KÜRT SORUNUNDA SONA YAKLAŞILIYOR MU?...

• 14 Ağustos 2009 Cuma 08:58:35

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hamlesi ile asıl itibari ile yaklaşık 250 yıldır ama cumhurriyet tarihinde ise en içinden çıkılmaz ve en can alıcı süreç olarak son çeyrek asırdır ülke gündeminden düşmeyen,bu topraklarda yaşayan 50.000 (resmi rakamlara göre) insanın canına mal olan ve milyonlarca insanın evini,yurdunu terk etmek zorunda kaldığı Kürt sorununda belkide en keskin viraj dönülmek üzere.
Cumhurbaşkanının hamlesi ile bir anda cesaretlenen ve bu sorunun ancak diyalog ve müzakere ile çözülmesi konusunda artık eskisi kadar katı olmayan AKP hükümeti ilk olarak parti başkanı sıfatı ile olsa dahi başbakan Kürt sorununun kuşkusuz en ateşli ve en önde gelen tarafı DTP ile görüşmeyi kabul ederek iki parti arasında adeta psikolojik direnç noktası haline gelen"randevu" krizini çözerek bu sorunun aşılmasında ilk hamlesini yapmış oldu.
Ana muhalefet partisi CHP ile milliyetçi ve ırkçı bir yaklaşımla sorunun önünde adeta tıkaç gibi duran MHP Kürt sorunundaki bu virajda kendi savundıkları ve direndikleri"ülke bölünmeye doğru gidiyor" dogması ile toplumsal infial yaratma çabasına girdiler.
Bu topraklarda silahla,kan ve gözyaşı ile sorunun çözülmeyeceğini hala kavramamış olmanın ötesinde adeta bu sorunun kendilerince çözümünde daha çok ölümün,yıkım ve talanın davetkarı olmaya yeltendiler.
MHP’nin söylem ve eylemleri belki bir noktada anlaşılabilir,bu partinin Kürt’lere yönelik milliyetçi,ırkçı ve faşist söylemlerini bilmeyenimiz yok gibidir ama CHP’nin tavrı ve kendi tabanına bire bir zıt düşen politikalrı;uzun süre tabanını Kürt ve alevi oylardan alan partinin adeta sorunun çözümsüzlüğü konusunda bu denli ısrarcı oluşu ne anlaşılabilir,ne de kabul edilebilir bir davranıştır doğrusu.
Kaldı ki hükümetin DTP ile masaya oturmasını Öcalan ve PKK ile masaya oturmuş gibi ad eden iki partinin de sorunun çözümü hususunda akla ve mantığa uyan hiçbir tezi olmamıştır.
Bu ülke 50.000 evladını kaybeti,binlerece çocuk öksüz,anne baba gözü yaşlı,genç kadın dul kaldı,iki halkın kardeşçe birlikte yaşama argümanlarına uzak olmadığını hepimiz biliyoruz,iç içe geçmiş harmanlanmış bir toplum oluşmuş artık,bu coğrafyada acısız ve savaşsız bir yaşam dileği ile.