- 358 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
karalamalar(11)
Bugün,pazar olduğu için geç saatlere kadar yatacaktım.Kendimi öyle şartlandırmıştım.Bir haftalık pazar yorgunluğunu üzerimden atmak istiyordum güya..Ama ne gezer.Sabah eza-
nıyla birlikte uyandım.Hocanın tiz sesi dalga dalga yankı yapıyordu."Alahüekber-Allahü ekber" diye ezan devam ediyordu.Gün, henüz daha ağarmamıştı.Pencerenin perdesini ha
fiften araladım.Tek tük ışık süzülüyordu,camlardan.İçime inceden bir ses düştü.Güçlü ve sevecen bir çağrışımdı.Yakınlaşmam gerektiğini hissettim.Abdest alıp,sabah namazına
durdum.Allahıma kelime hazinem yettiğince kendi ana dilimce yalvardım.İnsanlarımızı,iki
paket makarnaya,v.s.şeylere muhtaç etmemesini ve de sadaka toplumu haline getirme-
mesi için...
Gece yine geç saatlerde yatmıştım.Jack London’ın Yabanıl Doğanın Çağrısı’nı yıllar sonra
tekrar okumuş oldum.İlk gençlik yıllarımda Latin Amerika yazarlarının romanlarının çoğu-
nu okumuştum.Şimdi yine ara ara tekrar okuduğum romanlar oluyordu.Elimin altında üze
rinde çalıştığım bir roman daha vardı.Serdar Rifat’ın Parodi Yaşamlar.494 sayfa.Kalın bir
kitab.Genelde böyle kalın kitabları tercih ediyordum.Roman kurgusu üzerinde uzun za-
mandır çalışmalarım olduğu için meraklıydım bu tip kitapları incelemeye...Bazan kitabı
okuyup bitirdikten sonra kendi kendimi sorgulardım: "-Ben, kitap okumaktan yoruldum ya
kitabın yazarı ne sıkıntılar çekmiştir,ne sıkıntılar...Bir eser ortaya çıkartmak öyle kolay
mıydı."diye."Sabır,yürek,cesaret,feragat,içten gelecek yaratıcılık ruhu "daha çok şey isterdi.
Paradi Yaşamlar’ın Özetini çıkardım.Dosyama,diğerlerinin arasına iliştirdim.Kahraman-
larını : Adem Hayati,Ali Tahsin,Hilmi Tekel,Nihal ve Leyla diye sıralamışım.Özette Adem Ha
yati için şöyle not düşmüşüm:"İstanbul’da gökdelenlerin arasında kalmış iki katlı, bahçeli
eski bir evde annesiyle birlikte yaşantısını sürdürmektedir.Geçimini,çevirmenlikle sağlar.
Adem’in Nihal ve Leyla ile birliktelikleri olur.Sıkıntılı bir gel-gitler içerisinde debelenip dur
maktadır. Anafikirine şunu özetle yazmışım:"İnsan,karşılaştığı olaylar içerisinde fazla is-
yankar olmadan tek-düze yaşam sürdürmeyi de tercih ederse belki mutluluğu yakalayabilir"
Sabah kahvaltısını hazırladım.Aile fertlerini uyandırdım.Saat yedide masanın etrafında
oturmuştuk.Ortanca oğlan,günlük harçlığını koparıp evden ayrıldı.ÖSS.sınavı yanaşıyordu.
Farklı bir heyacan içerisindeydi...Onu, bugünlerde kendi dünyası ile başbaşa bırakmıştık.
Kız,dersinin başına geçti.Öğlenciydi.Bugün de pazar olduğu için,rahattı.Öğleye doğru
birlikte baleye gidecektik.Baleye gideli vücut dilini mükembel kullanmaya başlamıştı.Ken-
dine güveni geliyordu yavaş yavaş...
Bir haftalık ekmek parçaları,balkonda birikmişti.Her zaman yaptığım gibi onları da küflen-
dirmeden" köftelik harç" durumuna getirmeliydim.Bu,her hafta sonu yaptığımız işlemler-
dendi.Hanımla iş taksimi yaptık.O,bulaşıkları ve haftalık biriken çamaşırları yıkayacaktı.
Ben de kızın bale saatine kadar ekmek parçalarını ufalayıp razmol hale getirecektim.
Robotu,raftan indirdim.İçerisine bıçakla parçaladığım ekmek parçalarını koydum.Fişi,prize taktım.Tık yok.Çalışmıyor.Robot,bozulmuştu.Robotu sonra tamir ede-
rim diye tekrar eski yerine koydum.Yaplacak iş,ellerimin gücüne kalmıştı.Makina aradan
sıyrılınca insan gücü devreye giriyordu...
Salonda bez bir yaygıyı yere serdim. Mutfaktan havanı,ilistiri,bıçağı ve tepsiyi getirdim.
Bıçakla ekmek parçalarını daha küçük parçalara ayırdım.Onları da havanda döverek un ha-
line getirmeye çalıştım.Bunları da ilistirden geçirdim.İlistirin altına düşenleri,köfte harcı
olarak kullanacaktık.Bu işlem,yaptığım rütun işlemlerden biriydi.Zevk alıyordum.Aynı
zamanda stres atmamı da sağlıyordu.Bu işleri hiç bir zaman bir başka güne ertelemiyor-
dum.Erteledikçe işin zorlaşacağını ve altından kalkınamaz durum alacağını biliyordum...
Kızımın sesi yükseldi:"-Hadi baba,hazırlan.Yoksa baleye geç kalacağız."
Yarım kalan işimize baleden sonra devam etmek üzere eşimin öpücükleriyle uğurlandık...
(19.04.009 tarihli günlüğümdür)
Ayhan SARIKAYA