- 878 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
159 - GURUR
Onur BİLGE
Burdur’a ilk geldiğimde kararsızdım. Kimi seçecektim? Kime yaslanacaktım, içimin gurbetinde? Kimi sevdiğimi sorarlarsa ne diyecektim? Tabi ki her çocuk gibi annemi babamı seviyordum ama iş değişmişti. Ben onunla gelmiş, bir süreliğine de olsa onun olmuştum. Rolümü iyi anlamalı, ona göre oynamalıydım. Önce kendim inanmalıydım, annemin babamın önemsizliğine, onun yeterliliğine; sonra da onlardan hiç bahsetmemeli hem intikam almalıydım ikisinden de hem de yeni konumuma intibak etmeliydim. Çocukların politikacı olduğu söyleniyordu. Çok doğruydu.
Anneannemle kısa süreli beraberliklerimiz olmuştu, saygı sınırını oldukça yüksek tutarak. Sevgi duvarı dikine açılıp kapanan paravan gibi alçalıp yükseliyordu. Örnek yakınlığımız ve arkadaşlığımız iki yara almıştı. Kaza ve iftira... İlkini önemsemiyordum, etimden
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Hak edenlere sevgiyi cömertçe vermekten korkmamalı, yansıyarak döneceğinden emin olmalıyız. Fakat hak edeni bulabilmek mesele... Annenin bile sevgisini cömertçe göstermediği bir devirde, verebildiğim kadar alabileceğime inandığım halde sunuşta ilk adımı atan olmadım. Hayal kırıklığına uğramak da var.
evet sevgiy vermekten korkmamali
ama karsidaki buna evet umarsizsa ilgisizse adim atmamali.
aynen bende böyle düsünüyorum.
Allah sevgisi giderek artan en büyük sevgilerden evet.
ama anne sevgiside cok yüce bir sevgi.ve vatan sevgisi tabiiki.
herzaman güzel herzaman binbir anlami olan güzel bir yaziydi yüregine saglik.sevgilerim cok cok
Allah, kişiye yeter! Dostu, Allah olana, dost gerekmez! Öyle bir Dost ki hep dost!.. Diğerleri gibi bugün dost, yarın düşman değil! Hem de bu dostluğun, bitimsiz bir hayatta, cennet nimetleri, sürekli Cemal seyri gibi bir de ikramiyesi var. Sevelim, sevilelim! Aşk, hele aşk... Allah Aşkı...
ZAMAN ZAMAN BU CÜMLELERİN DOĞRU OLDUĞUNU ISPATLARCASINA OLAYLAR YAŞARIZ, HEMDE HEPİMİZ. BİR KİŞİ ÇIKSIN Kİ, BEN FİLANCANIN SEVGİSİNİN SINIRSIZLIĞINA İNANIYORUM DİYE...SANMIYORUM...BİZE BİZDEN DAHA DOST O VAR, YALNIZCA O, GERİSİ YALAN, GERİSİ BOŞ...
Yavrular, başkaları tarafından değil, öz anne babaları tarafından sevilince mutlu olabiliyor. Çoğu kişi, yoksulluk içinde büyümüştür de bunu dile getirmez. Getirse bile hatırladığında içi yanmaz! Yarı aç, yarı tok yaşamıştır, bitmiştir. Fakat birçok insan, ‘sevgi’ denince, ağlar! Çocukluklarından beri sevgi görmediklerini, sevgisiz ortamda büyüdüklerini, hiç sevilmediklerini söylerler.
‘Sen hiç aç kaldın mı?” desen: “Çok!..” diyenler olur ama ne üzülür ne de duygulanıp ağlar. “Sen hiç sevilmedin mi?” diye yüz kişiye sorsan, doksan dokuzunun gözleri dolar! Çünkü her şeyden çok sevgiye muhtacız. Sevildiğimizde karnımız doyar. Huzur duyar, mutlu oluruz; rahat uyur, sevinçle uyanırız!
Renkleri değişiverir, dünyanın! Her yer mutluluk rengi olur. Her yer çiğdem çiçek... Tomurcuklar uyanır, yüreğimizde. Hayatımız, cennet hayatına döner. İşte onun için sevgi arar gözlerimiz. Bulduğumuzu sanınca, medyum gibi kaynağın peşinden gideriz.
Hak edenlere sevgiyi cömertçe vermekten korkmamalı, yansıyarak döneceğinden emin olmalıyız. Fakat hak edeni bulabilmek mesele... Annenin bile sevgisini cömertçe göstermediği bir devirde, verebildiğim kadar alabileceğime inandığım halde sunuşta ilk adımı atan olmadım. Hayal kırıklığına uğramak da var. Alay konusu olmak da... O nedenle temkinli tedbirli davranmakta yarar olduğu kanısındayım.
Rastladığımız herkes o olabilir. Hangisi odur? Birisi o olmalıdır. O olmalıdır, mümkün olduğunca erken... Sabrımız zorlanmaktadır çünkü. Birisi o olmalı ve artık gelmelidir, sevgisizlik çölünde gün be gün kururken.
TEK KELİMEYLE MUHTEŞEMDİ !
KUTLU/YORUM. SEVGİLERİMLE
Hep annemden ve babamdan uzak büyüdüğüm için neler yaşadığınzıı neler hissettiğinizi çok ama çok iyi anlıyırum.
Zorla alınırken annemiz yanımızdan kardeşimle ikimiz soğuk yatağımıza yatar yorganı başımıza kadar çeker, altında hıçkıra hıçkıra ağlardık. Annemizi özler ama ona ulaşamayacağımızı da bilirdik.
Annem bir günlüğüne bile yanımıza geldiğinde mutlulukların en güzelini yaşar ama ona "bzi bırakma" diyemezdik. Çünkü o çalışmaıydı. tarlada orak, damda inek, dağda odun, pinde tavuk onu bekliyordu. Hemde iki tane köyümüz vardı ve o bizden uzaktaki köyde kalmalıydı.
Geçmişe döndüm yine. Teşekkür ediyorum paylaşımınız için. Sevgiler yüreğinize
Sevgili ONUR BİLGE,
Bu yazınızın sonunda bana bir hüzün çöktü.çocukların yüreği ne kadar saf ve masum oluyor,ne kadar anne baba sevgiye muhtaç olunuyor.
ablamı eğitimi için ailem 11 yaşında İstanbul a gönderdikleri zaman ablam üniversiteyi bitirince babama birgün ağlaya ağlaya demiştiki keşke bende sizin yanınızda kalsaydım da gitmeseydim.siz diğer kızlarınızı benden çok sevdiniz der dururdu.40 yaşına geldi halada söylerve anneme ve babamada oldukça uzaktır.bizde derizki ya insan bu kadarmı soğuk olur,olaylara karşı duyarsız olur.şimdi anlıyorumki böyle olması gerekiyormuş.sizin bu yazınız beniyıllardır yanlış düşünüpte hakkına girdiğim bir olayı çözüme kavuşturdu.ablamı arayıp yılların helalliğini istiycem.
sizinde yüreğinize sağlık.sevgiler.saygılar.
Yavrular, başkaları tarafından değil, öz anne babaları tarafından sevilince mutlu olabiliyor. Çoğu kişi, yoksulluk içinde büyümüştür de bunu dile getirmez. Getirse bile hatırladığında içi yanmaz! Yarı aç, yarı tok yaşamıştır, bitmiştir. Fakat birçok insan, ‘sevgi’ denince, ağlar! Çocukluklarından beri sevgi görmediklerini, sevgisiz ortamda büyüdüklerini, hiç sevilmediklerini söylerler
Bu parağraf,bana çok dokundu.Evet,gerçekler..Hele de anne baba sevgisi ilaç gibi gelir insana..
Duygu yüklüydü...Sürükleyiciydi...Bir solukta okudum...selamlar...Yüreğine sağlık üstad...
Kişinin yoplum içindeki yeri, onun tutum ve davranışlarıyla belirlenir. Hiç bir kimse onun iç dünyasını dışarıdan göremez, gözükmez de zaten. Görebildiklerimiz üzerine ahkam keseriz. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, değişmez. Varı yok, yok olanı var saymak, akıl harcı değildir. İçeriğini çelişkili, öyküsünü başarılı bulduğum yazarımızı kutlarım. Saygılarımla.