- 534 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Geride kalıp eskiyenlerin anısına, üç-beş eski satır.
Yaşamı boyunca hep karaladıklarının üstünden geçmiş insanlar gördüm ben…Hep yerinde sayan…Tek hücreli bir canlı gibi yaşamını devam ettiren insanlar…Yalnızlıktan,üzüntülerinden,hayatın acı gerçeklerinden artık yorulmuş, kendini hayattan soyutlamış insanlar…Belki de hayattan tek bir beklentisi bile kalmamış insanlardı onlar…Kim bilir? Ama önemli olan karalayamadıklarımızı karalayabilmek değil miydi? Upuzun bir çizginin aynı noktasından bin defa gelip geçememek ne işe yarardı ki? O çizgiye sanırım “hayat” adını vermişler… Bunca acıyı,üzüntüyü,yıkımları,ayrılıkları,gözyaşlarını önümüze koyan bir çizgi…Onun için karalayamadıklarımızı karalayabilmek önemli diyorum ya…Bu acı dolu çizginin aynısını değil de mutluluk dolu çizgiyi çizmek önemli…Ama mutluluk çizgisini hangi insan çizmiş ki biz çizelim? Her dakikası hüzün,her dakikası gözyaşıyla dolu hayat çizgimizde mutluluğu aramak ne haddimize? Tanrı’ya seslenirim bazen; neden biz Tanrım? Neden mutlu olmaması gereken insanlar arasındayız? Ya da herkes mi aynı…? “Herkes mi aynı?” bu sorudan sonra içimde anlatılamaz bir dürtü belirir her seferinde; peki neden gülümseyebilen insanlar var o zaman? Eğer o insanlardaki gülümseyişler,mutluluklar sahteyse neden sahteliklerden göz gözü görmeyen bir dünyaya getirdin bizi Tanrım? Neden orospuların,şerefsizlerin,yalancıların ,çıkarcı beyinlerin olduğu bir dünyadayız Tanrım? Hayatın kendisi mi böyle yoksa benim gözlemlerim mi fazla kötümser? İdrak etmekte zorlanıyorum çünkü cevap veren yok, belki de hiç olmayacak.Çünkü içimden geçenler dışıma vuramadıklarım olarak kalacak.Benimle birlikte onlar da değişecek belki de sabit kalacak. Bilemem,bilemeyiz… Ama bildiğim tek şey;ben değişsem de gözyaşlarımdan küf kokmaya başlayan odam kokusunu hiç kaybetmeyecek.Belki günün birinde mutluluğu yakalamış biri olacağım(!) Ama o odada akıttığım binlerce gözyaşı damlası o odanın duvarlarında birer anı olarak, birer hüzün olarak kalacak…Çünkü o oda benim huzuru bulup sessizce gözyaşlarımı salabildiğim tek yer..Şefkatsizlikten,ilgisizlikten koşar adımlarla kaçıp saklandığım yer…
Yazdıklarım öylesine yazılmış bir yazı değil; aksine gözyaşlarının verdiği ilhamla gelen bir iç döküştü…Ve gene bazı dürtülerimi tetikleyen güzel bir sözle içimden gelenleri içime atmaya devam edicem...
“Neden ki bu amaçsız yaratılış,madem yok olacaktı her yaratılmış?!”
Hayatınızın karaladıklarınızın üzerinden geçmediğiniz,sahteliklerden uzak olduğunuz bir şekilde devam etmesi dileklerimle…(: Zaten önemli olan zoru başarmak değil midir..? Ben başaramayanlardan-mışım.Benim için önemi de yok gerçi....
Üç değil, dört nokta....
YORUMLAR
Güzel bir sorgulama okudum.
Aslında kendi cevaplarını kendin vermişsin. Son soru hariç. Onu da biliyorsun. İMTİHAN İÇİN.
Bu dünya bir imtihan salonudur. Vaktin dolar çıkarsın. Mühim olan aldığın puanlardır. En hassas terazide tartılıp en adil mahkemede neticelendirilecektir.
Sevgiler.
Yazmaya devam.