- 821 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Zulüm Başına Adalet Külahını Geçirmiş
Zulüm Başına Adalet Külahını Geçirmiş
“Zulüm, başına adalet külahını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını giymiş; cihada, bağy (isyan, anarşi) ismi takılmış; esarete, hürriyet namı verilmiş! Ezdad (zıtlar), suretlerini mübadele etmişler.” Hakikat Çekirdekleri / 35
Dedem çok söylerdi bu sözü;
-Ahir zamanda “her şey tersine dönecek, insanlar arasında “bana ne?” yaygınlaşacak!
Mana, madde olarak açığa çıkar. Yani maddenin ardında da aslen manası vardır. Soyut olan somutlaşıyor. Kün feyekün (Ol denince olur)demek, kudret sahibinin “ol” demesidir soyutu somutlaştıran... Kuru sözle olmuyor, kudret gerekiyor.
Siyasi alana bakalım, vaatler sıralanır ama kudret olmayınca yerine getirilemez. Bir de zaten yapmayacağı şeyleri de sıralar uyanıklar. Adaletten söz ederler, başa geçince zulüm ederler! Çünkü zulümlerini zıddıyla, adaletle örterler. Köy ağalarının ve halkı sömüren egemenlerin söylemlerine bakınız. Çoğunun söylemleri yaptıklarının tam tersidir. Kimse “yoğurdum ekşi” demiyor yani. İşgalcilerin askeri harekatları da “barış!” amaçlıdır! Özgürlük getireceklerini söylemeleri işgali haklı çıkarmak içindir. Başlarında “adalet külahı” vardır.
Yardım kuruluşlarına veya dini hizmet ettiğini iddia eden gruplara bakınız. Çoğunda maksadın zıddı gizlenmiştir. Bazıları “dini hizmet” der ama dini mahveder, menfaatine alet ederler. Bazı yardım toplayanlar da asıl maksatlarını gizler. Menfaat ve kendi fikir çevresine hizmettir maksat ama işin içine yardım girince duygusallaşıverir hava. Örnekleri çoğaltmak mümkün; bazı uyanık hayvan severlerin başıboş hayvanlar için topladıkları paraları eğlence, tatil maksatlı kullanması mesela. Bir de kumar oynamak, oynatmak maksatlı dernekler kuruluyordu. Bir isim bulup “….. Severler Derneği” türünden…
Cihat yaptığını iddia eden bazı anarşist grupların yaptığı da maksadını aşıyor. Tersi durum da var elbet gerçekten cihat edenlere “anarşist” deyip engellemek de yaygın görülüyor. Cihat deyince hemen milis kuvvetleri akla gelse de. Asıl cihat fikirle yapılıyor günümüzde. Araçlar değişti. Fikir bazında halkı ikna etmek üzerine yapılıyor cihat. Nasıl mı? Televizyon, sinema , medya, basın fikir bazında muhteşem iş yapar. Elbet cihat karşılıklı oluyor her güruh, gurup kendi fikrini bu araçlarla yaymaya çalışır. Ve asıl maksat vitrin söylemle gizlenir. Kültür emperyalizmi…
Esaret nasıl hürriyet diye yutturulur?
Her alanda olduğu gibi bu alanda da aldatmak önemlidir. Aldat da nasıl aldatırsan aldat.
İnsanların hassas olduğu konularda onların hoşuna gidecek söylemlerle asıl maksat gizlendiğinde işlem tamam olur. Hürriyet söyleminin ardına gizlenir esaret. Burada ustalık hassasiyetin tespitinde gizlidir. Kemal Sunal filmlerinde olur, dindarların içine girince namaza giden siyasetçi oyları toplar. Hatta bir de oraya cami inşa edip maaşlı imam getirince işlem tamam olur. Etnik olarak kendini ifade etmek isteyen insanların arasında ise onların bu söylemlerini desteklemek önemlidir. Sahte şeyhler vardır, aslında onlar sahte değildir, neden mi? Şeyhin hakikisi mi kaldı? Şeyhe köle olmaya meyilli insanları köleleştirir onlar. Onlara hürriyet vaat eder. Cennette hür olacaklar ya… Akıllarını hatta bedenlerini esir ederler. Aldatan eşlerin birden sevgi sözlerine ağırlık vermesi ya da hediyeler alması çok rastlanan haldir.
Bu zamanda zıtların suretlerini değiştirmesi her alanda görülüyor. Sosyal alana nasıl yansır? Bireysel vaatlerde abartı ikna maksatlıdır. Baba çocuğuna “doğruyu söyle kızmayacağım” dediğinde doğruyu söyleyince kızmadığı nadir görülür. Yapmacık iltifatların çoğu zıddını gizler. Patrona “harikasınız efendim, muhteşem bir fikir bu” diyen çalışanın içinde ne gizli acep? Hatta bazıları kısa beraberlik maksatlı ise karşı cinsi elde etmek için övgüler yağdırır. Öğrenciler çok kurnazdır; yazılıyı ertelemek için ya da sözlüden kaytarmak için “bu gün çok şıksınız hocam, şu hikayeyi (hocanın kahramanlık hikayesi) tekrar anlatsanız hocam” türlerinden.
Feraset sahibi olan görünüşe aldanmaz, hakikate yönelir.
“Zahirden geçtik batına erdik…
Öne koymuşlar, süslü olana itibar etmedik.
Aradık; gizemli, paha biçilmez olanı bulduk.
Hak’a hakikate meylimiz ondandır.” Ahmet Bektaş
Saygılar
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Değerli arkadaşım,yazıyı büyük bir zevkle okudum.Aslında derin bir konuyu irdelemişsiniz.Aklıma hemen Alev Alatlı'nın 'Nuke Türkiye'si geldi.Gelişmekte olan ülkelerin onulmaz kara yazısını mı yaşıyoruz? Diye düşünüyorum,bazen.
'Esaret nasıl hürriyet diye yutturulur?'
Güzel bir soru.Toplumun en küçük katmanlarından en can alıcı birimlerine kadar her yerde görüyoruz bunu.Eğitimsizlik mi-hayır,eksik oldu-eğitimdeki çarpıklıklar mı?Belki daha doğru olurdu.
Her şey ne kadar doğru.İnsan olarak kendimizi geliştirmek için bize o kadar az fırsat veriliyor ki...
Yazınızı boğmak istemiyorum,Zaten yeterince her şey anlatılmış.Kutluyorum.Selamlarımı gönderiyorum.