BENİ ÜZÜYORLAR ANNE
Dün yine derin düşüncelere daldım anne…”içme şunu, bırak” diyen tatlı bir sesle kalktım kendime inat bir sigara yaktım.ve sarıldım sıcacık sesine ANNE…
Hani mecburen gitmek zorunda olduğun İstanbul, bir masal oldu kulaklarıma…ve sen ordasın diye sevdim,istanbulun içimdeki ayrılık ve hasret kokan kara yüzünü.
Bana buralarda kimse senin kadar güzel bakmıyor anne…her yaptığım şeyi kendim için yapmaya başladım.
Bugün yemyeşil gözlerine ozan oldum, şair oldum, yazar oldum anne…hiçbir şiir hiçbir yazı sana yazılanlar kadar duru olmadı kalemimde.
Yüreğim kendimden kaçıyor, sığınacak birilerini bulamadı yine seni arıyor kimbilir…
Her şey bir garip oldu anne…cadde, sokak, ev, evdeki herkes.sofradaki yemek bile bir garip tat veriyor iştahsızım diyen dilime..kime seslensem soğuk çıkıyor nefesim.ve hiçbir kelime senin adın kadar doldurmuyor dudaklarımı.kimse başımı yaslamamı istemiyor omzuna…artık bende istemiyorum… yüreği ve omzu geniş birine ihtiyacım yok.bir tek sen,her seferinde döndüğümde bana kapılarını açıyorsun.ve bir tek sen arkası kesilmeyen artçı depremlerimin, çatlamış fay hatlarını o koskocaman yüreğinle onarıyorsun…
Benim dünyam sağır şimdi anne.gözleri de görmüyor.gelen sözler tatlımı acımı bilemiyorum…üzerimdeki kirleri bir çocukluk anısına değişmeye kalktım daha da kirlendim anne…gitmek istemiyorum o günlere ama özlüyorum da.sadece sen varsın diye ziyaret etmek istedim; kapkara elbiselerini giymiş anılar yapıştı yakama.”gelme “dediler bana “yaklaşma uzak dur.”ya da: “geleceksen kal uzun bir süre.eğer tatmak istiyorsan ucuna sahte anzer balı sürdüğümüz zehirli kılıcımızı.”
Cesaret edemedim anne…eskisi kadar gözü kara değilim..
Yüreğim bütün hazırlıkları yapmış durumda. hazırlık dediysem o kadar uzun boylu değil, yorulmadım. birkaç metre çocukluğum kadar beyaz, karanfil tohumlu kumaş işte…
Selam yolladığım kimse o selamın içindeki yalvarışı duymak istemiyor… gece yarısı kaç yorgana sarılsam, ayazlar devriye geziyor tenimde. ve buz gibi bir sarılışın karşısında ,göz göre göre gömüyorum gençliğimi,kor alevlerle beslenen mezarlara.
Uçurumun tam ucundayım… ellerini uzatanlar,bizi de çeker aşağı diye korkuyor.birtek senin sıcacık elin yapıştı yüreğime.hissediyorum.”gitme” diyorsun.”bırakmam seni…”
Bırakma beni anne …tut yüreğimden,çek kendine…bırak İstanbul küskün menekşelerin olsun.hayrını görsünler…SEN GEL ANNE… KIZININ YÜREĞİ ÇOK HASTA…
YORUMLAR
----"Her şey bir garip oldu anne…cadde, sokak, ev, evdeki herkes.sofradaki yemek bile bir garip tat veriyor iştahsızım diyen dilime..kime seslensem soğuk çıkıyor nefesim"
Bu öyle güzel ifade edilmişki, Annemi kaybedince aynen böyleydim bende, bastığım zemin kaygandı, sanki sabun üzerinde yürüyor gibiydim... anneler,annelerimiz, sağolanın ömrünü uzun, gidenlerinde mekanını cennet eylesin Rabbim...
Yüreğinize sağlık ve sizi tebrik ediyorum..