- 1650 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİYAV SESLERİ...
Sitenin içerisindeki kediler,cinsel dürtü içerisinde kıvranıp duruyorlar.Mart ayı geldi ya.Kedilerin ayı."Mart ayı,kapıdanbaktırı,kazma kürek yaktırır"mış,sözlerine duyarsızım.
(Sosyal içeriği tartışma kaldırır.O.başka.)Şu sıralar çam ağaçlarına tırmanan,birbirlerini kovalayan kediler,belleğimin derinliklerindeki gizemli havayı çağrıştırıyorlar...Durduğum C-9 blokun kedileri,bahçemizden ayrılmıyorlar.Sitenin diğer kısımlarına gitmiyorlar.Sanki kurtarılmış(!) bölge ilan etmişler.Sayıları oldukça kalabalık.Her renkten karışmışlar.Bizler gibi değiller.Siyah,boz,sarı,gri,alacalı.Ne ararsan hepsi var.Dışkapıdan çıkıp-girerken ayaklarımıza dolanıyorlar.Ellerimizdeki poşetleri gördüklerinde çıkardıkları miyav sesleri,
insanın içinden parçalar koparıyor.Karşı komşunun ikinci katının penceresi ,sürekli olarak kedilerin gözetimleri altında.Hepsi de aynı geniş açıyla kafalarını kaldırmışlar,yukardan
birşeyler bekliyorlar...(Zamanla yiyecek atılıyor.)O pencereden dışardaki manzaraya bakan hemcinslerinden"Van kedisinin" ironi bir yaklaşımla,onları süzdüğünü görür arada bir sesi kulaklarıma gelmese de ağzını açışından miyavladığını anlardım.Dışardakileri
"sokak kedileri" diye küçümser,içerdeki sahibesinin kucağında tüyleri okşananı ise sözde:"
kraliçem,minnoşum" diye severiz.Sokak kedilerinin arada bir önlerine atılan kemik kırıntı-
larını yakalamak için birbirlerini ısırdıkları olurdu.Anaç kedilerin acımasız pençeleri,zayıfları püskürtürdü...Her zaman güçlünün kazandığı oyun oynanıyordu,kedi -
ler arasında...Sık olmasa da bazan kırık bir tabakla ,bahçedeki güllerin arasına yiyecek götürüyorum.Bacaklarıma dolanıyorlar.Küçükleri korumak adına anaçları "piişşşttt" diye elimle uzaklaştırmaya çalışıyorum.Ortada aş olunca umursamıyorlar.Kaşarlanmışlar."Kendilerine özgü hırlıyorlar yüzüme.Kızıyorlar,belli ki...Şimdilerde birbirlerinin üzerlerinden inmiyorlar.Üstekiler,alttakilerin boyunlarından ısırmışlar,bırakmıyorlar.Cinsel dürtüleri hat safhada.Alttakiler,üsttekilerin ileri-geri devinimlerine umursamadan haraketsiz kösnül bakışlarla etrafı süzüyorlar.Bir ara nostaljiye dalıyorum.Niksar’daki iki gözlü barakamızın çatı altındaki koşuşmalarını anımsıyorum.Kontaplak çakılı odanın tavanları yıkılacak gibi oluyor,odanın içerisi toz duman içinde kalıyordu.Uyu uyuyabilirsen ondan sonra.Ben yine de taşranın o nostaljisi ile Mart ayının geldiğini anımsamak istiyorum...Ah sokak kedileri sizleri çok seviyorum...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.