Can Çekişen Çağ... Yapı Mimarı Gençlik!
Canlı yayınlar paslaştırıyor çevremi. Her yer rutubet kokmaya başladı. Karanlığın en sağanak zamanı; şimdiki yüzyıl. Gençliğin anormal hobileri. Uyuşturucu, esrar, seks eğlenceleri... İğrençliğin takvim yaprakları her geçen gün çoğalıyor. Genç kızların edep ve haya’dan uzak huyları... Çirkeflikten kaçış yollarımız tıkalı. Köşeleri fırsatçılar ele geçirmiş. Kadın bedeninden para kazanmanın yollarını bulanlar. Tv’lerde mide bulandıran; değerlerimizi yok sayarak, insanımızın onuruna saldıran, fahişe masalarında oturan ar damarı çatlamış insanlar. Bu ruhu kir tutmuş insanlar arasında nefes almak zor. Sezona yeni girmiş Türk sinemalarında belden aşağı yazılmış şarkılar, ’’Açılsın memeler, süzülsün gözler, devrilin yatağa, zevklenin kızlar’’ bir yıkıntı tasarısı ile karşı karşıyayız. Cinsel isteği artırıp gençlerimizde sorumluluk duygusunu ve aile yapısını yerle yeksan etme niyetinde bir girişim.
Karanlığın en sağanak zamanı; şimdiki zaman. Çağ can çekişiyor. Paslanan kalpler, küf tutan nefisler ile karşı karşıyayız. Cinsellik, ahlaksızlık yüzyılını yaşıyor. Bedenlerini servet olarak görüp, ten tezgahlarında satışa çıkaranlar çoğaldı. İnternet ağında fotoğraf sergileri kurup, güzelliklerini açık artırmaya koyanlar günlerini yaşıyor... Ekonomik krizden etkilenmeyen tek meslek fahişelik. Erkek evlat, kazandığı parayı evinden ailesinden esirger, Lakin beden satıcılarına göz kırpmadan desteler önlerine... İnsan, tabiat ve bir bütün halinde dünyada bugün değerler sistemi çökmüştür. Böylesine korkunç ve çok yönlü çöküntü insanlığa ağrılı nefes solutmaktadır. Bugün dünya üzerindeki kapital hegemonyanın kibir huylu şeytani kuşatması mazlum insanı ağartıyor. Kişiliksiz, ruhlarına şeytani duygular sinmiş insanlar ise keyfin doruğundalar.
Gençlik kendisini arayamıyor. Ruhsal boşluklarda boğulan genç nüfus yozlaşma sürecine girdi. Geleceğinden endişeli, mutlu görünse de, olmayan… Kendine katiyen güveni olmayan bir gençlik. Memleketin, milletin sorunlarına sahip çıkmayı geçelim, kendi sorunlarına dahi sahip çıkamayan bir gençlik. Kulakları sağır, tembelliğin öznesi olmuş, körlükleriyle reyting rekorları kıran bir gençlik. Bu milletin aslını kılan değerlerimizin yitirilmesi bu zirzop gençlikle başarılmıştır. Bir anlam ve kimlik kirlenmesi var ise bunun bütün sebebini emperyal kuşatmada aramamalıyız. Değerler sisteminin aksayıp bozulmasında bir gençliğin büyük payı var. Adım başı cep telefonu mağazaları var ise, Sahaflar kitap raflarını kendileri silip, sildikleri kitapları sadece kendiler okuyorsa; temel kavramların içi boşalmış demektir.
Popüler kültürün manevi boşluğu, gençliği boş bir bidondan daha da değersizleştiriyor. Köklü, kalıcı olacak küf tutan duygular ile yıkılacağız. Millet üzerinde hüküm süren ‘’modern seküler yaşam tarzlarının’’ ruhumuzu asli kültürümüzü, özümüzü çalmasına izin vermemeliyiz. Can çekişen çağın farkına varmalıyız, anlamaya, anlamlandırmaya, ve yeterince anlatmalıyız. Medeniyetin yolu kültürümüz ile gelecek arasında bir köprü kurmakla bağlanır… Bedenleri her gece imar ettirip, ellerde proje olarak değil!...
Koray Demirkılıç ’’_Ben İnsan Değilim_’’