MİRASYEDİYİZ BİZ
Çocukluğumuzda elimiz ,ayağımız kanasa hemen bir avuç toprağı üstüne basar şifa arardık.Toprak bizim için temizlerdi,iyileştirirdi ve doğururdu bıkıp usanmadan.Bir verip bin alınırdı toprak anadan Yediğimiz domatesler,çilekler ve her türlü sebzenin-meyvenin tadını gerçekten alırdık ... toprak kokardı mis gibi..
Şimdilerde pazara da gitsen köydeki tarladan da koparsan, yesen aynı tadı bulmak mümkün değil.Peki ne oldu da biz organik tarım- organik ürün arar olduk bu günlerde. Kanser arttığı için mi yada sakat çocuklar doğduğu için mi? Hayır bence biz aynı zamanda geçmişin güzelliğini temizliğini,saflığını,kokusunu özler olduk ...
Biraz araştırma yaptım bu konu üzerine ve dehşet sonuçlarla karşılaştım.Televizyonlarda,gazetelerde basbas bağıran prof’ların ne demek istediğini anlamaya başladım sanırım.Teknik olarak bu hormonlu ürünleri araştırdığımda karşıma çıkan şey tohumların genleriyle oynanıp daha çok ürün verilmesini sağlayan bir sistemin varlığını öğrenmem oldu. Tohumların genleriyle oynamak ne demek peki:doğal tohumlar alınıp labratuvarlarda genleri kırılarak suni döllenme yoluyla üretimleri artılıyor, bunun için de bir sürü kimyasal madde kullanılıyor, siz bu tohumları çiftçiye veriyorsunuz ve elindeki doğal tohumları alıyorsunuz. Çiftçi bu suni tohumlarla küçücük tarlasından eskiye göre 2-3 kat fazla ürün alıyor. Gerisi önemli olmuyor sonra.... Çünkü ne kadar çok ürün o kadar çok çanak antenli,plazmalı ev demek oluyor. Şimdilerde yeni yeni anlıyoruz ki hormonlu yiyecekler insanı yavaş yavaş öldürüyor .Ama zengin bir ölüm bizimkisi...
Özellikle israil ,Japonya ve ABD ,bu konuda doğal tohum karşılığında nerdeyse ağırlığınca altın veriyormuş...korumak adına tohumları...suni tohumlarıda tarım politikası adına bizim gibi devletlere dayatıyormuş.Benim üzüldüğüm sadece tohumların yok edilmesi değil toprağın kirlenmesi.Ne alakası var diyeceksiniz...bu genleri oynanmış tohumları toprağa diktiğinizde toprağa ,o tohumlardan kimyasallar karışıyor ve onun da doğallığı bozuluyor.. Bu ne demektir bilir misiniz.çocuklarımız artık bizim yediğimiz o domates kokan domatesleri hiç yiyemeyecekler.... çilek reçelinin kokusunu bahçeden duyamayacalar...toprak böyle kirletilirse ve bir tarım kültürü böyle üçe beşe satılırsa tabi...
Kültür yozlaşması dediğimiz şey aslında bunlar yoksa dinlediğimiz müzik,yediğimiz yiyecekler değil hatta bunlar fasafiso bunun yanında... biz geleceğimizi yiyoruz... Bence mirasyedileriz.Hem de en zorbasından...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.