- 1526 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Yalnızlık Öyküsüdür
Şimdi bir defter var elimde, içinde eski yazılarım, noktalamasız dizilmiş bir sürü kelimem var. Katlanmış kağıtlar çıkıyor bazı sayfalardan. İçli içli yazmışım.. Çocukluk…
Bütün cümleler şöyle devam ediyor:
“Dırt dırt dırt; ‘oysa’ dırt dırt dırt”. Buradan şunu anlıyorum ki ‘oysa’ bir zamanlar benim için dünyanın en havalı sözcüğüymüş. Birbiriyle alakasız üç beş kelimeyi, ki oldukça basit kelimeler bunlar, “oysa” ile bağla birbirine, sonra da muzaffer bir kumandan gibi olgun gözlerle kağıda bak.
E şimdi ne oldu, pek bir şeyin değiştiği yok. Aslına bakarsanız sevgili okuyucular, benim hayatımda hiçbir şey değişmiyor. Başkalarınınki, mesela sizinkinde nasıl değişiyor anlamıyorum. Çok imreniyorum size.
Sınıflar atlıyorum, yeni hocalar görüyorum. Yeni yüzler tanıyorum, onları tanıdıkça bellekteki eski yüzleri siliyorum. Bazılarını çok seviyorum, bazılarına sinir oluyorum. Kimini hayatımdan çıkarıyorum. Bazen radikal kararlar alıyorum; rejime başlıyorum örneğin, haftanın ilk dört günü plates yapıyorum, Cuma günü ne bulursam yiyorum. Kilom da değişmiyor bu yüzden. Kimi normalsin, diyor; kimi kız dediğin böyle olur. Şişmansın, diyen kimseyi tanımadım bugüne kadar. İnsanlar da değişmiyor. Yüzler değişiyor evet ama içleri hep aynı. Ben de özetleri okuyorum naçizane, onlarda da betimleme filan pek olmaz bilirsiniz. Damağımda hep aynı tat kalıyor bu yüzden.
İki kardeşim var; boyları uzadıkça dilleri de büyüyor, aynı kavga aynı gürültü. Annemle babam desem, onlar da aynı.
Hala sınavlara girip çıkıyorum, oldu bitti sevmem. Annem bu yüzden final haftasının adını ‘neşe deposu’ olarak değiştirdi ama içerik aynı. Anadilimi kullanmayı unuturken bir de yabancı dil diye bir şeyi öğrenmeye çabalıyorum. Annenin olmayan şey yabancınındır.
Kalite çalışmam gerekiyor; Quality Methods.. Afili mühendislik terimleri var içinde. Okurken böyle bir gaza geliyor insan. Bu aralar Tanpınar okuyorum, rahmeti ondan ummuyorum ama biraz medet de umarım yani ne yapayım. Umarım dilime faydası olur.
İmreniyorum okuyucu, sana bir kez daha imreniyorum. Sadakatini seviyorum sağ ol.
Ben olsam böyle gün be gün geri saran bir yazarı okumazdım belki; ama o zaman sadakatim kulağımı çekerdi. Doğru doğru, ben de okurdum.
Sabredersek bir gün ikimiz de hatta cümbür cemaat hepimiz, bundan lezzet alacağız.
O zaman dersin okuyucu, “Ben bunun toyluk zamanlarını bilirim.”
Bil okuyucu, sen bunu hak ediyorsun.
Yağmur Toprak
19 Ocak Salı
02.47