- 1280 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Güneşin çiçekleri
Güneş çok üzgündü. Bulut yanına yaklaşıp sordu:
_Hayrola Güneş kardeş, neden böyle üzgünsün?
Güneş cevap verdi:
_Çiçeklerimi kaybettim, bulamıyorum.
Bulut:
_Üzülme gel birlikte arayalım.
Güneş ve bulut birlikte kaybolan çiçekleri aramaya başladılar. Kâh güneş bulutun önüne geçiyor, kâh ardından onu takip ediyordu. Böyle gide, gide bir ovaya vardılar. Güneş heyecanla:
_İşte çiçeklerim tam buradaydı. Ama hepsi yok olmuş diye söylendi.
Bulut:
_Ama bu ova susuzluktan kurumuş. Toprak yer yer, çatlamış dedi.
Güneş:
_Mahvoldum. Onlar benim en güzel çiçeklerimdi. Günebakan diyorlardı adına. Şimdi ışınlarımı bu çatlamış topraklara mı göndereceğim?
Bulut düşündü… Taşındı… Birden sevinçle bağırdı:
_Buldum! Sana nasıl yardım edebileceğimi biliyorum!
Güneş şaşkındı. İnanmayan gözlerle ona bakıyordu.
Bulut arkadaşı rüzgâra seslendi:
_Rüzgâr kardeş, rüzgâr kardeş!
Çok geçmeden rüzgâr bu çağrıya cevap verdi:
_Efendim bulut kardeş?
Bulut:
_Rüzgâr kardeş, Güneş kardeş çiçeklerini kaybetti. Bu yüzden çok üzgün. Ona ancak sen yardım edebilirsin dedi.
Rüzgâr gittikçe daha hızlı esmeye başladı. Gökyüzünü bir baştan bir başa kat ederek önüne kattığı bulutları çorak ovanın üstüne sürüklemeye başladı. Gökyüzünde irili ufaklı ne kadar bulut varsa hepsini topladı ve bulut kardeşin yanına getirdi. Bu bulutlara üfledi üfledi. Bulutlar yükseldikçe yükseldiler. Bulut kardeş:
_Hava çok serinledi. Üşüyorum dedi.
Bulutlar daha fazla yükselemediler. Hep birlikte yağmur olup ovanın üstüne yağmaya başladılar. Yağdılar, yağdılar. Gün boyu, gece boyu yağdılar.
Sabah olmuştu. Güneş uykusundan uyandı. Ortada bulutlardan tek bir eser kalmamıştı.
Güneş boş yere seslendi durdu:
_Bulut kardeş,bulut kardeş neredesin?
Ses seda yoktu.Güneş korkuya kapılmıştı.Bulut kardeş ve rüzgar kardeş niye birden ortadan kaybolmuşlardı böyle.Yoksa kendisine yardım edeceklerini söyleyerek onu kandırmışlar mıydı?Bu yaptıkları arkadaşlığa sığar mıydı?
Güneş:
_Çok ayıp ettiler.Beni böyle yüzüstü bırakıp gittiler diyordu ki…
Güneş neredeyse şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.Çünkü o çatlamış çorak ovanın yerinde yeller esiyordu.Ova baştan başa günebakan çiçekleriyle kaplıydı.
Güneş iyi kalpli arkadaşları için yanlış şeyler düşündüğüne bin pişmandı şimdi.Kendi kendine:
_Anlamadan dinlemeden peşin yargıda bulundum.Oysaki onlar gün boyu gece boyu durup dinlenmeden bana yardım etmek için çalışıp çabalamışlar.Çiçeklerimi yeniden yeşertmişler.Onları bulup teşekkür etmeliyim diyordu.
Gülhan Çeliktaş