- 494 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BATAKLIKTA BİR SERÇE - 9
Annelere malûm olduğu sözü ne kadar da doğrudur. O gece sabaha kadar çocuklarını görür düşlerinde. En büyük kızı çoktan evlenmiş, eşiyle birlikte çalışmak için Almanya’ya gitmişti. İyi idi onlar için belki ama hasretlik vardı arada. Yılda bir kez ancak geliyorlardı.
İlk kocasından olan ikinci kızı da evlenip Soğanlık’a yerleşmişti. Soğanlık yakındı. Bazen o
gidiyor bazen de kızı onlara geliyordu. Oğlu Feridun ise liseye başlamıştı. Okulun yanı sıra
bir manav dükkânında çalışıyor, üvey babasıyla geçinemediği için geceleri de manav dükkânında yatıyordu. Sadece çamaşırlarını yıkatmak için, evde üvey babası olmadığında
geliyordu. Fikret’i o göndermek zorunda kalmıştı babasının yanına ama özlüyordu, evlâttı işte. Mukaddes’in durumu bambaşkaydı onun için. Anneli babalı kızını alıp evlâtlık vermişti ikinci kocası. Kızının nerelerde, kimlerin yanında ve nasıl olduğunu bilmiyordu. Fikret de
hiç ona gelmediği için haber bile alamıyordu Mukaddes’ten.
En çok da Mukaddes’i gördü o gece düşünde. Kollarını açmış ‘’ anne, anneciğim, ne olur kurtar beni ! ‘’ diye yalvarıyordu Mukaddes. Dayanamayıp uyandı, fırladı yatağından.
_ Mukaddes , Mukaddes diye bağırmaya başladı. Öfkeyle uyandı kocası.
_ Ne oluyor ulan , ne bağırıp duruyorsun ?
_Mukaddes, Mukaddes beni çağırıyor ! ‘’ Kurtar anneciğim ‘’ diyor ! Yerinden hiddetle
fırladı adam.
_Ulan, ben sana demedim mi, yalan söylüyorlar, kızı alıp vermeyecekler, gönderme diye? Dövün bakalım şimdi, ne faydası olacaksa, deyip lavaboya gitti adam. Döndüğünde ellerini yüzüne kapamış ağlıyordu kadın. O da lavaboya gidip abdest aldı. Namaza durdu. Dua etti,
yalvardı Yaradan’a. Mukaddes’i korumasını, ona kavuşturmasını diledi. Yatmadı namaz
dan ,sonra da. Eline Kuran –ı Kerim’i alıp sabaha kadar hem okudu hem de dualarına de
vam etti.
Kocası uyandığında kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdiğinde başı dönmeye başlamıştı.
İnatla hazır etti kahvaltıyı. Kocasına haber verip , çağırdı . Adam bir taraftan yüzünü kuruluyor diğer taraftan kadına söylenip duruyordu.
_ Parmak kadar çocuğa sahip olamadın. Kaptırdın gitti elin yabancı insanlarına. Kız çocuğu
bu ; dilendirirler mi, başka haltlar mı ederler hiç belli olmaz. Satmıştır o herif çocuğu ! Kim bilir kaç para almıştır ? Bu sözlerden sonra yığılıp kaldı yerde kadın. Adam paniğe kapıldı.
_ Fevziye, Fevziye ! Uyansana lan ! Tamam ben ilgilenirim, polise falan giderim. Gerekirse
Mahkeme bile açarım. Fevziye diyorum ! Uyansana be kadın !
Doktora götürmek zorunda kalır adam karısını. Ve ummadığı bir sonuçla karşılaşır. Kırk ya
ın üzerindeki karısı hamiledir. Hem de altıncı çocuğuna. İnanmakta zorlanırlar ikisi de. Tekrar tekrar sorarlar doktora. Fakat doktor sonuçtan emindir; kırk yaşın üzerinde olsa
da hamiledir kadın. Adam şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra sevinmeye başlar. İlk çocuğu
dur onun. Daha önceki eşi ona bir çocuk bile veremeden ölüp gitmiştir. Kadın hiç de iste
mezken bu altıncı çocuğu, o kararlıdır, mutlaka doğurmalıdır onun bu ilk çocuğunu…
Eve döndüklerinden az sonra kapı çalınır. Postacıdır gelen. Mukaddes’in mektubudur getir
diği. Zarfın üzerindeki Mukaddes ismini okur okumaz yine düşer bayılır kadın. Yüreğinde
bir ateş yanar bir anda. Adam koşup gelir yine .
_ Ne oluyor ulan yine ? Çattık vallahi ! Bir çocuk doğuracaksın, ikide bir bayılıyorsun. Daha
önce beş taneyi nasıl doğurdun be ? Elinde tuttuğu zarf gözüne çarptı adamın. Hemen a
çıp okudu. Mukaddes’in gönderdiğini gördü. Adres vermişti çocuk. İlle de gelip almaları için
yalvarıyordu. Kadın kendine geldiğinde, hemen giyinip yola koyulmaya kalkıştı. Mantosunu
Ayakkabılarını aramaya başladı.
_ Dur ulan ! Telâşla olmaz bu işler. Manavdan armut almaya mı gidiyorsun. Polise gidelim. Ad
resi polise verelim. Memlekette kanun var nizam var. Anneli babalı çocuğu alıkoyamazlar.
_ Sen karışma, deyip çıkıştı adama. O benim kızım, yavrum. Çekip alırım ellerinden.
_ O zaman hiç değilse Feridun’u al yanına, dediğinde hak verdi kadın.
Yine mantosunu ve ayakkabılarını giyinip bu defa oğlunun hem çalışıp hem de barındığı Pen
dik’in içindeki manav dükkânına gitti. Oradaydı oğlu. Olanları heyecanla anlattı. Ertesi
gün pazardı zaten. Patronundan da izin aldı Feridun. İstemeden para da verdi patronu
ona.
_ Sakın almadan gelmeyin çocuğu tamam mı ? Bakın isterseniz polise verelim. Komiser yakın
dostumdur, iş görür ; ne dersiniz ?
_ Ben kardeşimi kendim alırım evvel Allah ! diye söze atıldı Feridun, delikanlılığın verdiği güç ile.
Sabahı zor ettiler kadın ve oğlu. Bütün geceyi namaz kılıp Kur’an okumakla ve dua etmekle geçirdi kadın. Sabaha kadar yalvardı Yaradan’a ;
_ Allah’ım ne olur bana yardım et ! Kızımı bana bağışla..
Devam etmeli
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Yine mantosunu ve ayakkabılarını giyinip bu defa oğlunun hem çalışıp hem de barındığı Pen
dik’in içindeki manav dükkânına gitti. Oradaydı oğlu. Olanları heyecanla anlattı. Ertesi
gün pazardı zaten. Patronundan da izin aldı Feridun. İstemeden para da verdi patronu
ona.
_ Sakın almadan gelmeyin çocuğu tamam mı ? Bakın isterseniz polise verelim. Komiser yakın
dostumdur, iş görür ; ne dersiniz ?
_ Ben kardeşimi kendim alırım evvel Allah ! diye söze atıldı Feridun, delikanlılığın verdiği güç ile.
Sabahı zor ettiler kadın ve oğlu. Bütün geceyi namaz kılıp Kur’an okumakla ve dua etmekle geçirdi kadın. Sabaha kadar yalvardı Yaradan’a ;
_ Allah’ım ne olur bana yardım et ! Kızımı bana bağışla..
Devam etmeli
kesinlikle
devam etmeli.
saygılar.