- 409 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GAYMAKAM BEY -4
GAYMAKAM BEY 4 –
Kaymakam Hüseyin hemen Ahmet beyi çağırdı odasına. İçeriye gülümseyerek giren Ahmet bey “ Buyurun Kaymakamım beni çağırmışsınız “ dedi.
Kaymakam Ahmet ‘ e oturması için eliyle işaret etti. Ahmet oturunca da hemen konuya geçti. Bütün samimiyetiyle kendisinin bu ilçede yabancı olduğunu ve ilçenin sorunlarını çözmede kendisine yardımcı olmasını rica etti. Nedense Ahmet Bey’ i kendine çok yakın hissetmişti. Kimseyi tanımıyordu burada. Onun içinde insanlara güvenmek zorundaydı. Bugüne kadar hep kalbinin sesini dinlemiş, mantığını ona göre çalıştırmıştı. Kimseden de bugüne kadar zarar görmemişti.
Ahmet Bey’ in yüzünde mutlu bir ifade belirdi bu konuşmadan sonra. “ Tabii ki her zaman yardıma hazırım. Elimden ne gelirse yaparım. “ dedi. Ahmet çalıştığı ilçede doğmuş, büyümüş ve orada göreve başlamıştı. Küçük bir yer olduğu için de herkes birbirini çok iyi tanıyordu. Komşuluk ilişkileri ve arkadaş ilişkileri çok samimiydi. Paylaşma ve yardımlaşma daha güçlüydü.
Ahmet hemen kısaca gözüne çarpan sorunları özetledi. İlçe dar bir alana kurulmuştu. Doğal güzellikleri hala bakir durumdaydı. Güzel bir tanıtımla ve yatırımlarla turizm cenneti haline gelebilirdi. Ayrıca ilçede bulunan okulda öğretmen sayısı yetersizdi. Ev kiraları çok yüksekti. Arasa sırada elektrik kesintileri oluyor ve uzun sürede gelmiyordu. İlçenin çok yakınından geçen ve çevre köylere geçişi olmayan bir akarsu vardı. Köprü olmadığı için sal yardımıyla ulaşım sağlanabiliyordu halk tarafından. Kışın ise ulaşım tamamen kopuyordu. Sorunlar şimdilik bu kadardı.
Ertesi gün esnafın sorunlarını dinlemek için eski ve bakımsız halde dükkanlarla dolu çarşıya ziyarete gitti kaymakam. İlk gördüğü dükkanın kapısına geldiğinde sevgi ve samimiyetin sıcaklığı vurdu yüzüne. Hemen iskemleleri getirerek kaymakamı oturttular. Esnaf kahvesinden gelen tavşan kanı çaylar ikram edildi. Anadolu insanının misafirperverliğini sundular kaymakam’ a. Çarşı el zanaatlarının en güzel örnekleriyle sanki görücüye çıkmış gibiydi. Tarih kokuyordu çarşının içi. El sanatları ve geleneksel bakır işçiliğinin devam ettiğini öğrendi. Fakat çağın getirdiği rahatlıkla, plastik ve fabrika üretimi ürünlerin karşısında rekabet edemiyordu çilekeş zanaatkarlar. O yüzden de artık son ustalar devam ettiriyordu. Çırak yetişmediği için de belki de çok yakın bir zamanda tarihe karışacaktı atadan kalma meslekler. Kaymakam üzüntüyle onları dinledi.
Çarşı esnafının ziyareti bittiğinde öğle ezanları okunuyordu. Hemen makam aracına binerek yakın köyleri ziyarete gitti. Gittikleri yer ilçeye yakın bir köydü. Anadolu halkının sevecenliğiyle karşılandı. Köy kahvehanesinde köyün erkekleriyle tanıştı. Kadınların hazırladığı çörek ve ayranı içti. İçinden “ İşte benim ülkemin insanı, doğuda da olsa aynı, batıda da olsa bu şekilde “ diye geçirdi.
Köylülerin sorunlarını dinledi. Köylülerin çalışkan oldukları köyün genel görüntüsüyle kendini belli ediyordu. Her taraf tertemizdi. Çok önemli bir sorun olduğunu öğrendi. Yan köyle su yüzünden anlaşmazlık çıkmış, sonucunda da kan davası haline gelmişti bu mesele. Karşılıklı çatışmalar sonucu her iki köyden de ölenler olmuştu. İçi sızladı birden bire. Oradan ayrılır ayrılmaz yan köye geçti. Orada da aynı şekilde karşılandı. Sorunlarını dinledi. Anlattıkları aynı konuydu. Akşam olmak üzereydi. Köylülerle vedalaştıktan sonra ilçeye geri döndü.
Kaymakam o günün sıkıntılı anlarıyla gerilmişti. Kafası çok önemli olan bu konuya takılmış kalmıştı. Bir şekilde çözümünü bulmalıydı.
Ertesi gün bu sorunun çözümü için Devlet su işleri il müdürlüğünü aradı. Sorunu anlattı. Kasabanın yakınından geçen akarsunun sulama için kullanılabilmesi için gölet yapılması fikrini anlattı. Devlet su işleri müdüründen de konunun üzerinde durulacağı sözünü alınca rahatladı. En önemli sorun belki de halledilecekti.
Başka bir sorun olan ilçenin ev ihtiyacıydı. O yüzden de ilçeye atanan devlet memurları bu konuda sıkıntı yaşıyorlardı. Bu sorun ilk geldiği günden beri gözünden kaçmıyordu. Bunun için de en kısa sürede harekete geçmeliydi. Başka bir mesele de ilköğretim okulundaki öğretmen açığıydı. Bunun için de hemen İl Milli Eğitim Müdürlüğünü aradı. Oradan da yakın zamanda bir öğretmen atamasının yapılacağı haberini alınca sevindi.
Ara sıra maiyetindeki personeliyle toplantılar yapıyor, onların sorunlarını da kendilerinden dinliyordu. Bu durum personeli tarafından takdirle karşılanıyordu. Onların karşısında onları dinlerken o yeşil gözleri sevgiyle bakıyordu. Yakışıklıydı Hüseyin. Uzun boylu ve zayıf sayılırdı. Kumral saçları stresin etkisiyle yaşı genç olmasına rağmen dökülmeye başlamıştı.
Bu koşturmaca içinde kendine vakit de ayıramıyordu son zamanlarda. Aynada kendine baktığında sıkıntıların yüzüne yansıdığını görüyordu. Artık hayatında bir şeylerin değişmesini istiyordu. Askerliğini yapmıştı. İyi de bir mesleği vardı. Özel hayatında, yanında ve bu sıkıntıları paylaşacak özel bir insanın varlığını istiyordu. Sevmek, sevilmek istiyordu. Ama bugüne kadar yüreğini hoplatacak biri çıkmamıştı karşısına.
Milli Eğitim Müdürlüğünü aradıktan iki gün sonra makam odasından içeri genç bir bayan girdi. Kumral, orta boylu ve ela gözlü biriydi. Kendisinin milli eğitim müdürlüğü tarafından ilçeye öğretmen olarak atandığını söyledi. Kaymakama da yakın bir akrabasının selamını getirmişti. Hüseyin çok sık olmasada haberleşiyordu arkadaşıyla. Buraya atandığını da söylemişti. Nesrin ’ in ataması da bu ilçeye çıkınca selam göndermişti ona. İlk atamasıydı Nesrin ’ in bu ilçe. Üniversite yıllarının ona verdiği eğitimi ve insan sevgisini aktaracaktı minik yüreklere. Küçüklüğünden beri çok arzulamıştı öğretmen olmayı. Hüseyin, Nesrin ’i kapıda görür görmez içinde sıcak duygular hissetmişti. Bir taraftan da seviniyordu. Anlaşabileceği, onu anlayabilecek bir insanla karşılaştığı için.
Epey bir sohbetten sonra, kaymakam Ahmet ’ i çağırdı yanına. Nesrin yeni gelmişti ve ev buluncaya kadar güvenilir bir yerde kalması gerekiyordu. Ahmet ’ e durumu anlattı. Ahmet’ in yakın akrabası vardı. Yaşlı bir kadındı. Yanında can doldaşı olabilirdi Nesrin. Hep beraber Halime teyzeye gittiler. Halime teyze altmış beş yaşlarında, nur yüzlü ve temiz bir insana benziyordu. Onları görünce hemen içeriye davet etti. Hemen kahve yaparak onlara ikram etti. Ahmet durumu anlatır anlatmaz teklifi kabul etti. Bu dünya da tek başına yaşıyordu ve Nesrin ona can yoldaşı olacaktı. Nesrini orada bırakarak işlerine döndüler.
Ertesi gün Nesrin çok erken kalktı. İlk günüydü bugün. Özenle hazırlandı ve dualarla kapıdan çıktı. Okulun kapısına geldiğinde kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Okul müdürünün yanına giderek kendini tanıttı. Okul müdürü ve aynı zamanda öğretmenlik yapan Mustafa bey çok ilgilendi. Uzun zamandır bir başka öğretmen arkadaşıyla fedakarlıklar içinde yürütüyorlardı işlerini. Biraz sohbetten sonra Nesrin ’ i yanına alarak sınıfa götürdü. İçeri girdiklerinde içerideki sesler birden bire kesilivermişti. Bütün öğrencilerin gözlerinde umut ışığı belirmişti. Dersleri boş geçmeyecek, eğitimlerini düzgünce sürdürebileceklerdi. Mustafa bey gittikten sonra Nesrin öğrencileriyle tanıştı. İkinci dersin başlamasıyla son sürat derslere başlamışlardı bile.
Kasaba son günlerde hareketli günlere sahne oluyordu. Kamyonlar, işçiler ve dozerlerin o gürültülü sesleri yankılanıyordu. Hummalı bir çalışma başlamıştı. Göletin yapımı için düğmeye basılmıştı. Belki de kan davası haline gelen sorunların çözümünün ilk safhalarıydı bu çalışmalar.
YORUMLAR
Her bölümde biraz daha gelişiyor.
Resim yapmaya başlayanlar da ilk yaptıklarını atmazlar ve bir dosyada biriktirirler. Daha sonra ara ara eski yaptıklarını gözden geçirirler ve hatalarını görürler..
Şiir yazanlarda da öyledir. (Şair demiyorum. Şair olabilmek kolay değildir. Bakmayın adının önüne şair sıfatı ekleyiverenlere.) Şayet ilk şiir defterlerini yakmadılarsa...
Arkadaşımız da yakında ilk yazdıklarını beğenmez olacak. Çünkü hızla ilerlemekte...
Kutluyorum.
"Gaymakam bey'in" bitmez tükenmez hizmet aşkı bütün hızıyla devam etmekte.
Kalem,gittikçe akıcılığını devam ettirmekte.Konular,bilinen konular ama.bu zaman kadar geride köşede kalmış.Kaymakam,herşeyleri yeniden ele almak suretiyle hizmetlere canlılık kazandırıyor.
Yürekten kutlarım biricik canım kardeşim.
saygılarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.selamlar...