- 489 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SERGİ SALONU.
Kâinatın hilkati,
İnsanın yaratılış hakikati,
Ahiretin varlığının gereği ve önemini anlayabilmek için;
Sadece hayat, ölüm ve insanın içindeki ölümsüzlük arzuları dikkate alındığı takdirde;
İnsanın içindeki sonsuz ve kaliteli yaşam arzuları,
Hâkimiyet ve sahiplenme duyguları,
Dünyanın tüm güzellikleri,
Harika, taklidi kabil olmayan sanatları,
Tadına doyulmayan lezzetleri;
Sadece kısa ve sınırlı bir zaman dilimi içinde gönül eğlendirmek,
His ve duygularımızın tatmini için yaratılmış basit, manasız, devamsız bir gezinti yeri olmadığını;
Bazı zamanlar lezzet verse bile, nimetin, ya noksanlığından kaynaklanan şikâyet,
Veya fazlalığından gelen ülfet,
Ölüm, hastalık veya bilemediğimiz, istifademizi engelleyecek her hangi bir sebepten kaynaklanan mahrumiyet,
O nimetten aldığımız veya umduğumuz lezzet ve mutluluk ile mukayese edilmeyecek kadar büyük bir acı kaynağı oluşturduğunu biraz dikkat ettiğimizde hepimiz rahatlıkla görebiliriz.
Bu nihayetsiz,
Tadına doyulmayan ve faydaları sayılmakla bitirilemeyen nimetler;
Kısa bir ömürde tattırılıp, ölüm tehdidinin, ayrılık hasretinden kaynaklanan ebedi elem ile tahrip edilerek dünyayı zindana, hayatı azaba çevirmek için değil.
İnsanın yaratılmış olduğu, cennet hayat standardına yükselebilmesi ve ebedi saadete talip olmasını teşvik eden, fani nimetler içine konulmuş ebedi saadet saraylarının talip olunacak, davet edici numuneleridir.
Sadece istifade anında lezzet ve mutluluk verip;
Sonradan hasret elemi çektiren bu nimetler asıl nimetler değil de,
Vaad edilen nimetlerin ve saadet saraylarının numuneleridir.
EVET, SEVGİLİ DOSTLAR!
DİKKAT EDELİM.
EMANET BİR CANLA, KISA BİR ÖMÜRLE,
EBEDİ HAYATTA VERİLECEĞİ VADEDİLEN CENNET NİMETLERİNİN NUMUNELERİNİN TEŞHİR EDİLDİĞİ, ADINA DÜNYA DENİLEN BİR FUARIN SERGİ SALONUNDA OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM.
Numuneleri gerçek zan etme gaflet ve cehaletine düşmeyelim.
Numunelerin veriliş sebeplerini ve hakikilerinin ücretlerini iyi araştıralım.
Fani dünyayı ebedi saadetin teşhir salonu niteliğinde zinetlendirerek istifademize sunan zatın emir ve yasaklarını dikkate alıp vadettiği nimetleri kazanma noktasında gerekli dikkat ve hassasiyeti gösterelim.
Bu dikkat ve hassasiyeti göstere bilmek için;
Bizleri yaratıp, dünya misafir hanesinde ağırlayıp, cennetine davet eden Zat-ı Zülcelalin kazanma ve kaybetme kurallarını belirttiği fermanına,
Bu fermanı bizlere tebliğ ve kuralları bizzat yaşayarak talim ve tatbik eden elçisine,
Arkasından kıyamete kadar onun yoluna davet eden dava vekillerine kulak vermek ve arkalarından gitmek gerekmektedir.
O ferman Allah’ın kitabı Kur-anı muciz-ul beyan,
O elçi Hz. Muhammed Mustafa (Sav.)
O dava vekilleri de kıyamete kadar insanlığa önderlik edecek olan fazıl ve kâmil mürşitlerdir.
Kuranımızı okuyup anlamaya, yaşayıp yaşatmaya,
Yüksek ahlak, adalet ve muhabbet timsali peygamberimizi sevmeye, takip ve taklit etmeye,
Allah ve resulü ile aramızda bağları güçlendirme adına hayatını ilme adamış her hali ile takdire şayan din büyüklerimizi yüklendikleri ağır vazifeden dolayı sevmeye ve davalarının güçlenmesine yardımcı olmaya,
Allah’ın kitabında bir çok ayetler olmakla beraber özellikle 9/111 ayet ile bu büyük ticarete davet edildiğimiz çok net bir şekilde görmekteyiz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Bizleri rızasından ayırmasın.
Günah ve kusuratımızı af ve mağfiret edip, muhabbetine mazhar kulları ile haşr-u neş-r eylesin.
Allaha emanet olunuz.
Sevgili kardeşlerim.