YALANCININ MUMU
Bize has yalanlar diye bir başlık görünce sitenin birinde bunu alıp evirip çevirmek istedim üslubumca. Bu yalanların ne kadarı bize uymuş ne kadarı uymamış bakalım bir. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, yatsıdan sonra ne olur bakalım.
“Kalsaydınız bir şeyler yerdik yahu.” Tabi bizde yedik bu lafı salata niyetine. Kalıyorum ve yiyorum işte. O kadar oturduk durduk söylemedin de ayağa kalkınca mı aklına geldi. İnadına işte, kalıyorum haberin olsun. Tabi ters köşeye yatırmak buna denir işte. Gazanız mübarek olsun yalancılar meydanındayız, bunlar tatlı yalan ama! Hepimizin hoş göreceği türden, ufacıktan. Bazıları dellenecek beklide yalanın ufağı büyüğü olur mu diye. Ufak atanlar kuşları besliyor onun da sevabı var.
“Valla sarıda geçtim memur bey!” Nedense herkes her zaman herhangi bir trafik polisine yakalandığında hep sarıda geçmiştir. Ve hep eğilip bükülmeler, yalanlar bizleri bu hale düşürüyor. “Valla doğrudur memur bey kırmızıda geçtim.” desek üsttekinden daha makbul değil midir? Sarıda geçmek de suç değil mi? Yalvarmak da suç değil mi? Geçmişsen geçmişsin; hem hızı seven cezasına katlanır değil mi?
“Şu anda 70 milyon bizi izliyor.” Koyun sayar gibi tek tek ne zaman saydınız bütün milleti? Nasıl saydınız ha? Belki 70 milyon artı bir kişi var memlekette. Yani 70 milyon değiliz. Ya da 69.999 kişiyiz. Bu kadar yalan da olmaz hani. Başka iş güç yok 70 milyon oturmuş aynı anda aynı ekrana bakıyor(!) Mübalağanın başka türlüsü bu. Klasikleşmiş bir televizyoncu yalanı.
“Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.” Yalan, külliyen yalan. Herkes kendi dalgasında, herkes kendi travmasında. Kimse kimsenin umurunda dahi değil. Her şey ve herkes birisinin kıta sahanlığında… Yanıbaşımızda birine bir şey olsa emin olun kimse dönüp bakmaz bile. Kim kime dum duma, en sevdiğim yazar Aleksander Duma(s)…
“Kadınlar en çok kel erkekleri sever.” Bu da kellerin kendilerini kandırmak için ortaya koydukları pembe mi pembe yalan. Kellik para etmez, başa beladır hakeza! ‘Kel yanıma gel!’ diye espri yaptığınızda kaç tane kel seviniyor bu nidaya? Kadınlar kel erkekleri sevmez, sevse de kelliğinden dolayı sevmez. İnanmazsanız anket yapıp uygulayın. Bilmem kaç tane kele ve kaç tane hatuna sorun.
“Dünya ahret bacımsın.” Bu sözün kendisi dahi çok tehlikeli gibi duruyor. Mesela uzayda yakalasam gibi gelmiyor mu? Ya da başka yerde yakalasam gibi bir hava katmıyor mu? Bu ifadeyi sarf eden kabzımaldan korkmak lazım gelir bir kere. “Dünya ahret bacımsın.” ama… İşte o ama yok mu çok sakat anlamalara yol açar. Bu yalan daha çok Türk filmi repliği gibi duruyor. Düşünsenize Coşkun adında bir centilmen (!) bu ifadeyi söylüyor. Ne kadar da inandırıcı ne kadar mutlu edici?
“Bütün kadınlar güzeldir.”Hayır bütün kadınlar güzel değildir. Bu sözde çirkinlerin kendilerini kayırmak ve onore etmek için ortaya koymuş oldukları beyaz bir yalandır. Ve ne yazık ki çirkin kadın da vardır. Bunu ifade etmek esasen o çirkin kadına hakaret değil mertçe yüzüne karşı söylemektir. Bu yalanda ne yazık ki en fazla prim yapan beyaz yalanlardan birisidir. Bütün kadınlar güzelmiş, hâlla hâlla. Ya bütün erkekler yakışıklıdır o zaman. Siz de inanmadınız buna değil mi? Şu karşı daldaki kargalar mı gülecek buna, gülsün.
“Ağlamıyorum yahu gözüme toz kaçtı.”Ortalıkta ne rüzgâr ne de toz. Bu neyin gözyaşları. Erkekler ağlamaz ayağına yatıyorsan yanlış yapıyorsun. Erkekler evlendikleri ilk günden mezara kadar ağlarlar ama siz onların ağladığını göremezsiniz. Ya da kadınlar ağlar diyorsan o da yalan. Çünkü erkekleri ağlatanlar onlar. Sonra oturup erkeklerle beraber ağlayanlar da onlar. Gel de çık işin içinden görelim.
“İşim bitsin ben seni ararım.” Bu en meşhur yalanlarımızdandır. İş bir türlü bitmez araması gereken bir türlü aramaz. Tükenmez kalem gibi bitmez işler var. Ne yaparsanız yapın, sizi aramak istemeyen asla aramaz. Bu iş olayı joker olarak dile pelesenk olmuş bir kurtarıcı sözcüktür.
“Ağzıma içki sigara sürmem.”Ama ağzın leş gibi içki kokuyor. Sigara ta tenine değin sinmiş. Yalana borcun mu var? Sigara içmezmiş de içki tüketmezmiş de; çevir kazı yanmasın aman! Bunları söylerken dahi sarhoşsun sen. Çünkü ayık bir kafanın sarf edeceği lafızlar değil bunlar. Ve senin ağzında pek mahmur durdu. Ya bu duman nereden çıkıyor, bu leş gibi alkol kokusu kimden geliyor?
“Bana yan bakan daha anasının karnında doğmadı.” Niye yan bakalım ki! Düz bakmaya kıran mı girmiş? Yengeç miyiz ki yan yan bakalım. Sahte kabadayılıkların ve yeni yetmelerin, bitirimlerin kitaplarındaki ilk cümle.
“Kilolarımla barışığım, ben böyle mutluyum.” diyen biri kilosu kadar yalan atmıştır. Kilo bedene yük, teraziye yük. Kiloyu taşıyan ayaklar ne bedbaht? Ya hangi insan istemez ki atletik bir bedene sahip olmayı ve onu güzel bir şekilde beslemeyi? Ne kantar tartar, ne başka bir şey tartar?
“Formu doldurun biz sizi ararız.” Siz aradıktan sonra formu doldursak daha güzel olmaz mı? Bu da artık müzmin bir iş başvurusu yalanı. Formu doldurun! Evet, çok formdayım ve formumu doldurdum. Artık arasanız diyorum kendi kendime. Lafta kalmasa bazı şeyler!
“O elinizdeki tek kaldı başka yok.” Klasik esnaf yalanı bu. Ne tesadüf; her zaman her yerde hep tek kalan şeyleri soran ne bedbaht bir insanım yahu! Bula bula tek kalanı buluyoruz. Ne iş anlayamadım gitti? Bu ne yalan bir dünya yahu! Alanı da yalan, satanı da yalan.
“Evi boşaltın! Almanya’dan oğlum geliyor.”gelsin hele, bir görelim, iki lafın belini kıralım. Ondan sonra bakarız çaresine. Belki gelir ama evi beğenmez. Biraz daha kalsak hani düzenimiz de kurulmuş? Bak oğlunuz gelsin söz, hemen aynı gün boşaltırım. Bu da meşhur ev sahibi kiracı yalan efsanelerinden. Ne oğul gelir ne ev boşaltılır. Ve bize de bu sözü böyle değerlendirmek kalır.
“Hediye olmasa inan verirdim.” İnan yine onu vermezdin. Çünkü bu yalanı bizde söylüyoruz. Hatırası var, hediyedir, falan filan… Hediyelerde hep bizi bulur, herkes de bunu can simidi gibi kılıfına uydurur.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, ondan sonrası apse yapar!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.