bunun için daha güzel olmak istediğini anlatır. Melekler aralarında konuşup çare ararlar ve sonunda çareyi bulurlar. Güle ”Sen Hikmet’in Sevdası olarak gördüğü Şebinkarahisar’ın en önemli güzelliği olacaksın. O zaman Hikmet senin farkına varacak; seni beyninde, içinde, gönlünde hissedecek.Hatta güzelliğinin yanı sıra sana bir de eşsiz bir koku bahşedeceğiz ki dünyanın dört bir yanından kokunu duymaya, güzelliğini özelliğini görmeye gelecekler. Senin adın Şebingülü olacak” dediler. Gül öylesine sevindi ki sevindikçe de katmer, katmer, renk, renk açtı. Dalga, dalga yayılan en güzel gül kokularını saçtı. Bunu gören Hikmet bir anda güle aşık oldu ve Şebingülü ile Günaydın Gülüm dedi. Şebingülü’nü dilinden bir daha da hiç düşürmedi… Hal böyle devam ederken gülün eskisinden çok daha güzelleşmesi ve neşelenmesi üzerine bülbül de eski neşesine kavuşur ve o da gülüne yeniden aşık olur ve hiç durmadan ona aşk şarkıları söyler. İşte o gün bu gündür bu güzel vatanın en güzel yerlerinden olan Taşı toprağı altın şehir, Şiir şenliklerinin şöhretler şehri Şebinkarahisar; birçok güzelliğine bir de Bizim Hikmet’in Şebingülü ile güzellik katar. Artık Şebinkarahisar; Şebingülü, Şebinbülbülü Hikmet Okuyar; dağların ve çobanların şairi ünvanı ile bir bütün olarak anılmakta ve birlikte nice kuşaklara doğru yol almaktadır.
İşte bu hikayenin yaşandığı eşsiz güzellikteki Şebinkarahisar’a arzulayarak mutlaka gidip göreceğim diyerek gelirseniz; Köprübaşı,Değirmenönü, Hacı Ömer çiftliği, Tamzara, Kırkgöz, Biroğul, İkioğul, Avutmuş ve Kütküt bağlarında Şebingülü bahçelerinde mutlaka ezan sesi, su sesi, Şebinbülbülü sesi ve şiir sesi dinleyin.. Ve de güzelim Şebingülü ile Şebinbülbülü gizemliliğindeki coşkulu aşklara tanıklık edin. Kelkit Vadisi’nde ve Giresun yöresinde Cennet Yolu diye ünlendirilen Sivas Şebinkarahisar Giresun Vilayet Yolu güzergahındaki 2200 Mt. rakımlı Eğribel Tepesi’ne de gidin.Çoban Çeşmesi’ndekiler mutlaka size bir tas yayla suyu sunacak ve dünyanın en gizemli tepesinde dağ rüzgarı ile birlikte kulağınızı okşayan bir ses ’Bizim Hikmet de az önce buralardaydı’ diyecek.
Dönüşünüzde de Şebincevizli dut pestili, Şebindut pekmezi, Şebincevizli Katmer, Şebincevizli Un Helvası yeyip, üstüne de Kınık ayranını çekmeden; 7 Gün 7 Gece Şiir Şenlikleri ile ünlü ŞebinKale’ye çıkmadan;Kayabaşı’ndan ve Dikmentepe’den güneşin batışına bakmadan; ayrıca Şebinkarahisar Bir Bahar Akşamı Şiir Dinletisi etkinliklerine sahne olan ve Atatürk, Fatih, Bayburtlu Zihni, Aşık Veysel, R. Denktaş, C. Sunay, M.E.Yurdakul, Kemal Tahir, Aziz Nesin, İdil Biret, Kerime Nadir, Başar Sabuncu, Coşkun Ertepınar, Nebahat Çehre, Ara Güler, Hasan Tahsin Okutan, Hüseyin Hüsnü Tekışık, Özsan ve Özkan Kardeşler gibi ünlüler tarafından çok önemsenen mekanlarda Şebinkale’ye yaslanarak tek tek veya gruplar halinde onlarca hatıra fotoğrafı çektirmeden;
Şebinkarahisar V i l a y e t meydanı ile C u m h u r i y e t meydanına;
Kadıoğlu, K ö p r ü b a ş ı, Tamzara bulvarına ve Şebinkale eteklerindeki okul bahçelerine ve çocuk parklarına bir Şebingülü fidanı dikmeden gitmeyin
Müberra Kevser DEĞER
Ş E B İ N G Ü L Ü
TOHUM EK TOPRAĞA, BİR ESER KALSIN;
İZCİLER, EYLEMDE YERİNİ ALSIN;
ŞEBİNGÜLÜ DİKİN, GÜL BAHÇE OLSUN..
ŞEBİNGÜL BAĞLARI BÜLBÜLLE DOLSUN...
Şair Bestekar Hikayeci Romancı Müberra Kevser DEĞER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.