- 994 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Yüreğinin Sesini Biraz Daha Aç
“ Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle…”
Katransı bir geceden sonra “ gül “ doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma “ susmalarınla “ düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.
“ Mülteciyim zamansızlığın…Adressizim…Kıyılarında yaşamama izin ver…..”
Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim hiçlik iken sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha’nın Yusuf’u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim’siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar…Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..
“ Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz’iz artık...”
Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.
Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir…Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..
Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir “ gül “ topraksız....
Hiçbir hayat “ umutsuz “ yeşermemiştir...
…………………….
Sana,
17 Ağustos 2007 tarihine…
İsmail Sarıgene
YORUMLAR
ENFES BİR YAZI ÇOK BEGENDİM KEŞKE HERKEZ YUREGİNİN DERİNLİKLERİNE BIRAKABİLSE KENDİNİ...
BASARILAR....