IRAQ and AFGHANİSTAN WARS UPON EVALUATİON

• 22 Ocak 2010 Cuma 18:26:22

(Irak ve Afganistan savaşları üzerine değerlendirme)
Savaş insanlara acı günler yaşatmaktan başka bir şey değildir. Osmanlı imparatorluğu, halkı acı çeken ülkelere sefer yapar günlerce savaş olur zaman içinde bazı yenilgiler olsa bile girmiş olduğu birçok savaşlarda galip gelmiştir. Bütün bularla birlikte savaştan sonra mazlum insanların yanında yer almış ve adaleti sağlamakla birlikte savaş sırasında veya evvelinde harap olan yerleri de imar etmeyi ihmal etmemiştir.

Bu gün ABD ve yandaşları güya adalet getirme argümanlarıyla gerek Irakta olsun gerekse Afganistan da olsun birçok yıkımlara ailelerin parçalanmalarına ekonomik yönden zayıflamalarına ve birçok olumsuzluklara sebep olmaktadırlar. Yıllarca acı çeken halen günümüzde de mevcuttur. Bu acıları yaşatma sendromunun baş figüran olarak barış argümanlarıyla birleşip koalisyon oluşturan çıkar ülkeleri rol oynamaktadırlar. Masum insanlar ölmekte, vatanları haricinde gayesiz bir uğurda da onca asker ya ölmekte ya da sakat kalmaktadır. Yürek yakan isyanlar ise boşunadır.

Günümüz dünyasında evvelinden ezeline doğru şöyle bir göz gezdirirsek halen dünyanın bir çok yerinde acı çeken milletler vardır. Ahıskalılar, Çeçenler ve Kırımlılar dağınıklık içinde acı çekenlere örnek teşkil etmektedirler.
Bütün bunlarla birlikte kendi bireysellikleri ile bağımsızlık hareketleri de bazı acı sonuçlara sebebiyet vermekte onlarca insanın ölmesine neden olmaktadırlar.

Barış argümanlarını sürdürmeye çalışmakta olanların asıl amacı adalet sağlamak değil gayeleri Optimal zemine yerleşme gayretleridir. Ancak, bu girişimleri bazı yerlerde battığı çamur deryalarına batarak sonuçlanmakta ve başarısızlığa uğramaktadır.(KORE SAVAŞI)

Sovyet Rusya yayılma politikalarıyla girdiği bu ülkelerde başarı elde edememiş halkın gerçek yüzüyle karşı karşıya kalınca oraları terk etmek zorunda kalmıştır. Hatta buralara hakım olayım derken kendi birliğini kaybetmiş ve parçalanmıştır. Nitekim ABD nin de sonu bu şekilde olacağı varsayılan tahminler arasında olup kehanetler zincirleri halkasındadır.

ABD veya koalisyon güçleri ne zamana kadar savaşacak, ABD nin kendi ekonomisi bile güç durumda iken bu ülkelerde nasıl refah sağlayacaktır ki, Irakta geçen yılların heba olduğu ve artık yeter seslerinin yükseldiği ortadadır. Zamanla kendi çıkarlarının paylarını alamayan bu koalisyon ülkeleri pişmanlık duygularını anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacaktır. Bu gün bu savaşımlar boş yere yapıldığını tarihlerin tozlanmasından sonra anlaşılacaktır ki ülke çıkarları örf adet namus unsurlarıyla memleket sevdası olanların bir bileşke oluşturması, asrın silahlarına karşı koymalarından doğan istiklal ruhunu köreltmek kimsenin harcı olmayacak olamayacaktır. Kurtuluş savaşında Çanakkale savunması bu ruhun en önemli örneğidir. Klasik filmlerimizden Rahmetle andığımız ünlü sanatçımız Kemal SUNAL’ ın BUZLAR ÇÖZÜLMEDEN adlı filmine atıf olarak, bir Enstantesinde geçen Ey yılan oğlu "BEN ÖLDÜKÇE DİRİLİRİM" demesi gibi bu direnişlerde ölenler İstiklalleri uğruna güçlerine daha da güç katarak vicdani rahatlıklarını ruhlarına işleyerek geçmişten geleceğe bir şırınga enjektesiyle ölüm kavramını Entegre etmektedirler. Böylece gelecek nesillerine uhrevi duygularını miras bırakmaktadırlar. Bu nedenle iman ve azim gerektiren inançlarının niteliğini taşımaktadır. Orda ölenler inanın öldükçe dirilirler.

Yaşam her kesin hakkı ancak bu hakka başkalarının rıza göstermemesi art düşünceler ve karışıklık Travmalarına sebep olmaktadır.

Memleketimizde de ayrımcılık tohumlarını ekme / yayma Versiyonları oynanmakta ancak şükürler olsun ki güvenlik güçleriyle millet el ele vererek gücümüze güç katan içimizdeki inanç sayesinde bu oyunları alaşağı edilmektedir.

Sonuç olarak gelip geçici fani dünyada bırakalım insanlar istedikleri gibi yaşasın tabi başkalarının yaşamlarına kasıtları olmadığı müddetçe;

Yeryüzü denilen içi cehennem nar’ı, dışı fani cennet harikası bu hayaller diyarı unutmayalım ki kimseye kalmamıştır.
Tüm dünyada barışın sağlanması dileklerimle, Düzce, 22.01.2010

Zekeriya ÇAVUŞ
Araştırmacı yazar
[email protected]