- 959 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEŞİNCİ SINIFIN ÖĞRETMENİ VEDA EDİYOR /Ardahan öyküleri 73...
2003 yılında Türkiye eğitim ve öğretim de, "Devrim" veya bir transformasyon geçirdi.
Ben de bir öğretmen olarak bu durumun eğitim ve öğretmen indinde yankı bulmamasını anlamıyorum.
Eğitim ve öğretim modelinin ismi: Yapılandırmacı modeldir ki Kuzey Amerika’da ve küresel standartta
tutulan bir modeldir.
Çağdaş eğitim modeli olarakta standart bir paradigmadır. Türk çocukları kürede ki diğer çocuklardan
geri kalmamakla birlikte çağın tadını çıkarmaktadırlar, bu model sayesinde.
Modelin özellikleri: Öğrenci merkezlidir. Çocuk, kendi araştırır, cebelleşir, bulur ve yaşamla uğraşırken. Hayat
hamlesinde kendini tanır. Özgüven kazanır. Hayatı ve kendini uyumlaştırır ki en yüksek bilgi olan armoniyi öğrenir.
Performans hazırlar, sunar. İfade ve ifa yeteneğini edinir kazanır.
Sosyal insanın meziyeti anlatım değil midir?
İleti ve iletişim pratiği öğretmen de değil öğrencidedir. Öğretmeni eğitmiyoruzki, öğrenci öncellenmiştir.
Öğretmen merkezli eski model öğretmene konferans verdirerek öğretmenin yetişmesine yol açıyordu. Modelimizde öğrenci
öncelikli ve projelerle, buluşlarla öğrenciler öne çıkmaktadır. Öğretmenin öne çıkma yeri artık okul değil makalesiyle
araştırmasıyla akademik zeminlerdir.
Okul öğrencilerin oldu.
Öğrenci merkezli yapılandırmacı eğitimde yöntem bilmek esasdır. Known- how dediğimiz şeylerin NE olduğu
değil NASIL olduğu öğrenilir. Uygulayarak, arayarak, bulup- sunarak, nasıl olduğu öğrenilir.
Şeylerin "Ne" olduğu filozofi bir uğraş olarak zaten post-modernizmle başka sahalara bırakılan bir tutum.
Bilim ve teknoloji için nasıl olduğunu bilmek çağdaş bir paradigma olarak seçilmiş bir yol artık.
Türkiye bu modele geçerek doğru stratejiyi benimsemiş oldu. Sistem bir stratejinin zamana yayılarak
uygulanmasını doğal olarak icap ettirmektedir.
Not verme- alma zamanla kalkacak.
Çağdaş düşünmenin usullerinden eleştirel düşünme uygulanmakta ve bir örnek vermek istiyorum.
Eleştirel düşünme; modellerin kıyaslanmasını yaparak, öğrenciyi düşündürür.
Renk çemberini anlatırken bu altı rengin alfabe gibi bir anahtar olduğunu, bu anahtar girişten ressam
milyonlarca renk elde eder. Yazar: Önce hece, kelime, cümle ve sonra metin elde eder.
Rengi anlatırken. Dil sistemini de anlattık. Analoji yöntemini öğreterek öğrenciye metod kazandırdık.
Kısaca sistemimiz bu. Bir şey ile başka şeylerle çoklukcu anlatımdır: Tek şey, tek boyutlu anlatma değil. Senfonik ve çoklukcu anlatım ve anlamadır.
Anlatım teknikleri: Kavram haritası, zihin haritaları işleyerek çocuk; olguları kuşatarak ve tamlığında kavrıyor.
Yani çoklukcu zihinle, senfonik olarak kavramış olur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.