- 645 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Yangındı Sevdan
Şimdi günah çıkartma sırası
Çek ellerini kirlenmiş bedenimden
Döl kapaklarım acıyor, titriyor ellerim
Sil artık öldüren kokunu şu yüreğimden.
İçimin yangınları da sönüyor işte. Yeryüzünün tüm suları söndüremez dediğim yangına bir sözün yetti, bir bakışın bitirdi bu koca yangını. Yüreğinin aşılmaz dağlarını da geçtim işte. Ayrılıkları asla uğratmadığım o yıllar da bitti ve senden hızla uzaklaşan o trene bindim, el sallayarak uzaklaşıyorum senden.
Oysa neler düşlemiştin minicik beyninde. Adını hiç unutamıyacağımı, gözlerinin hücrelerinden ne yapsam çıkamayacağımı, ellerinin sıkan kelepçesini çözemiyeceğimi sanmıştın değil mi? . Aldanışlarını gördükçe, senden nefret ettiğimi sezdikçe, uğrumda döktüğün yaşlarla yaşamayı da öğreneceksin. Gözlerimden düşüşünü, yüreğimden kopuşunu ve aklımı tamamen terkedişini anladıkça, bu garip yaşamın sen de farkına varacak, teselliyi anılarda bulacaksın.
Kırıla kırıla nasırlaşan bedenim, hasretini çeke çeke olgunlaşan yüreğim, yollarına baka baka mor halkalar oluşan gözlerim, ağrıları bile artık hissetmeyen dizlerim ve artık sana hitap etmeyen şiirlerim de bitti anlayacağın. Kimbilir bir vedanın serzenişleridir şu anda okudukların. Arada bir içime dolan kokunu da attım içimden. Sokaklarda, kalabalık caddelerde, tıklım tıklım dolmuşlarda sana rastlamayı umarak dolaşmıyorum artık. Sahildeki ayak izlerini aramıyor, adam gibi yaşamayı öğreniyorum.
Kimbilir, birgün dudaklarındaki titremeleri de unuturum dediğim günler geldi işte. Efkar dağıtmak için birbiri peşi sıra yaktığım sigara dumanlarında bile görmüyorum hayalini. Seninle farkına varamadığım tüm güzellikleri yeniden keşfediyor, virgüller koyduğum tüm şiirlerimi noktalıyorum. Aşk`mış, sevda`ymış, ölümüne sevmek`miş, artık hepsinin bir hayal atına binip gidişini izliyorum şimdilerde.
Anlayacağın, dağlara, zirvelere otak kurmaya çıkıyorum. Yıldız aradığım, bulamadığım nice günlere içli bakışlar atmıyorum. Başım yukarılarda, dilimdeki türküler hazan değil, yaşamı anlatıyor. Oralarda akşamlarla dost, gecelerin saf koynunda yıldızlarla başbaşayım şimdi. Hovarda gençliğimi, yanmaktan kor olmuş göğsümü rüzgarlara siper edip günümü gün ediyorum.
Bitmez dediğim herşey, ama her şey bitmekte vefasızım. Şaşkınlıklarım, kırgınlıklarım, beklentilerim, defalarca evrim geçiren yaralarım, dertlerim, gamlarım, çözemediğim gönül bağlarım bir bir çözülüyor işte. `Unutmak kolay değil` derken ölümüne inandığım, o yüreğime kazıdığım sözü bile unuttum. Ayrılık salıncağında başım dönmüyor, savrulan saçlarının rüzgârı döndürmüyor başımı.
Şimdi günah çıkartma sırası. Çek ellerini kirlenmiş bedenimden, döl kapaklarım acıyor, titriyor ellerim, sil artık öldüren kokunu şu yüreğimden. Gözlerini, ellerini, saçlarını ve en önemlisi yüreğini de al git buralardan. Yurduma uğrama bir daha. Seni görmesem, sen olmasan yakınımda daha mutlu oluyorum.
Şimdi git. Aşkının aşılmaz çöllerinden geçişimi tamamlayayım artık. Bu sevdanın üstünü yeni aşklarla örteyim. Yüreğime ektiğim `aşk gülleri`ni sevgimle sulayayım. Senin için yarattığım eşsiz tablolar yıllardır sergideydi ve kimseler dönüp bakmadı yüzüne. Yeni bir sevdayla, yeni bir tuvale sürüyorum aşk fırçamı. Sevgi ve hüzün tek perdelik bir oyundu ve sen bu oyunda hiç, ama hiç rol alamadın.
Selahattin Yetgin