- 756 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ON KASIM BİR ANMA HEDEF VE İDEALLERE SAHİP ÇIKMADIR
Ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 günü çok sevdiği ülkesi ve milletinden ayrılarak ebedi âleme göçtü. Şimdi demokratik açılım TBMM’de tartışılacak ama “Atatürk’ün ölüm yıldönümü” olan 10 Kasım’da. Sanki diğer günler çuvala girmiş gibi Atatürk’ün ölüm yıldönümünde... Bu toplumun önderi, bu ülkenin kurucusu olan Atatürk’ün ölüm yıldönümü de Türkiye Ata’sını anmak onun yaptıklarını anımsamak istiyor.
Atatürk’ün adının, 10 Kasım’ın polemik konusu yapılmasını toplum istemiyor. Yapılabileceklerin en iyisi 10 Kasım’da TBMM’de hep beraber bir “Atatürk açılımı” yapsınlar da bu topluma Atatürk’ün hedef ve ideallerini açıklasınlar. Birileri çıksın dünya çapındaki bir şahsı, lideri; dünyaya barış ve özgürlük timsali olarak siyasetçilerin bulunduğu uluslararası toplantılarda anlatsın…
Atatürk, en güç şartlar altında bile, İnancını kaybetmeden, milletine güvenerek her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda bile, Türk milletine güven hissinin kaybolmaması gerektiği ispatlamış bir millî kahramandır; onun için sembol olmuştur, onun için bayrak olmuştur.
10 Kasım Büyük Atatürk’ün vefat yıldönümüdür. Bunu her yıl belli şekillerde anıyoruz ve hepimizin yaptığı bir şeydir. Ancak işin esası onun hedef ve ideallerini, onu anlamaya yeterli çalışmıyoruz. Atatürk’cü olma konusunda da kimse birbiriyle yarışmasın. Atatürk herkese yetecek kadar büyüktür. Bu ülkeyi seven, devletine, bayrağına, özgürlüğüne ve değerlerine düşkün olan herkese aittir. O kimsenin güdüm ve tekelinde değildir. O’nu anmak, saygı duymak, bu ülkeye en büyük hizmetleri yapmış bir insana duyulacak kadirbilirlik ve vefakârlıktır.
Tüm değerlerimiz gibi Atatürk de istismar ediliyor.Ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykırı, milli birlik ve kardeşliğin tesisi hedeflenmelidir.Farklılığımız ayrılığımızı gerektirmez. Ayrıcılığı ön planda tutmak bölücülüktür bu ülkeye ihanettir. Bir millet olmamız için tek ırk olmamız gerekmez. Onlarca ırk bir millet oluşturabilmiştir. Farklılıklarımızı güzellik ve zenginliklerimizin bir parçası olarak düşünmeliyiz. Biz birilerini ötekileştirmeden milli bütünlük içersinde demokratik açılımı gerçekleştirebilmeliyiz.
10 Kasım, artık ne bir matem ne de bir tatil günüdür. Atatürk de buna rıza göstermez, yani böyle üzülerek, ağlayarak, sızlayarak, orayı, burayı kapatarak böyle bir günle hatırlanmak istemez.. Ancak onun yaptıklarını, hedeflerini, eserlerini ve şahsiyetini en güzel şekilde anlar ve bununla anarsak On Kasımı amacına uygun kutlamış oluruz.
Bu milleti harcıyla, çimentosuyla birleştirip, bütünleştiren ondan bir millet oluşturan muhteşem bir liderin, büyük bir önderin ölüm yıl dönümünde bunlar konuşulmalıdır..
Atatürk’ü sevme, sayma, övme konusunda herkes samimi olmalı hakkı teslim etmelidir. Biz on kasımda Atatürk ‘ü anarken onun hedef ve ideallerini iyi anlamak ve değerlere sahip çıkmak ülkemize fayda sağlayacaktır. Kısır ideolojik çekişmeleri, yobazlıkları bir kenara bırakarak ilme, inanca milletimizi millet yapan değerlere önem vererek plan ve projeler üreterek devletimizi, ülkemizi daha ileriye götürmeliyiz.
Bu ülkede açılımdan, özgürlüklerden bahsederken biz hakkın hukukun, adaletin, eşitliğin, insanlığın yanında olmalıyız. Asla etnik ırkçılığa, hainliğe, ihanete, istismara prim verilmeden herkese eşit muamele yapılmalıdır. Bu ülkede insanların vatanını, bayrağını, atasını, değerlerini savunmak ırkçılık değildir. On kasımda bir durum değerlendirmesi yapalım, biz cumhuriyeti kuran irade, düşünce ve ideallerin neresindeyiz diye bir düşünelim.
Atatürk’ün ortaya koyduğu; devlet anlayışını, egemenlik, cumhuriyet, demokrasi ve kültür yorumlarını bir daha gözden geçirerek hedeflerimizi belirleyelim. Devlet, millet ve ülke düşmanlarına fırsat vermeden oyunlarını bozalım. Türkiye kendi çevresi etrafında küresel, bölgesel bir güç ve barış kurma misyonuyla sevilen, sayılan, yükselen ülke durumuna getirilmelidir.
Balkanlardan, Kafkasya’ya, Ortadoğu’ya, Asya’ya kadar uzanan geniş bölgede huzuru güveni ve barışı sağlayacak etkin rol oynayacak ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin yükselişi Cumhuriyeti kuran, milleti millet yapan irade ve değerlerde, Atatürk’ün ortaya koyduğu hedeflerde saklıdır. Bu ülkeyi yüceltmek barışa ve insanlığa hizmet için Türkiye’yi büyük devlet olma sorumluluğu bekliyor.
Türkiye Cumhuriyeti, yeni ve sağlam esaslarıyla, hedeflerle emin ve sağlam bir istikbal yolunda geçmişte yarattığı güven ve görev itibariyle, sulhun, adaletin ve yeni bir hayatın müjdecisi olacaktır.