- 1476 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Tarih Sizi Affetmeyecek
Buyurun buradan yakalım!
İşte yeni bir haber, işte yeni bir kışkırtma daha. Diyarbakır da (Diyarbekir) 22 – 24 Ekim tarihleri arasında Türkiye’nin değişik illerinden ve Avrupa’dan akademisyenlerin katılacağı ve ağırlıklı olarak Kürtçenin kullanılacağı bir kongre düzenleniyor. Kongre Cegerxwin kültür merkezinde devam edecek.
Bu kongreye 300 hekimin katılacağı, amaçlarının da tıp dilinde Kürt’çe ortak bir terminoloji içerisine girmeleridir.
Tabi ki bunların hepsi Diyarbakır büyük şehir belediye başkanı Osman Baydemir’in çabasıyla oluyor.
Soruyorum şimdi hangi ortak terminolojiden bahsediyorsun. Sen önce kendi içerinde birbirinle anlaşamıyorsun. Diyarbakır da konuşulan Kürtçeyi Siirtli anlamıyor. Van da konuşulanı Ağrı’lı anlamıyor. Sen birde kalkmışsın Türkiye, İran, Irak, Suriye’de ve had da Avrupa’daki Kürtler arasında konuşulacak ortak bir Kürt terminolojisinden bahsediyorsun.
Bırakın onu, bugün yapılan toplantıda konuşmacıların çoğunluğu, Türkçe ve İngilizce konuşmuşlardır. Tabi ki Osman Baydemirin dışında. Oda sonradan konuşmasına Türkçe devam etmiştir.
Osman Baydemir, Türkçe olarak yaptığı konuşmada;
“Bitki örtüsü, suyu ve havası ile başlı başına bir deva olan Mezopatamya’nın fen, astronomi ve felsefede dünyaya esin kaynağı olmuştur. Tarihi kesintilerin birikimin bu günlere gelmesini engellediğini Özellikle son 80 yılın coğrafyamız açısından talihsizliklerle doludur. Bir yandan yoksulluğa terk edilen bölge halkı diğer yandan en insanı temel hizmetlerden bile kimliği dolayısıyla yararlanamamıştır. Mezopotamya Tıp Günleri ile geçmiş tarihimizle yeniden bağ kurma olanağı sağlanmıştır”
Baydemir demek ki tarih bilmiyor. Sorarım kendisine sadece Mezapotamya denen bölgemi dünyaya esin kaynağı olmuştur.
Esin kaynağı olan yoksa tüm Anadolu mu. 80 yıldır ezildiğinden bahsediyor. Sen eğer ezilseydin bu gün üniversiteyi okuyup bu makamı işgal edebilir miydin?
Mezopotamya Tıp Günleri ile ilgili konuşma yapabilir miydin?
Meclise Millet Vekili (Kürt kökenli vatandaşlarımızdan bahsediyorum) olarak gidebilir miydin?
Doktor, mühendis, hakim, Savcı olabilir miydin?
Sen hangi ezilmişlikten bahsediyorsun. Asimile olan o bölgede yaşayan Türkmenlerdir. Bunu siz yaptınız. Bu gün bizleri suçluyorsunuz.
Gerçek ortadadır, Urfa da ki Kara keçili, aşiretinin soyuna bir bakın bakayım ortaya ne çıkacaktır.
Sen benim dilim Hint Avrupa grubuna giriyor diyorsun. Senin dilinin içerisinde Türkçe var, Arapça var, farsça var. Hangi Hint Avrupa grubundan bahsediyorsun. Bir kere bu dil grubunu konuşanlar ya yeşil gözlüdür ya da beyaz tenlidir, kafa yapıları da bizlerin ki gibi oval değildir. Sen esmersin ve buğday benizlisin kafa yapında ovaldir. Sakın ha ben kafatasçılık falanda yapmıyorum. Sadece gerçek olanı söylüyorum.
Dön kafanı cevir Avrupa ya bir bak. Kürt olarak tarif edilen ırk Avrupalıya benziyor mu? Gerçi sen Halaçoğlunun tarif ettiği tanıma benziyorsun.
Baydemir, İlaç firmalarının prospektif hazırlarken Kürtçeyi de kullanmalarını önererek, Kürtçe prospektiflerin, kendi dilinde hastalığını öğrenemeyen yurttaşlar için yol gösterici olacağına inandığını ifade ederek ekledi: “Buradan aynı zamanda bu prospektiflerin sade ve anlaşılabilir nitelikte hazırlanmasını da bekliyoruz.”
Sizin zihniyet bu güne kadar kız çocuklarının okumalarına karşı çıktı, onların cahil kalmalarına neden oldun. Sen istediğin kadar sade anlaşılır bir dil de, okuyamadıktan sonra Türkçe olmuş, Kürtçe olmuş fark eder mi?
Sen Ağa çocuğusun,
sen Şıh çocuğusun,
Sen Aşiret ağasının oğlusun, senin onbeş, yirmi köyün var bu prospektifi ancak sen okursun.
Bu toplantıyı düzenleyen Osman Baydemir’i ve bu toplantıya katılan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy (konuşmayı Türkçe yapmıştır), Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı( Konuşmasını İngilizce olarak yapmıştır), Kongrenin onursal başkanlığını yapan Dr. Tarık Ziya Ekinci ( Konuşmasını Kürtçe ve Türkçe yapmıştır.
Ben diyorum ki bu aşiret reislerinin gücü yetiyorsa topraklarını marabalarına dağıtsın herkes kendi ekmeğini kazanmaya başlasın, işgal ettiği köylere özgür davranma ve düşünme özgürlüğünü versin bakalım birde o zaman görüşelim… Demokratik açılımı bende değil önce kendinde arayacaksın…
Açık ve net olarak söylüyorum, Türkiye’yi kargaşa ortamına sürükleyen bu tür girişimleri şiddetle ve nefretle kınıyorum…
Mutlak bir gün bunların hesabı sorulacaktır diyorum…
YORUMLAR
Tek birşey diyeceğim PKK ile gelen hiç bir başarıyı? istemiyoruz ve de desteklemiyoruz...
Türkleri seviyoruz abiciğim...Bu hale geldi işte durumlar...Keşke olmasaydı...Keşke 80 küsür yıl önce birşeyler hesaplanabilseydi...Herkes kendince biraz haklı...Ama insan ölüyor işte...Yazık...çok yazık...
Selam ve saygılar...
Sayın Ahmet Fuat Yusufoğlu,
Yazınızı sabırla ve dikkatlice baştan sona kadar okudum. Bu güzel yorumun içinde çok teşekkür ederim peki son olarak sınırda yaşanan son olaylara ne dersin... buda mı Türk milliyetciliği?
Sabit fikirli olmamak lazım.Tarih irdelenirse Kürt halkı denen toplulugun nerelerden nasıl oluştuğu ve bu gün kürtçe olarak konuşulan dilin nelerin karışımı olduğu bellidir.
Ben burada milliyetçilik ve ırkçılık yapmıyorum. Etle tırnak olmuş bir millet ve birde topluluk varbunu benden söküp atmak mümkün mü?
Benim kızdığım ve sinirlendiğim olay bizim aramıza nifak tohumlarını ekenleredir. Dün ingilizlerin Neol paşası bunu yapıyordu, rus ajanları yapıyordu. bugünde Ermeni diasporası ve israil mossat ajanlarıyla, AB ve ABD emperyal güçleri yapıyor.
Daha dün bu ülke topraklarında 2 milyon dolar harcayarak gazeteci yetiştiren ben değildim.
ve bu günde isimleri saroscular olarak anılmaktadır.
Sorarım sana saros girdiği her ülkede neler yapmıştır.
İyi düşünmek lazım. ABD uşaklıgı yapan Ahmet türk'e , baydemire ve PKK ya bu ülkeyi bırakmamak lazım.
Saygılarımla.
Kürt Halkının Haklarını Savunmak Bölünmeye Yol Açar mı?
Öncelikle şunun altını kalın ve kırmızıçizgilerle çizelim ki, hiç akıldan çıkarılmasın. Allah tarafından ölçüleri belirlenmiş ve kullarına eşit olarak lütfedilmiş bulunan haklar ve adalet, her şeyin üstünde bir belirleyiciliğe sahiptir. Bu sebeple hiçbir endişe ve zan, bu hakların verilmesinin ve adaletin ikamesinin önüne geçemez, geçirilemez. Bu bağlamda, ileride bölünme olur endişesiyle de olsa, hatta bölünme olacağı kaçınılmaz bile olsa yine de Kürt halkının Allah tarafından tanınan temel haklarının verilmesi engellenemez, ertelenemez, aksi takdirde sırf bölünme paranoyasıyla Allah’ın ayetleriyle savaşılmış olur. Ayrıca bizim bugünkü şirke dayalı devlet sistemi adına böyle bir bölünmeme endişemiz de olamaz. Üstelik bölünmeye yol açacak olan da, hakların verilmesi ve adaletin tesisi değil, tam tersine hakların gaspı ve adaletsizliklerdir. Nitekim bugün, hep bu zulümler, baskılar, yasaklar ve adaletsizlikler sebebiyle bölünme senaryolarının konuşulduğu noktalara gelinmiştir. Ancak buna rağmen, İslami adalet ve hak ölçüleriyle değil de, ulusalcı kirlenmeye de uğramış muharref geleneğin işgalindeki zihinlerin tarihsel birikimle ürettikleri zanlarla meseleye bakınca durum değişmektedir. Bu sebeple, bir gün saltanat kavgasına kalkışır endişesiyle beşikteki masum çocukları bile öldürmekten çekinmeyen zalim saltanat kültürünü kutsallaştıranlar, “devlet-i ebed müdded” anlayışıyla devleti ilahlaştıranlar, Kürtlere “Osmanlı tokadı” atmaktan bahsedenler, “ya devlet başa ya kuzgun leşe” ırkçı naralarıyla ortalığı karıştıran şövenist siyasilerle örtüşenler, tabii ki, “hakkını verirsek ülke bölünür” iddiasıyla Kürt halkına yapılan zulümleri meşru sayan ya da görmezden gelen adaletsizlikleri kolayca içselleştirebileceklerdir.
Ancak, bölünme paranoyasını en çok yaşayan ve bu sebeple de zulmü haklı bulup kutsayan Türkçüler, Ulus devleti kutsallaştıranlar ve onlara meyledenler bile bir gün bölünmeye razı olabilirler. Türkçüler, ulus devletçiler ve statükoyu vahşete dayalı politikalarla savunan katil derin devletçiler bile, inanınız bir gün, “uyumsuz Kürtler”den kurtulmak için ya da geri kalmış bir bölgenin bunca “asil Türk kanı”nın dökülmesine değmeyeceği kanaatiyle böyle bir sonuca razı olabilirler. Ya da her zaman yaptıkları gibi, kendilerinin de arkasında yer alan emperyalist devletlerin arzularını ve projelerini geri çeviremedikleri yahut da kendilerine menfaat sağlayan statükonun devamı bakımından “kangren” olan bölgenin kesilip atılmasında bir mahzur görmedikleri için bir gün ülkenin ve Müslüman halkların bölünmesine razı hale gelebilirler. Zaten bu kesimler, bölünmeye giden yolun taşlarını 85 yıldır döşemeye çalışıyorlar. Yaptıkları zulümlerle ve üstelik zulüm yokmuş gibi umursamaz, aşağılayıcı, dışlayıcı adaletsiz tutumlarla sürekli bölünmeye hizmet ediyorlar.
Ama Kürt ve Türk halklarının, İslam ortak paydasında ve aynı ümmetin bünyesinde eşit haklara sahip kardeşler olduğuna inanan, bu topraklarda yaşayan Müslüman halkların birlikteliğini bile yeterli görmeyip, dayatılmış suni ulusal sınırlarla parçalanan bütün Müslümanların da bütünleşmesini özleyen biz Müslümanlar ise, tüm Müslümanların birliğini savunan bu ümmetçi anlayışımız gereği, böyle bir bölünme ve parçalanmaya, asla, hiçbir zaman razı olmayacak tek kesimi oluşturuyoruz. Bu ülkenin tüm kesimlerini ve tüm halklarını, İslami davetçi kimliğimizle kucaklayıp, herkesin cennete gitmesine vesile olacak Kur’an mesajını onlara ulaştırmayı, bu anlamda merhameti, adaleti temsil eden biz Müslümanların, halkların ve kesimlerin bölünüp, parçalanmasından, kin ve düşmanlıkla birbirleriyle çatışır hale gelmesinden hiçbir şartta razı olmamız ve böyle bir oyunun ya da planın, projenin, içinde ya da yanında olmamız mümkün değildir. Bizler, mevcut dayatılmış sınırları doğru ve değişmez bir kutsal saydığımız için değil, tam tersine emperyal projelerle çizilmiş suni sınırlarla parçalanmış bütün Müslüman halkların ümmet bilinciyle bu dayatılmış sınırları da aşarak birlik ve bütünlüğünden yana olduğumuz için yeni bir bölünmeye razı olmayız.
(Mehmet Pamak)
yazınızı ; ırkçılıktan uzak tamamiyle bu memleketin bir evladı olarak akıl yoluyla yapılmış mantıklı bir yazı olarak çok beğendim.gazilerimizin protestolarını izlediyseniz içlerinde kürt laz ve türkmen vardı.bu vatana hizmet adına yaralanmış gazillerimizinde tek amacı vatanı bölmek ikilem yaratmak isteyen insanlara dur demek.
tebrikler .yüreğinize sağlik.