- 931 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
bir sana, iki bana
Dünya bir oyun bahçesi aslında...
Ve biz insanlar geçimsiz çocuklar, bütün oyuncakları kendimiz için istiyoruz, eğer bir başkasına vermek zorunda kalırsak onu kırıyoruz! Sonra yapıştırıyoruz fakat hiç sağlam olmuyor!
Bu oyun bahçesinde kısıtlı bir zaman geçireceğimizi hep unutuyoruz, oysa burada eğlenmek elimizde, fakat önce ayağımıza batan taşları, dikenleri ve pislikleri temizlemeliyiz, sonra kendi içimize dönmeli ve bu oyunda nerede olduğumuzu ve ne aradığımızı sormalıyız!
Ama nerdeeee?
Yani nerde bizde o soruları sorup o temizliği yapacak istek ve irade! Yok...
Bazılarında var ama o kadar azlar ki, onların temizlemesi diğerlerinin kirletmesini önleyemiyor, azaltamıyor bile!
Diğerleri nelerle uğraşıyor? Kavga ile entrika ile, savaş ile!
Evet çocukken savaş oyunu oynamakta zevkiydi fakat şimdi bu oyunda gerçekten ölüyor insanlar ve hatta canlılar! O yüzden hiç eğlenceli değil bu dünya! Benim için en azından hiç eğlenceli ve sevimli değil!
Ben burada bir şeyler üretebilmek isterdim, resim yapmak, bir balona binip dünyayı dolaşmak, masmavi sularda korkusuzca yüzmek, koşmak, ağaçlara tırmanmak ve ağaç yetiştirmek... Rengarek çiçekler yetiştirip onlara isimler vermek isterdim, ve çiçeklerimi kimsenin hoyratça koparmayacağını bilmek!
Ata binmek isterdim ve o atın sahibi olmak! Bir sürü sokak kedim, köpeğim olsun onlarla oynayayım ve bana güvensinler isterdim... Hiç bir insanın onları zevk için öldürmemesinide!
Akşamları bahçemizde dostlarla meşk etmek isterdim, hiç tanımadığımız insanlar bile çekinmeden gelsinler masamızda, sevgimize eşlik etsinler isterdim...
On odalı bir evim olsun, bir odası tıka basa kitap dolu, bir odasında her türlü enstrüman, bir tanesi düş odası olsun, diğerleride bir sürü güzel şeyle dolsun!
Çocuklarımız okuldan gerçekten öğrenerek gelsinler, onların beyinleri gerçek bilgilerle donatılsın isterdim, sorgulamayı öğretsinler, özgüveni, hoşgörüyü, kardeliği ve paylaşmayı öğretsinler onlara... Okuldan çıktıklarında spor yapacakları alanlar olsun fakat istisnasız her bir çocuğa!
Benim var başkasından banane diyen insanlar olmasın! Gerçek mutluluğun çevrendekilerle paylaştığın güzellikler olduğunu bilen insanlar olsa keşke!
Bizler, ülkemiz elden gidecek mi, işgal edilecek mi, ne zaman edilecek, ne zaman tutuklanacağız korkuları yaşamak yerine:
Hasta olduğumuzda sevgi ile bakan ssk doktorları görsek;
Spor yapmak istediğimizde bu imkanı bulabilsek;
Sinemaya ya da tiyatroya gitmek istediğimizde param yeter mi acaba diye düşünmesek;
Televizyonlarda çiftleştirme ve tıkındırma programları yerine, insanca hazırlanmış ve insana hizmet eden programlar izlesek;
Bizi hafife almasalar, aldatmasalar, bize ahlaksızlığı normal birşeymiş gibi yansıtmasalar;
Emekli maaşımızı aldığımızda gelecek ayın sonunu nasıl getireceğim diye düşünmek yerine, istediklerimizi korkusuzca yapsak;
Kapımız çaldığında hırlımı hırsızmı demek yerine güvenle açabilsek;
Sokakta karşılaştığımız insanlar bize gülümsediğinde yüzümüzü buruşturup imalı imalı bakmasak;
Bir kadın ya da bir erkek karşı cinsten birine sadece insan gözü ile bakabilse, içgüdüleri yerine aklı ile hareket edebilse;
İnsan ayrımı olmasa, din dil, ırk ve mezhep gözetmesek;
2B yasaları çıkarıp ormanları talan ettirmek yerine memleketin her karışına bol bol ağaç diksek;
Denizleri kirletmesek, ormanları yakmasak, canlıları vurmasak;
Yalan söylemesek;
İhanet etmesek;
Dünyayı sevsek, birbirimizi sevsek, din ya da çıkar yüzünden kan dökmesek;
Özgür olsak, özgürlükçü olsak;
Çocukları öldürmesek, zehirlemesek, sokaklara itmesek, korusak onları kendimizden!
Bizim bunları istemeye hakkımız yok mu?
Bu bahçede kaç gün kalacağımız belli değil ve biz sadece ayağımızı kesen taşlarla yaşıyoruz ve hiç eğlenemiyoruz!
Birileri bize yalanı, talanı, riyayı dayatıyor!
Ahlaksızlığı bile yutturuyor!
Ve biz mutluluğu sadece öteki dünyada aramakla avutuluyor ve uyutuluyoruz!
Oysa bu bahçede ayağına diken batmadan yaşayan bir sürü zengin züp-pe var! Onlardan başka hiç kimse bahçenin güzelliğini yaşayamıyor!
Hastane kapılarında biz ölüyoruz, dağlarda biz şehit oluyoruz, açlıktan Sudan’da, Endonezya’da, Nijerya’da biz ölüyoruz, Filistin’de, Afganistan’da, Irak’ta biz tecavüze uğruyor, biz vuruluyoruz, bize dindar olun diyorlar, kendileri dinde boğuluyor fakat biz hayalle yaşatılıyoruz! Borç içinde, kirasını ödeyemeyen, ay sonunu getiremeyen, ekmek alacak parası olmayan biziz... Peki neden diye sormayız! Bu bizim kaderimiz deriz! Öteki alemden medet umarız!
Yakutun, elmasın, incinin zevkini üstümüze basıp geçenler sürer!
İsyan eder birimiz onuda biz alaşağı ederiz! Düzen korunmalı o düzenin düzensizliğinde rüyada yaşarız!
Dışarıda cennet fakat biz kendi cehennemini yaratanlar gibi kaderimiz dediğimize inanırız!
sardunyam
YORUMLAR
Ben burada bir şeyler üretebilmek isterdim, resim yapmak, bir balona binip dünyayı dolaşmak, masmavi sularda korkusuzca yüzmek, koşmak, ağaçlara tırmanmak ve ağaç yetiştirmek... Rengarek çiçekler yetiştirip onlara isimler vermek isterdim, ve çiçeklerimi kimsenin hoyratça koparmayacağını bilmek!
şahane bir yazı
bir çırpıda okudum
adeta
...