Ramazan Bayramı'nda Gözlerime Takılanlar
......................................
Bu bayramımı da anababa evinde geçirdiğim için mutluydum. Mutluluğumda buruk bir sevinç vardı ama. Tam değildi huzurum. 10 aralık 2007 de kaybettiğimiz canımız, ciğerimiz babamız yoktu evimizde. Yabo dediğim, seslendiğim babamın elllerini öpmeden bayrama başlamak acı verdi bana...
Sanırım alışmak zorundayım babasız hayatla mücadele etmekten. Sanırım geriye kalan annemin değerini daha iyi bilmeliyim. Ölüm ensemizde. Ölüm bir nefes uzaklıkta... Ölüm bizle büyümekte her geçen an...
Bizim Mardin yöresinin Bayram görüntülerinden bahsedeceğim daha çok ve tabi ki gözlerime takılan manzaralardan yazacağım size...
Bayram namazı için uyandırıldım. Saatler 06.20 ye geliyordu. Bayram namazına 15 dakika kalmıştı. Alelacele abdest alıp, bayramlıklarımı(elbiselerimi) giydim. Aynadan kendime bakma fırsatı bulmadan kendimi bizim mahallenin Seyit Bilal Camiisinde buldum. İmam Efendi, bayramın güzelliklerinden ve insanlar arasına ektiği kardeşlikten, yardımlaşmaktan ve sevgiden bahsetti vurgula vurgula. 30 gün süren orucumuzun bereketi olarak tanımladı Ramazan Bayramı’nı İmam Abdulgaffur...
Camii içi dop doluydu. Mahallenin tüm erkekleri(genç ihtiyar) oradaydı. Namazdan sonra, camide tüm erkekler zikirler eşliğinde birbirilerinin ellerini sıkarak, bayramlarını tebrik ettiler... Manzara müthişti. Bu manzaraya hayranım. Her bayramda bu atmosferi görünce, bir arada olmanın verdiği hazzın ne kadar büyük olduğunu görüyorum...
Camii faslından sonra direkt babaocağına yöneldim, herkes gibi. Ev halkın bayramlarını tek tek (büyüklerin ellerinden ve küçüklerin yanaklarından öperek) kutladım. Babam gene aklıma geldi. Onsuz olmanın zorluluğu boğazıma düğümlendi. Ama hayat devam ediyordu. Bu üzüntümü kimseye belli ettirmeden, gülümsemelerimi rahat bıraktım ortalığa... Ki kimsenin huzuru bir yerlere uçmasın diye. Ki bu mutlu günde herkes kendi heybesine sevinçler doldursun diye...
Tokalaşmalardan sonra, hemen mutfağa geçtik. Annemin pişirdiği geleneksel bayram yeğemeğine hücum ettik. Menüde her bayramda severek yediğim, kuru fasülye, ve pilavüstü kırmızı oğlak eti vardı. Nefis koku, mutfağı sarmıştı bir kere. Sofraya dalmamak olmazdı...
Ve Sabah sabah ağır bir yemeğin verdiği güçle eve gelen ziyaretçilerle ilgilendim... Çocukların gidip gelmeleri eksilmiyordu. Rengarenk elbiseler içersinde güzel kareler sergiliyorlardı bizim eve şekerini almak için çocuklar. Her biri ne kadar şen-şakraktı. Her biri aslında ayrı bir dünyaydı. Aslında keşke daim çocuk kalsaydık, kirlene kirlene..
Saatler 10.00 a doğru ilerlerken, evden kaçtım. Komşuların, akrabaların bayramlarını kutlamak için. Yoldaşlarım büyük abim Abdulkerim, Delal Ablamın büyük oğlu Menaf vardı. 50 ye yakın eve gittik. ceplerimiz çeşit çeşit şekerlerle doldu. ağzımız tatlandı. kalbimize mutluluklar üşüştü. İki saat sürdü Bayram yolculuğumuz...
Gökte siyah bulutlar çoğaldı öğleye doğru. Yağmurun ıpıl ıpıl yağması, rahatsızlık vermemesi bayramı zenginleştiriyordu... Bu arada evimize gelenler habire artıyordu. Sayısız kişiyi öptüm. Bayramın bereketi çoktu anlaşılan...
İkindi vakti eylül yağmuru sağanak haline dönüştü. Buna rağmen, ıslak adımlar eşliğinde bayram tüm hızıyla devam ediyordu... Dışarıda müthiş güzel bir hava esintisi mevcuttu...
Uzakta olanların bayramlarını cep telefonu aracığıyla kutladım ve kutlandım...Eski bayramlara nazaren cepten bayram mesajı almadım pek, bu garip geldi bana...
Akşama doğru, midem dolmuştu. Üç öğün de fasülye yemiştim. Sanırım gazla başım derde girecekti...
Ve nihayet başımı yastığıma koyarken, yorgunluğumun üstüne ishal vakası eklendi. Sabaha dek, gün boyu yüklendiğim mideyi boşaltmakla uğraştım, uğraştım...
---Mutlu bayramlar.
......................................................
Meselci
21 Eylül 2009,,,
Mardin
YORUMLAR
babanıza üzüldüm başınız sağ olsun...mekanı cennet olsun...
anne babanın olmadığı bir evde bayram coşkusu hiç olmuyor nedense olsada bişeyler eksik .hım herneyse...bayram yolculuğunu sevdim....bende ordaymışım gibi soludum havayı...büyük aile içi yemekleri , kurulmuş masada ,zeytinyağlı dolmalar, mercimek çorbası ,su böreği ,baklava ,aman aman sıcak sıcak bende severim bi karmaşa bi cümbüşle gelir gecer..kültürlerimizi yaşatmamız için elimizden geleni yapmalıyız..ayrıca bayram msjları artık gelmez çünkü bedava kontör devri başladı :=)aydınlatma amaçlı söylüyorum.....birde geçmiş olsun...kahve telvesi iyi gelir..yada sade gazoz....saygım daim....
Çok leziz bir bayram güncesiydi dostum.An be an aynı töre kültürünü hala yaşadığımızı ilave edeceğim.Hatta bayram yemeklerimiz bile gelenekten olacak kuru fasülye/pilav kaburga et...
-Üzücü olan tabii ki sevgili babanzın hayatta bulunmayışı.Ne yazık benim babamda hayatta değil ilk kez bu yıl spor kulvarımı mezarlığa doğru değiştirdim ve gün aşırı bbabamı/annemi ziyaret ettim.İlk kez bu yıl onlarla uzun uzadıya ne çok hasbihallerde bulundum anlatamam ve ilk kez bu yıl mezarlıklar çok hoşuma gitmeğe başladı hiç korkmaksızın uzun yürüyüşlerim hep mezarlığaydı.
-Geleneklerin her yerde/her daim devamını diliyorum.
-Kalemine binlerce sağlık olsun umarım miden iyilşmiştir artık...
yüreginize saglık hüzün de vardı sevinç mutlulukta hayatın kendiside böyle degilmi her duygunun harmanı
ömrümüzden gidenler ömrümüze gelenler gelecek olanlar ve bir gün ardımızda bırakacaklarımız
o güne dek iyi ne yaptık ne kattık ömrümüze önemli olan bu sanırım ne dersin
selam saygılar
iyi bayramlar
sedanur tarafından 9/21/2009 8:12:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili meselci, yazınızı okuyunca babamı kaybettiğim güne geri döndüm.Biricik babamın kahvesi fincanında yarım kaldı, sigarasını bitiremeden ruhunu teslim etti. o gün dedim ki;
Bir sigara içimlik bile değilse ömür
istemem hiç bir şey dünya ya dair
şanslısın kırmadıysan küçük bir gönül
her giden bir parça kumaş götürür...
yıllar sonra unutmadım bu dörtlüğü, bu dörtlük üzerinden bir şiir kitabı oluşturdum. Adınıda GÜNEŞ koydum oğlumun adı. Her an yanımdan ayrılmayan oğlum 19 yaşına gelince beni terk edip babasına gitti. Çünkü babasında maddi güç vardı. Para nerde sevgi orda dedi anlayacağınız. Şiir kitabını bile veremedim kendine...Görmek istemiyordu beni nasıl verecektim ki. Oysa sevgim ile büyütmüştüm onu...Şimdi öyle bir kızıyorum ki dünya ya...ne ekersen onu biçersin dediler bana öyle olmadı...sevgi ektim ayrılık biçtim...bu mu düzen inanmıyorum artık insdanoğlunun söylediği hiç bir şeye...Ben yalnızca bebek kokulu oğlumu istiyorum o kadar....Hiç kimse masal okumasım bana...ben yalnzca oğlumu istiyorum...Güneşimi istiyorum...Ne anneme zulüm ettim ne babama bu dünyada. Oğlumdan fazla birşey değil yalnızca benim anne ve babama yaptıklarımı istiyorum.
...............................
sevgili nilkurt,
öncelikle tşkler ilginiz için.
duygulanarak okudum yorumunuzu ve hak verdim size.
inş.
bir an önce
bebeğinize
oğlunuza kavuşursunuz.
mutlu byaramlar.
Selim kardeş, ben bayramlarda sevinmek yerine üzülürüm çok zaman, insan bütün sevdiklerini yanında görmek istiyor bayramlarda.
Ama bu mümkün değil çok zaman.
Anayı babayı toprağa vermişiz, evlatlar uzakta, çok zaman bayramda olsa görevleri sebebiyle gelemezler.
İşte böyle bayramlar buruk yaşanır, hüzün dolar içimize...
Kutlarım.
Selam ve saygımla.
Hayırlı bayramlar...
.....................
sevgili emine merhabalar.
mutlu bayramlar.
üzülmek nereye kadar, babamı görmemek daim hüzün veriyor bana. ama kadere boyun eğmek, akıllıcası.
saygımla.
Sevgili meselci, yazınızı okuyunca babamı kaybettiğim güne geri döndüm.Biricik babamın kahvesi fincanında yarım kaldı, sigarasını bitiremeden ruhunu teslim etti. o gün dedim ki;
Bir sigara içimlik bile değilse ömür
istemem hiç bir şey dünya ya dair
şanslısın kırmadıysan küçük bir gönül
her giden bir parça kumaş götürür...
yıllar sonra unutmadım bu dörtlüğü, bu dörtlük üzerinden bir şiir kitabı oluşturdum. Adınıda GÜNEŞ koydum oğlumun adı. Her an yanımdan ayrılmayan oğlum 19 yaşına gelince beni terk edip babasına gitti. Çünkü babasında maddi güç vardı. Para nerde sevgi orda dedi anlayacağınız. Şiir kitabını bile veremedim kendine...Görmek istemiyordu beni nasıl verecektim ki. Oysa sevgim ile büyütmüştüm onu...Şimdi öyle bir kızıyorum ki dünya ya...ne ekersen onu biçersin dediler bana öyle olmadı...sevgi ektim ayrılık biçtim...bu mu düzen inanmıyorum artık insdanoğlunun söylediği hiç bir şeye...Ben yalnızca bebek kokulu oğlumu istiyorum o kadar....Hiç kimse masal okumasım bana...ben yalnzca oğlumu istiyorum...Güneşimi istiyorum...Ne anneme zulüm ettim ne babama bu dünyada. Oğlumdan fazla birşey değil yalnızca benim anne ve babama yaptıklarımı istiyorum.
Selim kardeş, ben bayramlarda sevinmek yerine üzülürüm çok zaman, insan bütün sevdiklerini yanında görmek istiyor bayramlarda.
Ama bu mümkün değil çok zaman.
Anayı babayı toprağa vermişiz, evlatlar uzakta, çok zaman bayramda olsa görevleri sebebiyle gelemezler.
İşte böyle bayramlar buruk yaşanır, hüzün dolar içimize...
Kutlarım.
Selam ve saygımla.
Hayırlı bayramlar...