- 1762 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MERHUM, PROF. DR. AKGÜN AYDENİZ’İ YADEDİYORUM… (Araştırma-İnceleme-Tahlil)
ANILARDAN BİR YAPRAK
O; ÜLKESİNİ, HALKINI SEVEN BİR AKADEMİSYENDİ…
O; İYİ BİR ÖĞRETMENDİ, İYİ BİR EĞİTİMCİYDİ…
O; HER ŞEYDEN ÖNCE, ADAM GİBİ BİR ADAMDI…
VE O; GÜZEL BİR İNSANDI, İYİ BİR DOSTTU.
Bilmeyenlere onu tanımaları için biraz bilgi vermem gerek. Özetle sevgili dostum ve sayın profesörümüz hakkında şu bilgileri verebilirim. “1927 yılında Gaziantep ilinin Nizip ilçesinde doğmuş. Evli, iki çocuk babası olup İngilizce, Fransızca, Arapça ve Farsça bilmektedir. 1935–1940 yıllarında Nizip Cumhuriyet İlkokulu, 1940–1946 yıllarında Gaziantep Lisesi, 1946–1950 yılları arasında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini okumuş, 1951 yılında da Tank Subayı olarak askerlik görevini yapmıştır.
1952–1956 yıllarında Tarım Bakanlığı’nın çeşitli kuruluş ve kademelerinde görev almış, 1953–1956 yıllarında Gaziantep Teknik Ziraat Müdürü görevinde bulunmuş, 1957 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne Asistan olarak girip, 1961 yılında DOKTORASINI vermiştir.
1962–1964 yıllarında Linoln-Nebraska Üniversitesi ve Riverside-Kalifornia Ünive-rsitesi’nde Post- Graduate olarak kurslar almış çalışmalar, araştırmalar ve incelemeler yapmıştır. Instructor olarak uygulama ve öğretimde bulunmuştur.
1967 yılında DOÇENTLİK çalışmalarını tamamlamış, 1971–1972 yıllarında ikişer ay süre ile batı Almanya’da araştırma ve incelemelerde bulunmuştur. 1973 yılında PROFESÖRLÜK çalış-masını tamamlamış, 1974 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Radyofizyoloji ve Toprak Verimliliği Kürsüsü Başkanlığına seçilmiş, aynı yıl Dekan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.
Yüksek Öğretim Kurumu Yasası ile Kürsüler kaldırıldığından yöneticilik görevi sona ermiş, bir ara Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin TOPRAK A NA BİLİM DALI BAŞKANI görevinde de bulunmuştur.
1994 yılında “ÇEVRE” konusunda Profesör olarak Aydın ili Adnan Menderes Üniver-sitesi’ne bağlı SÖKE MESLEK YÜKSEKOKUKLU Müdürlüğüne atanmış ve bu görevini sürdü-rürken 1998 yılında kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır.
YAYIMLANMIŞ ESERLERİ :
Prof. Dr. Akgün AYDENİZ’ in ülkemizde ve uluslar arası yayınlanmış eserleri şunlardır:
1- 1953 – 1956 yıllarında Gaziantep’te “TEKNİK ZİRAAT” adlı, gazete ile “ÇİFTÇİ BÜLTENİ” adlı dergi,
2- 1974 – 1976 yıllarında “TARIMIN SESİ” adlı dergiyi çıkarmıştır.
3- Yayınlanmış”240 Bilimsel Araştırma”, “58 TEKNİK YAYIN”, ile ders kitabı, “75 MAKALE ”, “10 BİLDİRİ ÖZETİ” olmak üzere toplam ” 383 SÜRESİZ YAYINI “-bulunmaktadır.
4- “RADYOİZOTOPLARI ”tarım alanında ilk uygulayan ve yöntemler geliştirendir. 5- Ulusal ve Uluslararası toplantılar düzenlemiş ve projeler yürütmüştür.
6- Su kaynaklarımızın değerlendirilmesi “ ÖZELLİKLE SULAMA VE HİDROE-LEKTRİK ENERJİ “ve toprağımızın verimli kılınması “ ÖZELLİKLE GÜBRE VE GÜBRELEME ”için araştırmalar yapmış, yöntemler, denklemler geliştirmiş ve bu konuda kitaplar yazmıştır.
7- Özellikle doğumunun yüzüncü yılında ATATÜRK’ le ilgili 10 eser hazırlamış, bunlardan “TAM BAĞIMSIZLIK YOLUNDA ATATÜRK VE TARIMSAL KALKIN-MA” adlı eseri 100. yıl nedeniyle KÜLTÜR BAKANLIĞI’ ca ödüllendirilmiştir.
8-“ I. ULUSAL GÜBRE KONGRESİ 25/29 EYLÜL 1978, II. ULUSAL GÜBRE KONGRESİ 30.09.1991ANKARA,
VE ULUSLAR ARASI:
“CENTO – THE İMPACT OF MODERN DEVELOPMENTS İN FERTULUZER–1975, ANKARA “ESNA “EUROPENN SOCİETY FOR NUCLİAR ”NEW ” METHODS İN AĞRICULTURAL RESEARC- XXII MEET. 16/20 EYLÜL 1991-ANTALYA “ VE CİEC “ CENTRE İNTERNATİONAL SCİENTİRİQUE DES FERTİLİSENT-IX, SYMPOSİUM, 25/30 EYLÜL 1995 – KUŞADASI” toplantılarını düzenlemiş, başkanlıklarını yapmıştır.
9- Kültürümüz ve doğal değerlerimiz; özellikle, dilimiz, musikimiz, büyüklerimiz, tarihimiz, tasavvuf ve diniyat özel uğraşılarıdır. Ben yakın dostlarından olduğum için zaman zaman konuşurduk. Rahmetli aynı zamanda çok iyi bir müzisyendi. Sayıl NEYZEN’ lerdendi.
Prof. Dr. AKGÜN AYDENİZ’ in yazıları YENİ SÖKE GAZETESİ ile SÖKE EKSPRES GAZETESİ’ nde yayınlanmıştır.
----------------
Sayın Prof. Dr. AKGÜN AYDENİZ ile 1994–1998 yılları arasında Gazeteci-Yazar olarak tanışıp, zaman içinde yakın dostluk diyalogunu kurma şansına sahip oldum. Zamanla bu dostluk aramızda GÖNÜL DOSTLUĞU şekline dönüştü. Baba evlat ilişki-lerinden de öte bir dostluk olan bu GÖNÜL DOSTLUĞU, bizi Mevlana ve Yunus Emre anlayışındaki sevgi dostluğu ile kaynaştırdı.
Muhterem hocam ve aziz gönül dostum olan Prof. Dr. Akgün AYDENİZ’ i bu zaman içinde çok iyi ve yakından tanıdım. O da beni çok iyi tanıdı. Amma Söke kenti insanları ve bazı bürokratları ve Söke’nin kaderine o gün için yön veren bazı yöneticiler sayın büyüğüm, hocam ve gönül dostum AYDENİZ’ i benim ölçülerimle yaklaşıp, tanıyamadılar, tahlil edemediler, değerini bilemediler. Söke’ye ve Sökelilere bu mesafede kalmak çok şeyler kaybettirdi. Bu konu beni her zaman üzmüştür. Hatırladıkça, yaşamım boyu da üzmeye devam edecektir.
Değerli dostum ve aziz öğretmenim Prof. Dr. Akgün AYDENİZ’ e bizleri yaratan yüce Allah’tan gani gani rahmet dilerim. YA GANİYYÜ ismi latifinin ecrine erdirmesini de niyaz ederim. Eminim ki güzel dostum, sayın öğretmenim sen son nefesini verinceye kadar da okulunun dört duvarı arasında aynen yaptığın gibi ilmi çalışmalarını son anı demine kadar sürdürmüş, ibadet edercesine eserler hazırlayıp seni tam tahlil edemeyen biz cahil dostlarına bırakmışsındır. Atatürk’ün ölüm yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde onun sözünü ettiği gençliğinden olduğunu, onun NUTKU’ nda ve Hitabesinde anlamını bulan kişilerden biri olduğuna bir kez daha inanıyorum. Ben o sevgiyi sende gördüm…
Suat TUTAK
11.11.2008
YORUMLAR
ne mutlu ki dostluğun kıymetini hala bilenlerdensiniz. ne mutlu ki dosta dost gözüyle bakanlardansınz dostunu unutmayanın bir çok dostu olur allah hepimize hayırlı dostlar arkadaşlar versin.Bir dost kucağı başımızı yaslayacağımız bir dostumuz olması dleğilmi? sevgimle kalınız dostluklarınız daim olsun