- 679 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İki Dakika Ötme Bülbül
İKİ DAKİKA ÖTME BÜLBÜL
Geçtiğimiz günlerde iki dost , biri şair öteki hem şair hem yazar dost bana kitaplarını armağan etme nezaketi gösterdiler. Ben de dostluğun gereği diyerek bu kitapları tanıtmaktan onur duymaktayım. İki kitabın ismini yan yana getirince bakınız ne kadar ilginç başlık oldu.
Şimdi bu iki kitabı sizlere tanıtmak istemekteyim :
İKİ DAKİKA
Bu Şair ve Ziraat Mühendisi dostumuz Ünal Kar beyin ilk şiir kitabı “iki dakika” adını taşıyan bu kitapta şairimizin birbirinden farklı şiirlerine yer vermekte .
Kitaba adını veren İKİ DAKİKA adlı şiirinde bakın şair ne demekte :
Alsancak Gündoğdu meydanında
Anıtın hemen yanı başında
Seyre daldım körfezi
Hırçın dalgalarla coşmuş denizi.
Kendimden geçtiğim bir anda
Bir çingene kadını
Belirdi yanımda
Oğlum bir falına bakım dedi.
İnanmam ki dedim,
Gülümsedi…
Hele ismini bağışla
Bırak sen elini avuçlarıma.
Birazcık merak
Birazcık da kırmamak adına
Söyledim ismimi
Salıverdim elimi avuçlarına.
Biraz inat var sende dedi.
Gülümsedi.
Doğruya doğru, haksız da sayılmazdı
Bir başladı.Pir başladı.
Hayatım film şeridi oldu.
Fatma bacının dilinde.
Aktı.. aktı… aktı…
Söylediği her cümlede.
Büyülenmiş gitmiştim.
Sadece doğru. doğru doğru diyebilmiştim.
Ünal Kar
Şair uzun şiirlerinin yanında , bizleri etkileyen iki satırlık şiirleri de yayınlamış kitabında ben buraya 3 tanesini alayım dedim.
YAZI
Kaçamazsın kaderden, alına yazılandan
Olacak bulur seni, kurtuluş yoktur ondan
BİR SÖZ
Haksızlığa duyarsızsa dil , kulak , göz
Ne ahkam kesmeye kalk ne de söyle bir söz.
KEŞKELER
Gün yerindeyken arkaya bakma
Keşkeler ile dünler bırakma.
Şair Ünal KAR , şiirlerinin yanında Tokat çiftçilerine tarımsal yenilikleri de anlatma, Tokat Şairlerini Kültür Derneğinde bir araya getirme ve onları il dışında festivallere götürerek tanıtma gibi misyonlarını da taşıyan insan . Şair Ünal beye yeni kitaplar konusunda başarılar dilemekteyim.
ÖTME BÜLBÜL
Bu kitap ta yılardan beri Artova da Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmakta olan Nihat Aymak’ın 20 hikayesini bir arada topladığı hikayelerinden oluşmakta . Yazar ve şair olan Nihat Aymak kitabına adını verdiği ve ilk hikaye olarak aldığı “Ötme Bülbül” adlı hikayesinin bir yerinde bakın neler yazmış?
“ Yusuf yemekten içmekten kesilmiş, gece gündüz hep amcasının kızı Selma’yı düşünür hale gelmişti. Gördüğü rüya ve Selma’nın söyledikleri. Rüyasında kesilen yolu gerçekten kesilmiş, bağlanmıştı tüm yolları. Fırtınalar vardı zavallı yüreğinde, dinmeyen fırtınalar. Gece yarılarına kadar evlerinin önündeki elma ağacının altında oturuyordu genelde. Ay ışığının loş aydınlık içinde tuttuğu gökyüzünün parlak yıldızlarını seyre dalıyor, yanık bir kaval sesine eşlik eden içli bir Anadolu türküsünü tutturup gecenin hüznünü katmerlendirmek istemiyordu.”
Yazar , öğretmen olunca , hikayeleri, şiirleri de zaten okul, öğretmen, karne, öğrenci korkusu üzerinde olmakta. Yazar Nihat Aymak , SİLİK KARNE adını verdiği hikayesinde bakın neler anlatmakta:
“ Mehmet, elinde karnesi ile okul bahçesinde en sona kalanlardandı. Eve gitmek gelmiyordu içinden. Karnesindeki beş tane zayıf kendisini üzdüğü gibi evde anne ve babasını da üzsün istemiyordu. İlkokulda başarılıydı, hep pekiyi ile geçmişti sınıflarını;ama köyden ilçeyle yeni taşınmış olmanın verdiği yalancılık, uyumsuzluk, ortaokulun birinci sınıfında başarısızlığı da beraberinde getirmişti. Adımlarını atarken, kendisini geri geri götürmesini istiyor gibiydi sanki. Soğuktan kıpkırmızı olan burnunun ucundan damlacıklar düşüyordu.”
SİLİK KARNE adlı hikaye , Mehmet’in bir sene sınıfta kalması, sonrasında baba anne ve öğretmenlerinin ona güvenmesi ile gelişmekte ve sonu şöyle bağlanmakta;
“ Okulun çalışkan öğrencileri arasındaydı. Sınıfta kalmadığı gibi ikmale de kalmayıp hep doğrudan geçerek, bitirdi ortaokulu. Lisede sınıf birincisi olmuştu üç yıl üst üste. Üniversite imtihanında da başarı kazanmıştı. Ankara’da 4 yıl Üniversite tahsili yaptı. Başarısından dolayı değişik kuruluşlardan burs aldı, pazarlarda limon sattı ama ailesine maddi yük getirmedi 4 yıl boyunca. Öğretmen oldu, öğrenciler yetiştirdi, güzel ülkemizin değişik il ve okullarında. Sonra yönetici oldu. Türkiye’de sayısı bin civarında bulunan eğitim yöneticileri arasına girdi. Yaşadıklarını okul müdürlerine, velilerine, öğretmenlere anlattı. “ Çocuklarınızı kaldırıp atmayın. Bunda bir iş yok, bundan bir şey olmaz demeyin. Onlara bir şans daha verin, bağrınıza basın, sevdiğinizi hissettirin. Çiçeklerinizi açmadan soldurmayın. Onlar siz, onlar biz, onlar her şeyimiz “ dedi.
Burada hikaye kahramanı Mehmet bey, anneden babadan anlayış, sevgi gördüğü zaman başarısızlıklarını başarıya döndürmüş. Gerçek yaşamda , hep çocuklarını küçümseyen, aşağılayan hem de imam, öğretmen gibi insanların bunu yaptığını görünce insan gerçek manada Yazar Nihat Aymak’ın hikayelerinde ne kadar gerçekleri yansıttığını görerek yarın realistliğine saygı duyuyor insan.
Yazar Nihat Aymak’ın Ötme Bülbül kitabında şu hikayeler yer almakta:
“Ötme Bülbül, Gürün’den Ürgüp’e bir yaz gününde, Çiçek Toprağı, Silik Karne, Bir Yudum Mırra. İğneci Korkusu, Ezan Sesiyle, Kar Üstüne Kan Düştü, Kara Erik Çağala, Gurbet O kadar Acı ki, Hidayet Rüyası, O ses, Eskimeyen Aşklar, Epa Ayakkabıları, Sevginin Böylesi. Mal da Yalan Mülkte Yalan , Savrulup Gidiyor Ömür Dediğin, Gülfidan, Vatan Toprağı, İmtiyaz Ahmet.”
Ünal Kar ve Ahmet Aymak’ın yeni kitaplarında buluşmak dileğiyle…
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.