- 599 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BU, İKİ YÜZLÜLÜK DEĞİL Mİ?
Her ne kadar milleti var eden devlet gibi görünse de, devlete vücut veren asıl güç millettir.
Devlet; siyasi olduğu kadar ekonomik bir güçtür de aynı zamanda.
Devlet; bu siyasi gücünü de, ekonomik gücünü de temsil ettiği halktan alır. En büyük ekonomik güç devlettir.
Bu gücün çok büyük bir kısmını da saldığı vergilerden elde eder. Devlet aynı zaman da en büyük ticari yatırımcıdır da..
Salınan vergilerin ve yapılan tüm ticari faaliyetlerin tek bir amacı vardır; devletin asli görevi olan sağlık, eğitim, güvenlik, adalet ve alt yapı hizmetleri gibi gider kalemlerinin finansmanı..
Bu ticari faaliyetlerden biride; alkol ve tütün üretimidir. Devletler her yıl binlerce ton alkollü içecek ve sigara üretip satarlar.
Bu üretime geçmek için çok büyük çaplı yatırımlar gerekir. Bu yatırımlar da, halktan toplanan vergilerle yapılır ve son derecede doğaldır.
Kurulan bu tesislerde yine binlerce işçi ve memur istihdam edilir. Bunların maaşları, sigortaları vb. giderlerde yine hazineden karşılanır.
Sonraları üretilen alkollü içecekler ve tütün mamullerini denetlemesi için bir üst kurul kurulur. Bu kurulda yer alan yöneticiler, teftiş elemanları, danışmanlar ve memurların masrafları da yine hazineden karşılanır.
Daha sonra, üretilen bu mamuller piyasaya arz edilir. Bu ürünleri satması için girişimcilere para karşılığı ruhsat verilir.
Satılan bu mamullerden yine vergi alınır.
Bu öylesine bir hırstır ki, neredeyse her sokağın başında bir TEKEL bayisi açılmasına izin verilir. TEKEL bayisi olmayan yerlerde bakkal ve marketlere de alkollü içecek ve sigara satışı için izin verilir. Amaç satılan üründen vergi yani gelir elde etmektir.
Bu kısaca, şu demek.
İki sokak beride, ülkenin gençlerini alkol ve sigaraya devlet eliyle alıştırmak demektir. Üç kuruş vergi ve gelir elde etmek için ülkenin pırıl pırıl gençlerini bağımlı hale getireceksiniz. Bir süre sonra bakacaksınız ki, bu gençler sapır sapır dökülüyor veya suça meyyal bir hal alıyor. Kendi elinizle bu hale getirdiğiniz gençleri tedavi etmek için iki sokak geride AMATEM adıyla tedavi merkezleri kuracaksınız.
Üstelik bu merkezlerde yer alacak olan cihazlar ve ilaçlar için de yabancı devletlere kamyon yüküyle para ödeyeceksiniz.
Bu masrafları da yine halktan topladığınız vergilerden harcayacaksınız.
Haydi tüm bu süreci gözden kaçırdınız diyelim, bağımlı hale getirdiğiniz bu gençlerin yaşı ilerledikçe siroz ve kanser hastası olduklarında da, sosyal devlet olmanın gereği bu insanları tedavi etmek için, dünyanın en pahalı tedavi yöntemi olan kanser tedavisi için eşek yüküyle para harcayacaksınız.
Bu masrafları da yine hazineden karşılayacaksınız.
Bu tedavi sürecinde görev alan uzmanların yetişmesi için harcanan masraf ve emeği saymıyorum bile….
Üstelik tüm bunları; şu ya da bu sebeple hayatta ağzına içki ve sigara sürmemiş insanlardan topladığınız vergilerle yapacaksınız.
Böyle iki yüzlülük olur mu?
Devlet iki yüzlülük yapar mı?
19 Nisan 2009
Erdal Fikret AKSAN