- 725 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HANGİSİNİ ELEŞTİRİ KONUSU YAPALIM
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
HANGİSİNİ ELEŞTİRİ KONUSU YAPALIM
Neyi eleştireceğiz, neyi eleştirmeyeceğiz; ölçü ayar kalmadı. Kantarın topuzu kaçtı.
Ananı al git... Bu sözü eleştirsek, söz bizim literatürümüzde hakaret anlamı taşımaktadır. Beş yaşındaki çocuğa; "Ananı al git." Ne demek? Diye soru sorsaydık....
Çocuk "Amca sen ne dedğinin farkında mısın? Bu yaşa gelmişin bana örnek olacağına şu sorduğun soruya bakl hele?" Diye bir cevap verirdi.
"Dinlerarası diyalog." Bu sözü iki tarafıyla ele alalım;
"Hıristiyanları ve yahudileri dost edinmeyiniz; onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır, onları dost edinen bizden değilidr." Bu Ayet-i Kerim’dir.
Hırsitiyan ve Yahudi olanlar için bu sözün geçerliliği vardır. Şimdi her kafadan bir ses çıkacak. Aklı esen bir İncil yazmış. Onu da Türkiye’de Kutsal kitap diye dağıtıyorlar.
Yanlış duymadınız; Türkiye’de biz "Dinlerarası." melodisi dinlerken; ötekiler incil dağıtıyor. Ama kimin yazdığı belli değil. Bir kere şu muhakkak ki; o kitap kutsal kitap değil. Daha evvel kutsal kitapmış, şimdi değil.
Papa kalkıp da; "Ben MUhammedi peygamber, Kuran-ı kitap kabul etmiyorum." diyebiliyor. O öyle konuşuyor ama; doğruları kim konuşacak?
Allah’ın gönderdiği semavi dinlerin içinde o kitap kutsal kitap idi; ama belli zaman sonra aklı evelin birisi kendi kafasına göre bir incil yazdı. Başka birisi de o incili beğenmedi bir incil daha yazdı. Bir başkası onların ikisini de beğenmedi bir tane daha yazdı. Yüzlerce incil yazıldı. Sonra Vatikan toplandı "Bunlar böyle olmuyor en iyisi bunların sayısını azaltalım." dediler.
İncil saysını dörde düşürdüler.
Kutsal kitapliği kaldı mı?
Kutsal olmayan kitabın kutsallığını o dine inananlar söylesin orası bizi alakadar etmiyor.
Birisi; almış eline bir kitap "Kutsal kitap diyor ki; ""Öl-dür-me-ye-cek-sin""." diyor. Kutsal mı o kitap şimdi... Onu söyleyen de biliyor o kitabın kutsal olmadığını.
Peygamberini öldüren millet sana dost olur mu?
Orası da; farklı ya;
Peygamberini öldüremediler, ama amaçları öldürmekti.
Hangi dinin dinlerası diyaloğu...
Üç kapı aynı avluya... Ya olur da bu kadarı olmaz.. Ne ibadethanesi kardeşim.
Aç başka yere gitsin kendi inancına göre yapsın ibadetini. Hangi AB ülkesinde cami kapısının tam karşısında kilise kapısı var.
Olur da bu kadar hakikaten de olmayacak fazlalalar cinsinden fazlalıklar.
Hıristiyan vefat ediyor. Toprağı bol olsun.. Hıristiyan vefat ediyor da; bizim imam efendi koşa koşa cenaze törenine gidiyor. Basının da her ne hikmetse her seferinde bu icraattan haberi oluyor. Taziyeye gitmek başka şey; cenazeye gidip de tören yapmak başka şey. Hangi hıristiyan papaz senin müslümanın için gelip duasını etti. Ne gereği var yani. yalakalığın sınrılarını bu kadar zorlamanın zırvalamanın ne alemi var.
Başkasının inancına saygılı olmak ile başkasının inancına saygı göstereceğim der iken; başkalarına yalakalık yapmak farklı şey. Bunun ikisini bir birine karıştırmanın da alemi yok.
Akdamar Kilise’ni milyon dolarlar harcayıp restore ettiler... Size soruyorum; ermeniler hangi ecdadımızın türbesini onardılar. Hani camimizi restore edip ibadete açtılar?
Agora’yı tamamı tamamına; belediye ve merkezi yönetim toplamı olarak 25.500.000._ Tl bütçe ayırıp restore ettiler. Size bir soru; Yunanistan yada Kıbrıs Rum Kesimi hangi camiyi restore etti?
Domuz Eti Türk GIda Kodeksine Uygundur."
Yanlış duymadınız...
Buna kim yada kimler icazet verdi.
Domuz etinin besiciliğinin nasıl yapıldığını bilen merak eden var mı?
Size diyelim;
Bir dişi domuz bir yıl içinde 2 ton ile 2.4 ton arasında et verir.
Kaç baş domuz besleniyor Türkiye’de.
Hıristiyan ülkelerde; bir ürün elde edilirken her zaman; "Yüzde 10 fazla imalat yapılır." Yani ülke kendine yetecek ihtiyacın yüzde on fazlasını imal eder ki; olumsuzluk yaşandığında; ellerinde stok olabilsin vatandaşı ürünsüz kalmasın." Burdan ne anladınız?
Hıristiyan ülkesinde bu domuz etini ihraç etmeniz mümkün değil.
Küçük bir hesap yapalım; 1000 adet dişi domuz bir yıl içinde; 2000 ile 2400 ton arasında et verir.
Özellikle domuz çitfliklerindeki domuzların; her yüz domuzdan sadece 2 (İki) tanesinin erkek domuz olduğunu düşündüğümüzde; ekşimsi yoğurtları olur benden söylemesi. Birde sucuklar afiyet olsun. Sucukçulara diyeceğiz tek kelkime yok. Onlar zaten imalat izni alıp imal ediyorlar. Süt ürünleri imalatçılarına da diyeceğimiz yok. Onlar da; inek, keçi, koyun sütlerinden imalat izni almışlar. Bu konuda imalat izni almadan yapılan ürünlerin hangi boyutlarda olduğunu da çok iyi analiz etmek kimin vazifesi.
Benden söylemesi.
Bunu da geçelim;
Gelelim Ö(ksüzleri) T (ırmalama) V (Ersiyonu)’ye...
Kriz teğet geçmiş...
Etmeyin ya; Allah aşkına bunu demeyin ne teğeti hangi teğet, kriz geçmedi ki;
Çıkın tek tek şahıs şahıs sorun; kaç yıldır ayakkabı alamıyorsun, kaç senedir, elbise alamadın, kaç senedir çocuklarını alıp da ayda, iki ayda, beş ayda bir de olsa dışarda pide olsun bir yemek yedirmiyorsun?
Bunu bana sormayın çıkın sokaktaki insanlara sorun. Böyle giderse bu freni patlamış ekonomi hangi duvara toslayacak tahmin eden var mı?
Bankaları kurtardığınızı sanıyrosunuz. Bekleyin neticeleri beş ay sonra görülecek. Kredi kartlarının; emekli ve çalışan gruplar arasında dağılım oranına bakınız.
Kredi kartı sahibi asgari ücretli, kredi kartı sahibi emekli, kredi kartı sahibi tuzu kurular cenahı, kredi kartı sahibi esnaf...
Vergiler de aynı anda bindi...
Kredi kartı affı ile asgari ücretiye ve emekliye ücret zammına bakınız...
Un bulgur alacak zam bile yok, ücretliye, emekliye gelen zammın sekiz katı ÖTV zammı olarak zaten geldi. Bankaları da bu arada kurtardığınızı sanıyorsunuz. Siz öyle sanın. Beş ay sonra sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
İmalat yok, mamül ürün hammadesi yetiştirmek yok, sanayi durmuş kriz teğet geçti deniyor...
Elektirk mezvuu ise başka bir handikap;
Elektirk ödemeyen şehirler gerçeği var mı ülkemizde; kimse inkâr etmesin. Bal gibi var. Her üç ayda bir hangi şehirde kaç lira elektrik tahsilatı yapılmış verilerini yayınlayın. Hep birlikte görelim. Ödemeyen şehrin elektirğini öteki şehirler ödüyor mu??
Sevsinler sizin sosyal adaletinizi...
Bir de elektrikte TRT payı, Belediye payı var... Buna da isim koymak imkânsız...
Bir daha sevsinler sizin sosyal adaletinizi...
Daha ne diyeyim.
Benden söylemesi.
Bunların hangisi eleştiri konusu olabilir, hangisi olamaz...
Buna da sizler karar veriniz....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.