- 791 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Ölüm ve Rüya... (Gerçektir)
Geçen gece rüya gördüm..
Rüyamda öndeki 2 dişimden 1i çürümüştü.. Köpek Dişimde çıkmıştı yerinden...
Uyandım çocukluk görüntülerim aklımda..
Küçüğüm 5-6 yaşında..Oduncu gömleğim üzerimde..
Annem komşuya anlatıyor, diş görmek ölüm.. Bizim saadetin kızı gördüde... ... ...
Ağzım kulaklarımda...
Eee Türküz. Gelenek, görenek ve ahlakımız belli..
İnanırız böyle şeylere...
Küçük olsak bile..
Heralde bundandır ki, hep diş görmek ürkütür beni..
Zaman geçer... Sabah güzel kahvaltı edilir..
Yapılacak işler vardır..
Üniversiteyi yeni bitirmişimdir..
Uzun zamandan sonra izmirde geçirilecek bir kışın heycanını taşırım.
Kahvaltıdan sonra
Eskrim’e kayıt olmak için yola çıktım..
Aynı zaman da okçuluğada kayıt olmak istiyordum.
Gençlik müdürlüğü veriyordu kursu,
Fiyatıda uygundu,daha zamanımda çoktu,
neden olmayayım ki diye düşündüm...
Yeni bir üniversiteyi yüzde yüz burslu kazanmıştım ve bir kaç ödülü hakediyordum..
Memurları bulamamam nedeniyle kayıt olamasamda, güzel bigün geçirmiştim..
Yağmuru izledim ve yaşamayı bildiğimi düşündüm..
Doğanın farkındaydım..
Sakin güzel birgündü..
Şöyle ruhumu geri çekip bedenime baktığımda;
şanslıydım..
Ekonomik olarak iyi değildim belki ama
sağlığım vardı..
Ve bir amcanın dediği gelirdi aklıma; "Dünayda’ki insanların Yüzde35i temiz bir bardak su içemeden ölüyor..."
Üstelik;
Gençtim, umutlarım, hayallerim ve bu hayallerimi gerçekleştirmek için inançlarım vardı..
İlk üniversiteden sonra yeni ikinci üniversiteye başlamıştım, hayatımın kadını diyebileceğim biri ile aşk yaşamaktaydım..
Ahlakımada güvenirdim, tabikii sütten çıkmış ak kaşık değilim ama;
içimde iyi kalpli biri vardır.. Hissettiririm bunu..
Bunları görmüş ve düşünmüştüm...
Güzeldi herşey ama içimde rüyadan kalma bir huzursuzluk..
................................................
Gazete okuyorum gece yarısını yeni geçen saatte.
Salının gazetesini çarşambada okumak..
Ve dostumdan "Eylül.. 9 Eylül"mesajı."
Siz bir anlam çıkaramasanızda , benim için çok derin ve anlamlı bir kısa mesaj...
Gazeteye devam ediyorum; şuan gazete ile ilgili aklımda kalan;
Üniversite öğrencilerinin açlıktan derslerde bayılmaları ile ilgili bir haber..
Kendi üniversite yıllarımı düşünüyorum, yemek büyük bir problem..
Tam bu sırada ablam sesleniyor;
-Ahmetttt...
-Eeee Efendim abla..
-Bunlar tehtid mesajı atmış..
-Nasıl yani?
-Küfür etmişler ve o soktuğunuz bıçakları size sokacağız...
-Ne diyorsun abla? Ben gazetemi okumaktayım ve memnunum hayatta olduğum hayattan..
-Gel buraya.. (sesinde endişe vardır ve rengi tarif edemeyeceğim bir hal olmuştur ki bu aşama da Yaşar Kemal’i aklıma getiririm.. Tam üstatlık bir konu!
İlk okul Öğretmenimiz okurdu bize İnce Memedi..
Zannederdim kendimi Memedi ince-i...
-Bak pislikler bize bulaşıyor..Ama neden hiç bir alakamız yok?
-Hala şaşırmaktayım abla ne pisliği?
derkennnn....
Aklıma gelir amcaların kavga ettikleri..
Halamın kavgayı anlatışı 2 saniye gözümde;
"İnşaat iskelesi kiralamışlar... İboda(küçük amcam) iş bitmediği için 800 yerine 500 vermiş ve ikigün sonra gerisini getireyim demiş mütevazi bir ses tonu ile..
Adam da demiş ki; iki gün sonra gelmesse;
alırım altında ki arabayı düşüncesizce...
Eeee Bizimkilerde efeee...
Diğerleride..
Başlamışlar kavgaya...
Kim kime-dum duma..
Yıldırım-Yılmaz(Hüsnü amcamın oğulları) ve Hüsnü’de(büyük amcam)
katılmış kavgaya..
Yılmaz takmış üçüne..
İkisi yoğun bakımla yaşamakta...
Birde çırak varmış,kaçmış..
onuda sen zannetmişler Ahmettt..
Kanını yere ko’mayız demişler..
Dikkat et..
Halam silinir birden,
gözümün önünden..
Bu sefer halamın anlattıklarından sonra kendi kendime düşündüğüm gelir aklıma;
Ammada yaptın hala,
benim ne işim olur kavgayla...
Bu uydurulmuş bir kuruntudur olsa olsa...
Adamlar neden sansın beni çırak..
Etmedim ki ben kavga,hayatım kıyak...
Ablamın sesiyle irkilirim..
Kalbim atmaya başlar...
Sanırım korkuyordum...
Bunlarr bizee bulaştı..
Ahmetttt...
Bunlar sana bulaştı...
Seni vurup kaçan çırak zannediyorlar,
lafta anlamazlar...
Tehtidlere baksana...
Ürperten tehtitler okurum...
Ablamın internet sayfasından,
bana ulaştırılan...
Ama bizim suçumuz yok ki der ablam..
Ama ben görmüştümm rüyamda görmüştüm..
-Nasıl yani abla?
Rüyasını başlar anlatmaya;
-Evdeydim; ocakta yemek var.. ocaktaki yemeği bırakıp dışarı çıkıyorum..
Sonra yemek olduğunu hatırlatıp eve geri geliyorum hemen..Biryerden duman tütüyor..
Bizim evden değilmiş çok şükür diye söyleniyorum..
Kapı çalıyor; kapıda bir adam...
-Dumanınız tüttü...
-Hayır bizim değil.. Başka bir yerde yangın..
-Ama herkes sizde zannediyor yangını..
-Amca git söyle onlara, bizi yakmasınlar... Bizim yemeğimiz ocakta... Biz çıkarmadık yangını...
Benim Tüylerim diken diken...
Ablam devam ediyor;
Rahmetli babamda;
kapıda arkamda...
Cebime koyuyor para...
Sonra ablam olumlu bakmak istiyorki, yorum getiriyor...
"Para güç demek,Babam koruyor bizi,bize güç veriyor..."
Annemde silah görmüş rüyasında,sabah baktık ki "kızgın haber demekmiş"
Hoppalaaa ablaaa,
nerden çıktı buda...
Benim diş gördüğüm aklıma geliyor o an...
Rüya için;
Dini tören diyorum,
Tabirleri açıp, kitapları karıştırıyorum...
Ve bir satırını bile değiştirmeden aynen size aktarıyorum;
"Rüyada diş görmek çeşitli biçimde yorumlanır...
Üst çenede ki ön dişler; ana-baba-büyük AMCA’yı anlatır..
.................
Sivri dişler ise rüyayı görenin, Amcasının oğlunu anlatır...
...............
Dişlerin sallanması hastalığa alamettir..
Düşmesi ise;o diş kimi anlatıyorsa o kişinin ölümü ya da birdaha görülmeyecek şekilde kaybolmasına işaret eder...
........
Ön dişler çürüyüp belirsiz olsa,o dişi belirttiği kişiye kötülük gelir...
...................
Nasıl bir tesadüftü ablamın internet sayfasından bana tehtid gönderilmeden önce;
rüyasında;
haberci görevi görüp yangını biz çıkartmadık,gidin doğruyu anlatın demesi..
Ve ablamın bana tehtidi haber etmesi..
Aynı gün annemin silah görüp, rüya kitaplarına baktıklarında aldıkları cevabın "kızgın haber" olması...
Ve benim öndeki dişimin yok olmuş görüntüsü verecek kadar çürümesi..
Ve köpek(sivri) dişimin düşmesi...
Ve bu dişlerin kavgayı çağrıştıran,insanları temsil etmesi...
İşte böyle dostlar...
Hayat sandığımızdan çok öte sanırım...
Şimdi beni bellerinde silahlarla arayan insanlar var...
Ne olacağını bilmiyorum...
Hayırlısı...
Duam geliyor aklıma; allahım sen beni bütün kötülüklerden koru yarabbim..
Hastalıklardan, kazalardan,belalardan... Kavgadan dövüşten uzak tut.. Sen bana çalışma gücü ver.. Mücadele gücü ve ayakta kalma gücü.. Sen bana yardım et.. Başarayım.. Büyük adam olayım... İyiliğe,güzelliğe gönder beni.. Akıl fikir ver.. Mantığımı kullanma yeteneği.. İrade gücü.. Allahım sen sevdiklerimede yardım et, onlarıda koru.. Hikmetini üzerimizden ayırma...
Amin...
KırmızıKurbağa
YORUMLAR
Teşekkür ederim çiğdem çelik..
Üzülmüyorum.
Sadece nazar değdiğini düşünüyorum..
Herşey iyi gidecek diye birşey yok..
Bunlarda hayatın içinden.
ilk başlarda üzülüp bunu abarttıysamda şuan bunun bile başka bi tadını olduğunu düşünüyorum..
Buda hissetmek, endişe de hissetmenin bir türü..
Üstelik unuttun mu eylül ayındayız... ? =)
Ve hayat yaşamaya değer..
evet rüyalar bize gerçekten gaipten haber veriyor size en çok ben inanırım çümkü gördüğüm rüyalar , zaman mekan ve kişiler olarak aynen vuku buluyor,bu beni ilk farkettiğim zamanlar üzmüş bir olaysada şimdi kanıksadım artık ...
hatta rüya görmediğim zamanlar niye görmediğimi merak edip korkuyorum...
görünenin dışında görünmeyen o kadar çok şey varki akıl sır ermiyor işte...
Allahın sevgili kuluymuşsun ki bu olay rüya olarak sana bildirildi...unutmaki rüyalar tedbir amaçlıdır dikkat et temkinli ol...
elbet su akar yatağını bulur
üzülme Allah a sığın inşallah herşey çok güzel olacak...
tamam mı ?
Allah a emanet ol...
sevgilerle...
Öncelikle duanıza Amin diyerek başlamak istiyorum yorumuma.
Sizi rahatlatır mı bilmem ama; dinimizde bir tabir vardır: Kötü rüyâlar şeytani, iyi rüyâlar RAHMANidir diye. Ramazan ayındayız şeytanlar bağlı diye bir şey gelebilir belki akıllarımıza ama; Ramazan-ı Şerifte de her insanın kendi şeytanı iş başındadır,bağlı olanlar büyük şeytanlardır.Kültür bizi o denli etkilemiş ki ister istemez şu yaşadığınız olay hayatımızın her döneminde hepimizin başından geçer ama; yanlış bilgiler öyle sarmıştır ki bizi doğrunun nerede olduğunu bilemeyiz.
Doğru tektir, birdir. Siz de sanırım o doğruya sığınmışsınız. Unutmayın ki; Rabbim yazmadıkça Azrail bize ulaşamaz, yazdıysa da hiç bir şey ona engel olamaz. Yazının konusunu okuyunca edebi boyutuyla ilgili bir yorum yapamayacağımı farkettim. Ama ; belki biraz su serper yüreğinize bu yüzden söylüyorum bu denli olumsuz bir olayı o denli şiirimsi ve akıcı anlatmışsınız ki tebrik ederim.
Unutmayın doğru tektir. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.