Kimse inanmıyor, ama ben gördüm!
Her sabah olduğu gibi o sabah da aceleyle giyinip 8.30 minibüsüne binmek üzere koşar adımlarla evden çıktım. Durağa geldiğimde minibüs kalkmak üzereydi.
Hemen bindim, şansıma boş koltuk da vardı. Sevinçle yerleştim ve her zaman yaptığım gibi camdan dışarısını seyretmeye koyuldum.
Dalmışım... Şoförün kızgın sesine ayıldım: ’Yaa amca, paran yoksa niye bindin!’ Baktığımda üstü başı bir hayli perişan yaşlı bir dede gördüm. Elindeki bastona tutunarak: ’Evladım, az ilerde indirir misin hiç param yok.’ diyordu kısık sesiyle.
Öfkeyle baktım. Şoföre ne vardı sanki; insanlık ölmüş müydü?.. Hemen elimi çantama attım.Ama maalesef benim de sadece dönüş param vardı. ’Aman’ dedim içimden, ’ olsun işyerinde Serpil Teyzemden alırım’ ve son paramı uzattım şoföre, ’ buradan alırmısınız lütfen?’
Şoför baktı ve: ’Hanımefendi bunlar hep böyle yapıyor inanmayın’ .
’Olsun, lütfen alın’ ,dedim ve yaşlı dedeyi boş olan yanıma oturttum.
Zavallı dede nefes nefeseydi ’Allah razı olsun kızım’ dedi..’Önemli değil’ dedim göz ucuyla bakarak. Aslında sormak istediğim bir sürü şey vardı.Bu h asta halinle seni kim saldı sokağa? Çocukların yok mu, bakmıyorlar mı? Aç mısın evin var mı? ...vb
Ama utandırabilirim yada üzebilirim diye sorularımdan vazgeçtim.
Başımı çevirdiğimde göz göze geliyorduk .Sadece tebessüm ediyordum ,o da aynı şekilde.
Araba durduğunda yanımdaki yaşlı dedenin indiğini fark ettim. Hayret, nasılda görmedim inişini diye düşünerek işyerime girdim.
Aradan birkaç gün geçmişti ki aynı durakta tekrar rastladım.Yine yanıma oturdu, bu sefer konuşmaya karar verdim;
“Dedeciğim siz bir yerde mi çalışıyorsunuz ? “dedim , ama sadece gülümsedi ve başını salladı.
Daha sonraları aynı durakta defalarca rastladım. Artık hep birlikte biniyorduk. Ben bindiğimde boş yer varsa yaşlı dedeye ayırıyordum.
Bu şekilde uzun haftalar birlikte yolculuk yaptık. Daha doğrusu, ben yaptığımızı sanmıştım.
Bir gün, iki gün, üç gün derken baktım ki yaşlı dede artık binmiyor.Merak edip arkadaşıma sordum :
“Ali, kaç zamandır benim yanımda oturan yaşlı dedeyi artık göremiyorum.Sen gördün mü?” (Aliyle aynı işyerinde çalışıyorduk) Ali bana baktı ve şaşkın şaşkın ; Hangi dede ,dedi.
“Ali, saçmalama her gün birlikte biniyorduk . Yanımda oturuyordu.Kaç kere gördün ? Nasıl hatırlamazsın?
Ali ;”Yaa ,sen diyorsun. Ben senin her gün yanında oturuyorum . Delirdin mi? Ne dedesi, ne diyorsun?
Ben ısrarla; “ Deliren sensin, yanımdaki insanı nasıl görmedin” diye bağırıyorum.
Ali , bana sarıldı ve; “Sakin ol” dedi ,”sanırım senin doktora gitmen lazım.”
Sabaha kadar yaşlı dedeyi düşündüm. Kim bilir nerdeydi? Başına neler gelmişti?
Sabah, ilk işim minibüs şoförünü bulmak oldu;Lütfen bana yardım edin, dedim ve olayı anlattım. Yaşlı adamı azarladığını ve” paran yoksa neden bindin” dediğini hatırlattım. Şoför bana acıyarak baktı ve; “ kızım öyle biri hiç binmedi sen iyi misin?” dedi.
Öylece kalakaldım...