İ m k â n s ı z ı m
Yaz geçti, daha öncekilerin gittiği gibi fakat gönlüm aşkından vazgeçmedi. Sensizim tüm mevsimlerim son bahar artık.
Bir yaprağım ben senin dalından kopan, savrulsam da uzaklara sadece sana ait olan. Rüzgârların beni nerelere attı, bak halime kara gözlüm. Seni bu kadar çok seviyorken senden kaçmak zorunda kalması ne kadar zormuş, ayrılmaları imkânsızım.
Dilimle kalbim arasında düğümlenmiş sözlerim var kimseye söyleyemediğim. Belki de bunun içindir ezikliğim ve çökmüşlüğüm. Gelemiyorum sana aramızda aşılması imkânsızlar, kara gözlüm. Uzaklardan bakarsan, dalıp öylece gözlerimin içine kalbimi ve zihnimi okursun, tenimin sıcaklığını oralardan dahi hisseder duygularımın yoğunluğunu fark edersin.
İşte böyledir kara gözlüm sevilmemesi imkânsızım ben konuşamıyor ama yazıyorum.
Bilmem nedendir, ayaklarımın sana gelişleri ne kadar denedimse bağlı. Adına nasip diyor ve bıkmadan seni sensizlikte dahi seviyorum.
Bir yanı yarım kalsa da gönlümün tesellim yarısının sende olması, tesellim ruhunun buna deymesi.
Kurduğum o kadar çok hayal ve düşlerim varken ızdırabım olur gözlerimin gözlerinden uzak kalması, bende senden olan, var oluşumun benden alınması.
Gidişin ardınca bir enkaz bırakmış bakınca anladım aynalara gençlikte gitmiş. Dağılmış pazaryeri ruhum, karma karışık duygular manzumesi, en güzel mısralarımın ilk ve son kafiyesini süslerken adın, sana şiirler yazan kalemim ve ellerim artık tutuk, “ özrünü dahi istemiyorum ” dedin kalbim çok buruk.
Şimdilerde şiir falan yazamıyorum ama tüm nesirlerimin, bitmiş ve yarım kalmış düz yazılarımın başlangıcı ve sonundaki mana bütünlüğümsün.
İşte böyledir sevilmemesi imkânsızım, kara gözlüm, aşka ön sözüm ve hayata yeniden başlangıcım; gidişin olmuştu benim bitişim.
Şimdi Ferhat’ı – Şirin’i, Aslı’yı – Kerem’i, Leyla’yı – Mecnun’u kim varsa tarihte yaşamış ve şimdi hali hazırda yaşayan, aşkını destanlaşanları kıskandırıp gelmez misin?
Sen gelde aşk görsünler
Bir kerecik dene…
Beni Sevemez misin?
kemal bayraktar
[email protected]