Hayatın Sesi ve Rüzgar
Hayatın sesini dinlemek bir başka yolu hayatı yaşamanın, olanlara dahil olmanın. Günler ardı ardına geçerken bunun farkına varmadan yaşamak hayatın sesini biraz kısıyor gibi geliyor. Oysa sesler her şeyi öyle güzel özetliyor ki. Sesler dedim, senin sesin onun sesi, onların sesi, burada herkes var. Varlık ve yoksulluk uçurumu, yoklukta yaşayan, hayır hayır tam olarak çırpınanların sesi nasıl da yürek burkuyor değil mi?. Bir anda kendini kanlı savaşların içerisinde bulan, yaşama tutunmaya çalışırken gürültü ve toza karışan sesler…bizim suçumuz neydi diyen ağlamaklı gözler, hepsi birer ses değil mi? Duyulmuyor değil mi taa uzaklardan. Anlıyorum duyulmuyor tabii ki. Peki sevgiyi kaybedenlerin sesi… Buldum derken, hiç ummadığı an da birden ellerinin arasından parmaklarının arasından akıp gidenlere ne demeli. Acılı yüreklerin derinden yavaşça çarpması, artık hayattan umudunu kesmesi, bunların da mı sesini duyamıyoruz? Duyamıyoruz tabii ki. Biz yaşıyoruz, eğleniyoruz bize gösterilen yolda, bize vaat edilen hayatta sürüklenmeye devam ediyoruz. Rüzgar nereden gelirse oraya; ama rüzgarımız zaten çoktan seçilmiş, çoktan kontrol altında. Aslında rüzgar da rüzgar değil artık, sesleri dağıtmakta kullanılan ustaca hazırlanmış bir araç. Sesler sevgidir, onları göz ardı etmek yaşamı silip, öylece yaşamaktır. Aşkı, sevgiyi, titreyip yaşamak yerine; altın dozla vücuda enjekte etmektir sadece. Bir kere tatmak ve yok olmak. Bir daha sevgi yüzü görmemek. Şimdi de öyle değil mi sevgiyi sadece anne kucağında bulur olduk oysa yaşam boyunca sevgiyi her yerde bulmamız gerekmez mi? Sevgiyi bulduğumuz zaman başımızın dönmesi gerekmez mi? Sevgiyi bulduğumuz zaman onu herkesle paylamamız gerekemez mi? Korkmadan ben seviyorum diyebilmek değil midir sevmek? Değildir…içinde bulunduğumuz ortamda sevgiyi bulanları azaltmak ve onları başarılı bir şekilde yok etmek, hatta imha etmek sevgini sesini tıkamaktır sevgi. Çünkü sevgisiz toplumları itaat altına almak çok daha kolaydır. Sesler engellendiğinde pek uzaklara gidemez, insanlar çekemez içlerine. Şimdi başa dönelim hayatın sesi susturuldu. Bizlere dinletilenler, merhametsizliğin, kötülüğün ve bunlara alet olmuş hikayelerin sesi. Her gün aynı hikayeler var, her gün sapkınlığın, her gün ölümün sesi var. Hayatın sesi makinelı tüfeklerden, tanklardan, toplardan çıkar oldu artık. Hayatı dinlemeye devam edemeyeceğim artık, ben rüzgarımı kesiyorum, yolun sonu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.