OKULDA ILK GUNLER
1)OKUL CATISI ALTINDA :
A)OKUL MUDURU VE YARDIMCILARI ILE TANISMA:
Öğretim kurumlarından herhangi birisinde göreve yeni başlayacak olan genç bir eğitimcinin okula ilk vardığında önce okul müdürünü ziyaret edip tanışmalıdır.
Tanışma esnasında eğitimci temiz ve düzgün kıyafeti,konuşması,tavır ve davranışları ile okul müdürü üzerinde olumlu etki bırakmalıdır.muhatap burada okul müdürü üzerinde bırakılacak güvene dayalı intiba çok önemlidir.
Yeni öğretmen bu ilk tanışmadaki konuşmalar arasında ,göreve başlama ve yapacağı ilk işlerle ilgili bazı bilgiler almalıdır.Yeni öğretmen daha sonra müdür başyardımcısı ve diğer müdür yardımcıları ile tanışmalıdır.Tanışmalar esnasında gençlikten,tecrübesizlikten çevreyi tanıyamamaktan dolayı bir çekinme duygusu yaşanması tabidir.Ancak bilinmelidir ki müdür ve yardımcıları birer insan ve öğretmendirler.Yegane farklı tarafları ,daha önce göreve başlamaları ve tecrübe kazanmış olmalarıdır.
B)ÖĞRETMENLERLE TANIŞMA VE ONLARLA İLİŞKİLERDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:
Göreve yeni başlamış olan genç bir eğitimci ,ilk fırsatta öğretmenler odasına gidip,meslektaşları ile tanışmalı ve onlarla kaynaşmaya çalışmalıdır.Farklı hayat görüşlerine sahip olsalar bile,eğitimci onlarla mümkün olduğu kadar kısa zamanda kaynaşarak,onlar arasında kendisine iyi bir yer edinmeye çalışmalıdır.Ancak eğitimci herşeye rağmen ihtiyatı da elden bırakmamalıdır.Bazı meslektaşları farklı maksatlarla yaklaşabilir.Maksatlı yaklaşmak isteyenler yeni öğretmeni kendisinin de mensup olduğu bazı hizip,grup,siyasi veya ideolojik grupların içerisine çekme taktikleri uygulayabilirler.Onun için genç eğitimci mümkün olduğu kadar kibar,nazik ama son derecede uyanık ve dikkatli olmak durumundadır.
Göreve başlayacak eğitimcilerin karşılaşabilecekleri bir başka durum ise, tecrübeli başka öğretmenlerce sorular yöneltilmek suretiyle “yoklanmalarıdır” ancak bazen de,kasıtlı kasıtlı ve alaycı bir şekilde veya cevap verilmesi uygun olmayan ,yahut da bilmece gibi,eğitimle yada ilimle ilgisi olmayan sorularda sorulabilir.Dikkatli ve uyanık bir eğitimci,kendisine yöneltilen soruların hangi maksatlarla sorulduğunu fark edebilir,fark etmelidir.İçinde bulunduğu duruma,şartlara, soran öğretmenin yaşına,branşına veya cinsiyetine göre eğitimci tavır takınmalıdır.Bunun tayini ve cevap şekli,eğitimcinin pratik zekasına,hazırcevaplılığına ve içindeki bulunduğu şartlara göre değişebilir.Burada bir şeyi hatırlatmak durumundayız:kendisine ne maksatla sorular yöneltilirse yöneltilsin,bir eğitimci taşıdığı sıfatı hiçbir zaman unutmamalı,kişilik ve karakterini rencide edici veya kendisini küçük düşürücü tavır ve davranışlara iltifat etmemelidir.
Bazı okulların Öğretmenler odasında birtakım dedi_kodular yapılarak,öğretmenler birbirlerini çekiştirebilirler.Gerçek eğitimci orada gönüller kırmak için değil,buna mani olmak ve meslektaşları arasında kaynaşmayı,birlik ve beraberliği sağlamakla görevlidir. “Gönüller yapmak” için var olmalıdır.Eğitimci problem çıkartan değil,problem çözen insan olmalıdır.O,istisnasız herkese güven verebilmeli,herkesin güvenini kazanabilmelidir.
C)SOSYAL,KÜLTÜREL VE EĞİTSEL KOL FAALİYETLERİNDE GÖREV VE SORUMLULUKLAR YÜKLENME:
Büyük ve kalabalık okullara atamsı yapılan bir stajyer eğitimcinin ilk yıl ders ve sosyal ve kültürel faaliyetlerde aktif görevler verilmeyebilir.Sosyal ve kültürel faaliyetlerden birisinde “Rehber Öğretmen” olarak görevde alabilirler.
Hangi tür okulda göreve başlamış olursa olsun bir eğitimcinin “devletin bir elemanı ve bir sosyal görevin yükümlüsü olarak” kendisini,kendisinden önce kurulmuş bir ilişkiler grubu içersinde bulur.Meşru olan her tür aktif göreve talip olmalıdır.Eğitimci öğretim yılının ilk günlerinde yapılacak olan “Öğretmenler kurulu” toplantısında,sosyal faaliyetlerde kendisine görev teklif edilirse,memnuniyetle kabul etmelidir.Ancak eğitimci başta kitaplık kolu olmak üzere,müsamere,kültür ve edebiyat kolu,Yeşilay,Kızılay,gezi gözlem ve rehberlik yapabileceği kollardan herhangi birisine talip olabilmelidir.Öğrenciler ders dışı serbest faaliyetlerde daha eğitilip,hayata hazırlanabilirler.
2)SINIF İÇERİSİNDE
A)öğrencilerle tanışma:
Bütün eğitimciler,öğretmenlerin öğrencilerin üzerinde bırakacakları ilk intibahın ehemmiyetine dikkat çekmektedirler.Gerçekten “ilk tesir,en kuvvetli tesirdir” sözü öğretmenler için büyük önemi haizdir.Öyle ise,bir okulda ilk defa göreve başlayacak olan eğitimci öğrencileri üzerinde kuvvetli olarak etki bırakabilecek şekilde kendisini ve dersini takdim edebilmelidir.
İlk tanışma esnasında nelerin,nasıl söyleneceği eğitimci tarafından önceden düşünülerek,adeta bir ders planı gibi planlanmalı ve ona göre konuşulmamalıdır.Kendisini sınıfa takdim ederken ciddi bir tavır takınmalı,söz ve davranışları ile öğrencileri etkileyici olabilmelidir.Öğrenciler üzerinde ‘yetersiz,başarısız,beceriksiz veya bir şeyden anlamaz ‘ şeklinde bir kanaat de uyandırmamalıdır.Çünkü öğrenciler üzerinde ilk gün bırakılacak intiba ,ders yılı boyunca hatta sonraki yıllarda da devam edecektir.Öğrenciler yeni öğretmenleri hakkındaki ilk intibalarını teneffüslerde derhal diğer sınıfların öğrencilerine,okuldan sonrada ailelerine ve çevrelerine yayacaktır.Eğitimcinin lehinde bir kanaatin oluşması hem okul içersinde hem de okul dışında bir çok meselesinin kolaylaşmasına sebep olacaktır.Olumsuz bir kanaatin yayılması ise,kendisinin birtakım sıkıntılara maruz kalacağına işaret sayılabilir.
B) KILIK_KIYAFET
Genç eğitimcinin ilk günden itibaren dikkat etmeleri gereken önemli hususlardan biriside kılık kıyafetleridir.’Dış görünüş mühim değil,mühim olan öğretmenin iç temizliği ve bilgisidir gibi zihniyetten uzak,sade,temiz,düzenli ve tertipli giyinmeleri kendileri için en uygun kıyafet olacaktır.Kendisi temiz olmayan ,düzensiz,zevksiz giyinen bir eğitimciyi ise öğrenciler sevmeyebilir.Günlerce giyinmekten dolayı yakasından kir taşan gömlekle dolaşan,ilk günkünden başka ütü ve temizlik görmeyen elbise ile aylarca,hatta yıllarca öğrenci karşısına çıkan,ayağındaki ayakkabı çamur ve pislikten belirsiz bir hale gelmiş eğitimcinin bu haliyle İslam’ın temizliğe verdiği önemden bahsetmeye kalkışırsa,kaç öğrenciyi samimiyetine inandırabilir? Kısa ve her zaman sade,zarif ve temiz bir görünümle öğrencilerinin karşısına çıkmalıdır.
C)ZAMAN GEÇİRMEDEN DERSLERE BAŞLANMALIDIR:
Öğretmenler ilk derste kendilerini sınıflarına takdim edip,öğrencileriyle tanıştıktan sonra derse başlamalıdırlar.Öğrenciler tanışma konuşmalarının ve sohbetlerin uzun süre devam etmesini isteyebilirler.Eğer öğretmen ilk tanışmada onların isteklerine boyun eğerse,o günden itibaren sınıfın kontrolünü önemli ölçüde kaçırmış olur.Öğrenciler böyle öğretmenleri kafadar olarak değerlendirirler ve kendilerinden biri gibi görmeye başlarlar.Her fırsatta taviz koparma yollarını araştırırlar.
D)SINIFLARDAKİ OLUMSUZ TAVIRLI VE LİDER DURUMUNDA OLAN ÖĞRENCİLER ETKİSİZ HALE GETİRİLMELİDİRLER:
Sınıflardaki lider durumunda olan öğrencilerin,kabadayı tiplilerin tanınması ve onlara karşı tedbir alınmasıdır.Genç öğretmenler ise onlardan etkilenerek,bir çekinme ve korku duygusu içine girebilirler.
Göreve yeni başlayan eğitimcinin yapacağı şeyler açıktır:Önce o tip öğrencilerin adları ve sınıfları öğrenilmelidir.Önyargılı davranılmamalı ihtiyatlı olunmalıdır.
Daha ilk gün tanışma konuşması yaparken,sınıf listesinden rastgele birisini tercih ediyormuş gibi olumsuz yönlerinden bahsedilen öğrencilerin isimleri okunarak kendilerine görev ve sorumluluklar verilebilir.Mesela sınıf başkanlığı veya ders anlatımında kendisine yardımcı olmalarını istemek.Ona güven duygusu vermek bu öğrenciyi olumlu yönde etkiler.
E)DİKKAT ÇEKMEYE ÇALIŞAN ÖĞRENCİLERE KARŞI UYANIK DAVRANILMALIDIR:
Kendiliklerinden ve dikkat çekmek isteyen tavırlarla kalkıp,öğretmen masasının örtüsünü düzeltmeye çalışmak veya tozunu almak,söz verilmeden konuşmak ve bazı açıklamalarda bulunmaya gayret etmek,tebeşir getirilmesi gerektiğinde yılışarak konuşmak vb…Böyle öğrenciler muhtemelen evden veya okuldan yeterince ilgi ve sevgi görmemiş,çoğunlukla dersleri de zayıf olan öğrencilerdir.
F)SİYASİ,İDEOLOJİK YAHUT DA IRK VE MEZHEPLERLE İLGİLİ SORULAR KARŞISINDA DİKKATLİ OLUNMALIDIR:
Şayet genç bir eğitimci bu sorular karşısında bocalar veya hissi cevaplar verirse,öğrencilerin tepkileriyle karşılaşabilir.Bir tavır takınırsa farklı ırk ve mezheplerdeki öğrencilerden şiddetli çıkışlar alabilir.Okul dışı kavgalara sebep olabilir.
Genç eğitimciler herhangi bir maksatla ve ne tür taktiklerle olursa olsun memleketimizi ve milletimizi huzursuz edecek veya bölüp parçalamaya yönelik faaliyetlere karşılık daima birliğin,beraberliğin,hoşgörü ve diyaloğun korunması için gayret sarfetmek durumundadırlar.
Siyasi tercihler karşısında ise tarafsız kalmalıdırlar.Dersin içine siyaset karıştırılmamalıdır.
G)ÖĞRENCİLERCE,MESLEKTAŞLARI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİ ÖĞRENMEK MAKSADIYLA SORULACAK SORULAR KARŞISINDA DİKKATLİ OLUNMALIDIR:
Öğrenciler “bazıları böyle söylüyor,siz ne dersiniz?” şeklinde soru yöneltebilirler.Bu tip sorular safça ve samimi olarak sorulabileceği gibi,maksatlı da sorulabilir.Maksatları ise “dersi kaynatmak ve aynı zamanda öğretmenlerin birbirleri hakkındaki düşüncelerini öğrenmek olabilir”.Başka bir amaç ise dolaylı yoldan intikam almak olabilir.Genç eğitmen ise böyle şeylerin bir daha tekerrür etmemesi için öğrencileri uygun bir şekilde ikaz eder.
H)ÖĞRENCİLERİN DUYGUSALCA YAKLAŞIMLARINA MEYDAN VERİLMEMELİDİR:
Bilhassa lise sınıflarında karşı cinsten bazı öğrenciler genç bir öğretmene karşı duygusal yaklaşımda bulunmak isteyebilirler.Onlar sınıf içerisinde veya dışarıda “bazı işlerine yardımcı olmak” veya “özel bazı sorular sormak” gibi bahanelerle sık sık öğretmene yakın olma arzusu duyabilirler.Öğrencilerin hangi maksatla kendisine geldiğini aklına getirmeyen öğretmen,onlarla samimi ve iyi niyetli olarak ilgilense bile,okuldaki memur veya hizmetlilerce uzaktan veya yakından takip ve kontrol altında tutulabilirler,kolaylıkla bir takım dedikoduların çıkması muhtemeldir.Sonuçta, zannedildiği gibi olumsuz herhangi bir şey olmadığı anlaşılsa bile o kayığa binmese de bindi derleeer.
Genç öğretmenlerin bu gibi durumlara düşmemeleri için,öğrencilerle ders dışı ilişkilerinde dikkatli olmaları gerekmektedir.Bunun içinde,gruplar halinde görüşmelidirler.
I)ÖĞRENCİLERİN YAPABİLECEKLERİ ŞAKALAR KARŞISINDA ANLAYIŞLI VE HÖŞGÖRÜLÜ OLUNABİLMELİDİR:
Öğrencilerden bazıları yeni gelen öğretmenlerinin şakaya tahammüllerini denemek isteyebilirler.Öğrencilerce sınıfa kedi,köpek,tavşan,goril hatta timsah gibi hayvanların alınıp,dersin ortasında salıverilmesi veya bağırttırılması yahut da oyuncak piton,hamam böceği,kara Fatma… gibi hayvanların öğretmen masasına bırakılması veya sınıf ortasına salıverilmesi gibi yollarla öğretmen denenmek istenebilir.Çoğunlukla yalnızca bir “şaka yapmanın” ötesinde herhangi bir art niyetleri de olmayabilir.
Genç eğitimci şakaları karşısında fazla alınganlık göstermeyen,kızmayan ve yalnızca “bunun bir şaka olarak kabul ettiğini,ancak bir daha yapmamaları gerektiğini” tembihleyen öğretmen,öğrencilerinin yapmak istedikleri şakadan galip çıkmış demektir.Öte yandan böyle bir şakayı disiplin kuruluna ispitliyen öğretmen,öğrenciler ve okul müdürü tarafından da tasvip edilmez.