- 1992 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
“FAROZ” Trabzon’dan bir renk.
“FAROZ” Trabzon’dan bir renk.
Mahalle, kent coğrafyasında, insanların sosyal ilişkilerini geliştirdiği, adı ile birlikte, kendi özgün kültürünü var ettiği kurumsal alan…
Mahalleler: içinde yaşayanları ile hayat bulur kimlik bulur.
Bazı insanlar, mahallelerine damgalarını vurmuştur, o mahalle onunla anılır.
Bazı mahalleler de içinde yaşayan insanına şekil vermiştir.
Sahi! Herkesin bir mahallesi yok mudur, anılarında büyük yer tutan.
Kentleri meydana getiren “mahalle dediğimiz” bu küçük alanlarda, eskiden aile gibi değil miydik?
Sorunlarda ortak, acılarda ortak, mutlulukta ortak heyecanda ortak…
Ve bu ortak yaşamdan doğan kültür, gelenek ve görenekler…
Evimizin bulunduğu mahallenin bir adı olsa da, en kısa olarak herkes kendi mahallesinden bahsederken kısaca “bizim mahalle” demez miydi?
Hangimizin mahalle anıları, o anılarda bir mahalle arkadaşı, “mahalle/nin bakkalı, mahalle/nin delisi, mahalle/nin ebesi, mahalle/nin imamı, mahalle/nin delikanlısı, efesi” yoktur ki.
Ortak çıkarlar ve sorunlar için, görüş alışverişinde bulunulması , ortak eylem projeleri geliştirilmesi ve özel günlerde kapıların çalınması; mahallede oturanlar arasındaki toplumsal bağlılığı ve dayanışmayı pekiştirir/di…
Bazı mahallelerin ortak sorunlarını dile getirme ve eylem biçimindeki farklılıkları ve hatta farklı eğlence ve yaşam biçimi, o mahallelilerin kendi yarattığı kültürleri meydana getirir, bu farklılık, o mahallenin karakteristik özelliğini ortaya çıkarır…
Bizde bu özeliklerine göre, mahallelere; ”kavgacı, sessiz, delikanlı, bulaşık, dedikoducu gibi” isimler verirdik.
Mahalleler tarif edilirken, fiziksel olarak isimlendirilseler de öne çıkan yanları kültürleri ve insan ilişkileridir. Bu yüzden zamanla, bu öne çıkan yanları ile anılır olmaları kaçınılmaz/dır.
Giderek kendi etkinliğini yitiren rasgele binaların dizildiği örgütlenme birimi haline gelen mahalleler, artık kentin kültürüne bir şey katamaz olup, kendi içlerinde kendilerine, kentlerine yabancı kaldılar.
MAHALLELERE YENİDEN KİMLİK KAZANDIRILMALI.
Kentlerin hafızası olan mahallelerde “insanlara” kendi kültürlerini yaşatacakları, mekânlar ve alanlar oluşturmalı.
Mahalleler;
Kentine yabancı, kendi içindeki insanına yabancı olmaktan çıkarılmalı.
Tarih, turizm, spor, sanat içinde var oluşlarına göre, bir kimlik kazandırılıp, bu kimliğine destek olacak projeler hazırlanmalı.
Bir kentte birlikte yaşamanın bir anlamı da, o kentteki yaşamı, soluduğumuz havayı, edinilen kültürü birlikte paylaşmaktır, yaşamaktır.
Bilinir ki, kentler ürettikleri kültürleri ile yaşar. Bu kimlikleri ile diğer kentlerden farklı konuma girerler. Bu kültürün kentteki öğeleri, korunmalı yaşatılmalı, geleceğe miras olarak aktarılmalı..
Bu kimliği kaybetmemenin de en güzel yolu, o kimliği sürekli diri tutmak, yerelden Ulusala hatta evrenselliğe taşımaktır..
Geçmişi olmayan bir kent, hafızasını yitirmiş bir insana benzer. Kentlerin en önemli kültürel beslenme kanalları ise mahaller…
Bu mahallelerdeki tarih,yaşanmışlıklar, yapılar, ağaçlar, evler, özel oyun alanları sosyal ilişkiler(kültür) ise, kişinin kendi tarihinde en önemli hafıza kayıtları olarak yer tutar..
Bunları silmek yok etmek, kişinin kendini tanımaması kaybetmesi, silmesi demektir.
Hele hele kentleri oluşturan mahalle, semt ve meydanların bazılarının taşıdıkları isimlerin o kentin kültür tarihi içersinde çok önemli yeri varsa… Bu isimleri değiştirdiğinizde ya da zamanla bu isimlerin içeriği unutulduğunda, kent tarihi de unutulmuş olur.
FAROZ, “Trabzon” hafızasında, kendini sürekli diri tutan bir isim ve mahalle.
Öyle gözüküyor ki, bu gidişle “‘KOL BASTI’, ‘FAROZ KESMESİ’”oyunu ile sadece ulusal alanda değil, evrensel alanda bile kentinin rengini göstererek büyük bir sevda yaratacak.
Trabzon’u seven, Trabzon’a bağlı, bu kente karşı sorumluluk duyan, Trabzon’un tarihi, mimari, kültür, sanat ve edebiyat değerlerini, folklorik ürünlerini bilen, onları koruyan, kentli olmaktan onur ve gurur duyan kuşaklar, bu duygularınızı yeni kuşaklara devretmeniz yeni kuşakta var etmeniz için hafızalarınızdaki anılarınızı, renkleri paylaşın, yok olmasına asla fırsat vermeyin.
Eminim Trabzon’da ve birçok kentimizde kaybolmaya yüz tutmuş birçok “renk, mahalle, anılar, kültürler,” ilgi ve alan bekliyor.
Hadi gençler, “hala genç kalan orta ve ileri yaşlılar,” bu renkleri ortaya çıkarın.
Faroz’la birlikte dirilen Trabzon ruhunu diğer tüm mahallelerde görmek için, “alanlar ve mekânlar” talebimi belediye başkan adaylarına duyurmak istiyorum.
Bugün siyaset yapmayacağım ama gençlerin kentimize verecekleri renk ve ruh için onların sorunlarına çare üretmek gerektiğini dile getiren, hal-i hazırda projelerinde, gençlerden samimi olarak bahseden, tek parti göründüğünü de söylemeden geçemeyeceğim.
Resimlerde şiirlerde anılarda… Aslında konuşulan ,”Faroz kesmesi” ile yansıtılan Trabzon gençliğidir, “delikanlı, renkli, çalışkan, sözünde er, yüreğinde er.”
Faroz’da var edilen rengin, kültürün, tüm Türkiye’ye kazandırılması “özellikle yanlış tanıtılan kentimizin,” güzel yüzünün bir oyunla sergilenmesi, azımsanmayacak kadar önemli.
Bu başarıda, bu zamana kadar emeği geçen herkes, büyük bir teşekkürü hak ediyor.
YORUMLAR
Bir masa kurulu kapının çıkışında sol yanda.... çevresinde sohbet ediyor, çayımızı yudumluyoruz; kaç önemli kişi... kimse, bizleri tanıştırmadan...
Daha dün: 07.3.2009 Cumartesi, saat:16.00'da. Makâlelerin tartışıldığı masada.
Türksesi'nden sonra Sitemizde de yazılarınızı ve şiirlerinizi tâkip edeceğim... biline.
Saygılarımla Selâm derim.
KANDİLİNİZ MÜBÂREK OLSUN...
Kadir Yeter. 08.3.2009 TRABZON.
........................
FAROZ LİMANI’NA
Son kez geçtim dolmadan, o ölü köhne yoldan,
Araç lâstikli ağaç, yaprakları solmadan,
Yaprağından bir bûse! usulca koparırken,
Fotoğrafınla yaşa, dalların kül olmadan...
İlgi duyarsanız devâmı;
.edebiyatdefteri.com/siir/87513/faroz-limani-na