NEDEN, BU ÇELİŞKİLER !? (Makalelerim)

• 28 Şubat 2009 Cumartesi 17:56:25

29. 08. 2007
D E N G E Suat TUTAK


“ ACI VE SEVİNÇ SARMAŞDOLAŞ. NEDENİNİ DÜŞÜNELİM…”

Yaşamın kuralıdır bu sevgili okuyucularım. Acı da, mutluluk da yaşamın bir parçası… Nereye gitsek, nerede yaşasak onlarla birlikte oluruz. Onlardan ayrı yaşayamayız.. Yapışık ikizlerdir onlar, yaşamımızda.
Ömrümüz boyunca davranışlarımızın sonucunda; mutlaka, onlardan biri gelir karşımıza. Ya acı duyarız, yada sevinir, mutlu oluruz. Kural böyledir…
Önceki gün; Söke Ekspres Gazetenizin 29.08.2007 günlü sayısının 3. sayfasındaki “Cevdet Üzüm’ün kaleminden “ ( ÇELİŞKİ ) başlıklı makalesini okuyunca, anlam bakımından hem düşündürücü, hem manidar, hem de ibret alınacak bir etki yaptı üzerimde. İsabetli konulara değinmiş, kendini kutlarım.. Şunu hatırlatarak sözlerime devam etmek istiyorum. “ İCRAATI YAPMANIN ZOR OLDUĞUNU, UYGULAMAYI YAPAN İKTİDAR ÜYELERİNİN, HER AN BIÇAK SIRTINDA OLDUĞUNU.. ÖTE YANDAN İSE; ÇALIŞANI ELEŞTİRMENİN ÇOK KOLAY OLDUĞUNU, AYNI ZAMANDA, O KADAR DA ZEVK VERİCİ OLDUĞUNU “ biliyorsunuz sanırım.
O nedenle, bazı acımasız , kötü niyetli kişilerin yaptığı gibi de ( Hariçten gazel okumamak ) gerekir. Her görülen hizmeti, çalışmayı, uygulamayı, icraatı ( Adil olarak ), dengeli bir şekilde değerlendirmek gerekir.. Bunun doğru yolu budur. Ancak; “ Görünün köy, kılavuz istemez “ kabilinden, yapılanlar ortada olunca da, insanların ağzı kese değil ki, büzesiniz… Susturasınız. Fikir hürriyeti var, değil mi efendim ( ! ? ) Fakat birileri kalkar da; 27 Ağustos 2007 tarih Pazartesi günlü Söke Ekspres Gazetesi’ne; ( 70 bin nüfuslu ilçede tüm ev ve işyerlerinde çeşmelerden şehir şebekesi suyu sorunsuz olarak akması, susuzluğun yaşandığı ülkemizde, Sökelilerin adeta teselli kaynağı oldu ) diye, beyanat verirse, ne olur ? Sormazlar mı adama; yaz mevsimi nedeniyle zaten Söke’nin üçte ikisi (3/2 ) ü civardaki sahil kentlerine gidip geliyorlar ve çoğunlukla da kalıyorlar. Orada yaşıyorlar da denilebilir..
O zaman Söke’nin nüfusu 20 -30 bin bile kalmıyor, demektir.Bu durumda; elbet senin kentinde su sorun olmayacaktır.Öyle değil mi? Amma; siz bir sahil kenti, örneğin bir Kuşadası Belediyesi olsaydınız, kış mevsiminde 30 - 40 bine düşen nüfusunuz, yaz mevsimi nedeniyle 400 – 500 bin nüfusa çıksaydı.. O zaman öyle bir beyanat ta haklı sayılabilirdiniz. .. O nedenle beyanatınıza, çelişki gözüyle bakılıyor.
Bir başka dikkati çeken çelişki, eleştirisi de, birkaç aydır susuzluktan kavrulan kentin çiftçileri ve sıcaktan kavrulan pamuk ürünlerinin acısını görüp, bilirken, hatta onların sıkıntılarını destekleyip, tepki mitinglerinde, onlarla birlikte gömleğini çıkarıp, basının önünde boy boy çıplaklık gösterisi yaparken, bunun tamamen karşıtı olan Belediyemizin 4.Pamuk Festivalini düzenlemek nasıl bir anlayıştır?
Bu yıl için festivali iptal etmeniz, daha uygun olmaz mıydı? Anlamak mümkün değil ? Hepsi bu kadar da değil sevgili okuyucularım. Çelişki örneklerini daha da çoğaltabiliriz.
6 Eylül Söke’nin Kurtuluş Haftası etkinlikleri içinde; Söke’de yaşayan birçok yerel sanatçı varken, şair, yazar yaşarken, yörenin musiki ve bağlama sanatçıları, halk şairlerimiz varken ve de burnumuzun dibindeki beldelerde yaşarlarken, gidip Söke dışından yabancı kentlerde yaşayan, isim yapmış diye, meşhur olmuş, tanınmış diye başka sanatçıları etkinliklere çağırmak, onlara büyük rakamlarda paralar, ( Bir çuval para ) ödeyerek getirmek, Söke’deki onca sivil toplum örgütlerini yok sayıp, bu 6 Eylül etkinliklerinin programları hazırlanırken, önceden onlarla ( Sökeli sanatçılarla ) konuşarak birlikte bu etkinlikleri düzenlemeyi düşünme-mek, ne derece adildir, ne kadar doğrudur. Hakkaniyetli olmaktır? Bunları da sorarlar insana. Böylesi bir tutum izleyip, yapılan uygulamada Söke’nin ilgili tüm sanatçılarını ve ilgili sivil toplum kuruluşlarını yok saymak, doğru mudur? Bu da bir çelişki değil midir?
Geçen yılki 6 Eylül Kurtuluş Etkinlikleri için, sonradan öğrendiğimize göre, 60 milyarlık bir tahsisat ayrıldığını duyduk. Bunu yüz yüze sayın başkanımız Necdet Özekmekçi’ye sormak istiyordum. Ama ne mümkün..!? Başkan o denli meşgul ki, sekreteri dernek adına bile randevu alamıyor. Bizleri hep başından savıyor. Baktık ki ulaşamıyoruz, biz de vazgeçtik... Başka özel sorunlarımızı da paylaşmak istiyorduk olmadı, onlar da kaldı. Bu yıl ki, 6 Eylül etkinliklerine ne kadar tahsisat ayrıldı yine bilmiyoruz. Yine dışarıdan isim yapmış sanatçılar çağırıldı. Bizler Sökeli olarak yine etkinlik programında yer almıyor, alamıyoruz. Olsun varsın, canları sağ olsun.. Gönülleri bir olsun. Söke’mize her yapılan etkinlik, katkı, güzellik helal olsun ve daha ziyadesi yapılsın.
Ancak; Söke’de yaşayan sanatçılar, edebiyatçıların ve bu yoldaki emekçilerin de düşünülmesi, zaman zaman onure edilmesi gerekmez mi? En uygunu bu değil mi? Yoksa, ben mi yanılıyorum. Bir başka çelişkiler zinciri de; Yenikent’ de yeni düzenlenen masal kahramanlarının heykelleri için geçtiğimiz aylarda 3 – 4 milyar harcama yapıldığı duyumunu aldık. Bu haber bir zaman evvel yerel gazetelerde de yayınlandı. Yalnız ilçemizin Yenikent mahallesinde oturan çocuklara bu hizmetin götürülmesi, diğer mahalle çocuklarının dikkate alınmaması, yedi mahallenin yalnızca bir veya bir kaçında öyle bir eğlence parkı yapılması, öte yandan bu kentte iyi yada kötü, az yada çok, kendi zor ve kısıtlı imkanlarıyla hizmet vermeye çalışan, bunca dar gelirli, varlık ve yokluk arasında bocalayan dernekler, sivil toplum örgütleri varken, belediyenin tüm bu kuruluşları kendi kaderine terk etmesi, ( bize göre ) yok sayması, bir çelişki değil midir?
Her birine yapılan birer haksızlık olmasına rağmen, Söke için bir kayıp, bir ayıp ve de bir eksiklik değil midir? İşte bizleri tek tek derinden yaralayan, böylesi davranışlar, vurdumduymazlıklar (bize ) layık görülen bu haksızlıklardır.
Evet sevgili okuyucularım, bu çelişkilerin değerlendirilmesini sizlere bırakıyorum. Ben, bir şey demiyorum… Çünkü; konuşunca, sözlerim acı geliyor. Yanlış anlaşılıyor… Onun için siz, topluca bir kanıya varın… Adilce değerlendirin.